Odamda tradutor Inglês
3,706 parallel translation
Ben daha küçükken babam odamda yanan bir sigara bıraktı.
You know, um, when I was a girl, my dad left a, uh, a cigarette burning in my room.
Odamda sigara içerken...
Why he was smoking in my room...
Odamda duruyorlardı.
They were in my room.
Odamda bulmuş.
She found it in my room.
Avukatlar benim odamda bekliyor.
Lawyers in my office.
Odamda bir şişe votka var.
I have a bottle of vodka in my room.
Ben de sevindim. Gerçi odamda kül tabağı olsa daha çok sevinirdim ya.
I'm happy, too, though I would be happier if my room had an ashtray.
Affedersiniz. Odamda ne ariyorsunuz?
I'm sorry.
- Benim odamda da mı?
Ugh, even my room?
Harper da oradaydı. Evan'ın bayrağı elinde oturma odamda öylece duruyordu.
There he was, just... standing in my living room, holding Evan's flag.
- Anladım. Odamda kalabilirsin.
Well, you can have my room.
Benim odamda daha rahat edersiniz.
You'd be much more comfortable in my quarters.
Benim dışımda odamda kimse takılmıyor.
No one is hanging out in my room except for me.
Tamam, bak, planda ne var bilmem, ama başlamasına iki hafta var daha, yani, hâlâ benim haber odamda dikiliyorsun ve davranış şeklin beni rahatsız etmekte.
Okay, well, whatever it is doesn't start for two weeks, so you're still in my newsroom and you're behaving in a way that is bothering me.
Odamda bahsettiğin şu zırvalıkları aklıma yattı sanma, ama iki hafta erken başlayabilir misin işe?
I didn't buy any of that bullshit you said in my office, but can you start two weeks early?
Sizden ayrıldıktan sonra doğruca otele gittim. Odamda silahlı bir adam vardı.
I went straight to my hotel when I left you guys, and there was a man in my room with a gun.
Odamda beni bekliyordu.
He was in my room waiting.
Ama aradığınız cevabın şu anda odamda bana bakmakta olduğunu hissediyorum.
But I have a feeling that the answer you're looking for is staring at me right now in my office. I'll get back to you.
Trey odamda ne tür oyuncaklar olduğunu görmek istedi.
Trey just wanted to see what kind of toys I have in my room.
Yatak odamda insanlar var!
- People in my bedroom!
Oh tanrım, niçin yatak odamda insanlar var?
Oh, my God. Why are there people in my bedroom? !
Odamda ne işin var?
What are you doing in my room?
Az önce odamda babamı gördüm.
I just saw my dad in my room.
Gidip yatak odamda bekleyelim.
Mm, maybe we should just wait in my bedroom.
Nick..... masaj odamda ekstra çarşafa ihtiyacım var.
Nick... I need some extra linens in my massage room.
Bir tanesini benim odamda yapmıştı.
She painted the one in my room.
Sadece odamda bi televizyon istedim o kadar.
I just wanted a TV in my room.
Şimdilik benim odamda kal babam çok sinirli olmalı. Onun öfke ateşini sevgimle söndürüp ondan sonra seni çağıracağım.
Stay in my room for now dad must be very angry I'll go pour some love on his hot temper, cool him and then call you.
Odamda yalnız kalıyorum.
I have my own room.
Odamda 130 bin dolar kadar para var. Ayrıca birkaç tane pahalı saat var.
In my studio, there's about 130 cash, couple of good watches.
Geçen seferki gibi bayılırsa ne yaparız? Kendimi iyi hissetmiyorum odamda dinleneceğim.
What if she faint like last time
Odamda sıkılıyorum.
Go into the house. I feel stuffy in the room.
Yatak odamda, yerde, yatağın yanında çekiyor.
In my bedroom, it's on the floor, right by the bed.
Odamda takılacağız.
We're going to go hang out in my room.
Yatak odamda aradigin şeyi bulamadın mı?
Didn't find what you were looking for in my bedroom?
Odamda yabancı biri var!
There's a stranger in my room! - Nurse!
Benim odamda mısınız?
Are you in my room?
Odamda.
In my room.
- Odamda ne işiniz var?
M... G... - What are you doing in my room?
Odamda kalamazdım, değil mi?
I couldn't stay in my bedroom, could I?
Bu görüşmeyi otel odamda yapabilmeyi dilerdim. Çünkü bizde bu margaritadan var.
I just wish we could have had this meeting at my hotel because we have these margaritas...
Kendi odamda saklarım.
I'll keep it in my room.
Ve yatak odamda balkona açılan o büyük cam kapılardan var. ... ve orda dikilip etrafa baktığında tüm gördüğün o harika, masmavi okyanus.
And in my bedroom, there are these big glass doors that open onto a balcony and when you stand there, all you see...
Tanıştığıma memnun oldum ama gecenin köründe oturma odamda ne işiniz var?
Nice to meet you, what are you all doing in my living room in the middle of the night?
Benim odamda otursana Schmidt, Cece dinleniyor.
Sit in my room, Schmidt. Cece's resting.
Sarah benim odamda, çünkü sana bilinmeyen sebeplerden dolayı aşık olmuş.
Sarah's in my room, because she fell in love with you for some unknown reason.
Şimdi odamda uyuyor.
Chuck Feeney stayed here last night.
Jayjay, odamda ne işin var?
J3 ) / lay, Why are you in my room? !
Yatak odamda bir el çantası var.
There's a satchel in my bedroom.
Tamam, Zan, odamda bekle, biz dönü...
Not Zan, he's staying here. Fine, Zan, stay in my room and we'll be...
İşte o yüzden hepiniz benim çalışma odamda duruyorsunuz.
- Whew. - That's why you're all standing in my study.