Oakland tradutor Inglês
644 parallel translation
Oakland'ta inip feribotu tut, seni buradaki iskelede bekleyeceğim.
Get off at Oakland, catch the ferry. I'll meet you at the Ferry Building here.
Bayanlar ve baylar sıradaki maç Oakland'lı Pat Pemberton ve Santa Monica, California'lı Gussie Moran arasında olacak.
Ladies and gentlemen the next match will be between Pat Pemberton of Oakland and Gussie Moran of Santa Monica, California.
Berkeley and Oakland.
Berkeley and Oakland.
Oakland'da onu ilk gördüğümde dedim ki...
The first time I saw him in Oakland, I said :
Ben o küçük kasabalarda birkaç yıI daha oynadıktan sonra... Oakland'da bir bilardo salonu açabilesin diye. Altı masa, yanında da at yarışı bahisleri.
In a couple more years, with me playing in those little towns you might be able to buy a poolroom in Oakland six tables and a handbook on the side.
İlk oyunda beni yenersen doğruca Oakland'a dönerim.
Beat me the first game, and I'm on my way back to Oakland.
Belki Oakland'da bir iş bulabilirim.
I could get a job in Oakland maybe.
Sen, Marin County'yi, ben de Oakland'ı alacağım.
You take Marin County. I'll take Oakland.
Bay Oakland?
Mr. Oakland?
Hücre arkadaşı Max Davis'ten yeni öğrendiğimize göre Barret aslında 5 yıl önce Oakland'deki zırhlı araç soygununu planlayıp ortaklarını kandıran ve 10 milyon doları saklayan Albert Jenkins'miş.
We have just learned through his cellmate, Max Davis, that Barret is actually Albert Jenkins, who masterminded the Oakdale armoured car robbery five years ago, double-crossed his associates, and hid the $ 10 million take.
Ben Oakland'de okula gittim... ve orada birçok beyaz çocuklar vardı.
I went to school in Oakland... and I had quite a few white-type of school kids with me.
Oaklandlı bir kadının daha ırzına geçildiğini okudun mu?
Did you read that another Oakland woman was raped?
Oakland civarına hiç gitmedim!
I was nowhere near Oakland!
Βen bir Κatοlik kilisesine giderdim, Metοdist kilisesine de gittim... bütün diğer kiliselere de gittim dοstum, ama sοnra Οakland'daki... bu zenci kilisesine gittim.
I went to all them other churches, man, but then I went to this black church... in Oakland. And we went up....
- Çavuş, Yüzbaşı Oakland'ı çağır.
- Sergeant, get me Captain Oakland.
Teğmen Newell ve Yüzbaşı Oakland'ı bulamıyorum.
I can't find Lieutenant Newell or Captain Oakland.
Yüzbaşı Oakland ve Teğmen Newell kayıp, onları bulacağız.
Captain Oakland and Lieutenant Newell are missin'. See if you can find'em.
Yüzbaşı Oakland ve Teğmen Newell'ı bulsunlar
Request word on Captain Oakland and Lieutenant Newell.
Sen Oakland'ta oynayan Harry Moseby, değil misin?
Hey, aren't you the Harry Moseby who played ball for Oakland?
Oakland Raiders'lar yakında.
The Oakland Raiders are close.
Bunların hepsi Berkeley, Oakland ve Elizabeth.
All those with families in Berkeley, Oakland and Elizabeth.
Oakland'ın merkezinde, iki odalı dubleks bir evde oturuyoruz ve 1948 model bir Studebaker'ımız üç parçalı yemek odamız Motorola marka televizyonumuz var.
Now, we live in a two-bedroom duplex in downtown Oakland, and we have a 1948 Studebaker, a blond, three-piece dinette set, Motorola TV.
- Oakland'de.
In Oakland.
- Şey, Oakland'de.
In, uh - in Oakland.
Oakland'da bir konserimiz var.
We have a gig over in Oakland.
- Hayır. Oakland programları için onu oyunculardan biriyle değiştirdim.
I traded it with one of the players for some rare Oakland programs.
Bütün Oakland Raiders takımının üstümden geçmesini diliyormuş.
This one hopes that I'll get gang banged by the Oakland Raiders.
Küçük ama çok güçlü bir TV anteni yapacağım... Böylece Sacramento, Oakland gibi çok uzak yerlerden yayın alabileceğim.
To build a small but powerful tv antenna... so i can pick up signals from real far away, you know, like sacramento, oakland.
Orayı aldık ve emin olun hiç kolay değildi. Her şey havaya uçtu.
And we were met in Oakland, by, by pretty little things
Zencilerin isyan çıkardığı ve ceza görmediği toplumlara. Tıpkı Harlem sokaklarında, Oakland sokaklarında ya da Chicago sokaklarında yaptıkları gibi!
Communities in which Negroes run riot, unrestrained as they do in Harlem or they do in Oakland or they do in the streets of Chicago!
- Oakland'a gittin mi, yeni yılda?
- Did you do Oakland, New Year?
- Oakland.
- Oakland.
Oakland'a giden 80 yoluna sapalım.
You want to take the 80 to Oakland.
- Oakland mı?
- Oakland?
Dennis Bryson'la Oakland'da beraber çalışmıştık.
Dennis Bryson and I worked together in Oakland.
Sizi, umarım öyle bir şey olmaz ama Oakland'a kadar kovalamam gerekse yaparım.
If I'm required to chase you back to, God forbid, Oakland, I will.
Oakland?
- Oakland.
Oakland'da mı yaşıyorlar?
Do they live in Oakland?
Aslında Oakland'a döneceğim ve istersen seni ziyaret ederim.
I'll be going back to Oakland soon, and... and I'll visit you, if that's okay.
Buradan ilk giden uçak durmadan Yeni Zelanda Oakland'a gidiyor.
The next flight out of here goes nonstop to... Auckland, New Zealand.
- Oakland'ta.
- Oakland.
Hala hayatta, keyfi yerinde ve Oakland'ta yaşıyor.
Apparently she's alive and well and living in Oakland.
Oakland.
Oakland. What?
Beni Oakland'ta çarptı.
He hit on me in Oakland.
Oakland bölge okuluna girmiş ve notlarını değiştirmeye çalışırken yakalanmış. Biliyorum.
Caught breaking into the Oakland School District computer to change his grades.
Oakland'da bir okul açıyorum.
I'm opening a school in oakland.
- Oakland şehir merkezine.
- Beautiful downtown Oakland.
Hadi Oakland.
Here we go. Oakland.
Oakland.
Oakland.
Ben 15 yaşındayken, aiIemIe OakIand'da oturuyorduk. Her gece seni dinIerdim.
I was 15 and my family was living in Oakland.
Oakland'daymış.
She's in Oakland.