Oe tradutor Inglês
54 parallel translation
Oe Dağında iblisler gözüktü diyorlardı ben de Mikado adına oraya gittim ama iblis falan yoktu.
They said demons appeared on Mount Oe so I went for the Mikado There are no demons
Joe...
Joe-oe...
Dilenci der ki, atları, altın kisveleri, kavanozlar dolusu altını ve kıymetli taşları olan âdemoğlu, tüm bu zenginliğini, sahibi olmak istediği kadının ayaklarına serer.
That soul who hath horses and golden robes, sayeth the beggar, and jars overflowing with gold and precious stones, e sa po ace at t y eet s ces, woma, o t ou at ee to oe pou cased
Buraya da yeni bir gazete kurulacak, gördün mü?
Ad a ew ewspoapoes go g to oe estao sed gt t ee, see?
Belki bunu alsan daha iyi olur.
M ayoe youd at e avve t s oe
- Yoksa or.. ço.. olurdum. - Belki de öylesin.
d oe a so o a M ayoe you ae
Hiç kimse bunları ayırt edemez. Bu fikri hiçbir zaman tasvip etmedim.
No oe cou d evve spoot t ese vve evve apopoovved t e dea
Zaman geçtikçe beynini madende bir yerde bıraktığına kani oluyorum.
M oe t me poasses, m covv ced you et you oa s somewee oack t e m e
Pickels'a ait. Josiah Pickles, namıdiğer kalpazan. Sirke gelen seyirciler tarafından hokkabaz olarak bilinir.
t oe ogs to ck es, os a ck es, oy pooess o a cou tee te, known to most of the circus audience as a sleight-of-hand artist.
- Senin seviyeni aşar.
M oe advvaced t a you
Kimse görmedi.
N o oe saw us
Fakat birşey kesindi.
But oe thig is certai,
Şimdi yanlara doğru basalım. bir, iki, üç.. Ayakları yerden uzak tutun.
Now take it to the side, Press out, lt's oe, two, three, Now pushig the wall, keep them apart,
Yanlara açın, sayın bir, iki, üç..
Side kick, cout oe, two, three,
Şimdi önlere doğru... bir.. iki... üç... kaldır bacağı!
Now to the frot, lt's oe, two, three, agaist thighs,
Bir iki üç..
Oe, two, three,
Oysa sadece tartışmıştık.
W oe weemeejst a mggru nggr
Zincir istiyorum, dostum, zincirler.
h uderstood that oe. h'm beig chaied! h am a chaied ma!
Ve biliyoruz ki iki el her zaman bir elden daha iyidir.
but we kow two heads is always better tha oe.
# Aloha Oe # # Aloha Oe #
Aloha Oe, Aloha Oe
Ea-a-oe's
Ea-a-oe's
- Gittikçe düzeliyor. - Daha topa uzanmayı bile bilmiyor!
He's getting better, all oe matter he is if he c reach the damn ball!
Akutagawa Edebiyat Ödülü'nün eski bir finalisti olarak bence şu yeni türeyen romancılar, Ishihara ve Oe büsbütün salak.
As a former finalist for the Akutagawa Literary Prize, in my opinion, these upstart novelists, Ishihara and Oe, are truly feeble
- Bence de terimizi soğutmayalım.
Yes, keep food warm. - "Aloha Oe."
Joe mafya için çalışıyor.
J oe works for the mob.
Ya vakti geldiğinde ya da günün birinde.
All At Oe Or One Day At A Time.
- j-oe.
Joe.
- Geçen hafta buraya gelen G.D. temsilcisi.
- The V.A.Rep that was oe herlast week.
Aloha.
Aloha'Oe.
Hayallerine inan ve gücünü göster.
500 ) } ochiru ame ni kakenukete kibou oe no kiseki wo sugu undeku 50 ) } kanashimi wa nagareru toki wo tometakutemo 50 ) } Though sorrow wants to stop the flow of time... 50 ) } Though your feelings and your cries never seem to end... 500 ) } even though this will just repeat the cycle of despair. 50 ) } omoi ya sakebi zutto owaranakutemo 500 ) } sore demo kokoro ni utsushitsuzukete bokura wa ikiteku
Goethe. "oe" ile.
Goethe. With "oe".
Bak "o ve e" ile yazılan Goethe, gelmiş!
Oh, our Lord, with Goethe, "oe"!
- Goethe "oe" ile.
- Goethe "oe".
Goethe "o ve e" ile.
Goethe with "oe".
Oe Lisesi'nin formasını giymişti.
He wore Oe High School uniform
Ben, Oe Polis Merkezi'nden Memur Sasagaki.
My name is Sasagaki from Oe police office
Oe Polis Merkezi şüpheliyi arıyor.
The police at the Oe office hold a suspect
Bandajında mavi bir tortu.
The blue residue oe band is a high alkaline base- -
Hayır pişirmedik.
OE : No, we did not.
Judson beni terk etti.
OE : There was a town pool- - when y'all would break up- - and I had, I had 100 bucks on tonight. Judson- - he broke up with me.
Berbat bir durum Lavon!
OE : It's horrible, Lavon!
- Ne kadar sürede kimliği belirlenir?
How long do you think before oe have an I.D. On that guy?
Size kalabalık önünde ; eğer kıçından sesler duymak istersen osurmamalısın gibi şeyler söylediği doğru mu?
Is it true that he oe told you, in front of a crowd, that if he wanted to hear from an ass, he would have farted?
♪ For oe in my life
♪ For oe in my life
Ayakkabılarla ilgili olmayan bir soru sorabilir miyim?
Can I ask a non-oe related question?
Çok esaslı bir adamsın Steve.
♪ Aloha oe ♪ You're a swell guy, Steve.
- Hayır, Joe. - Evet, öylesin.
No, oe Y es, you ae!
Burn'öe de çalıştım.
I was in that movie Burn.
Ona içmesi için içkimi verdiğimde, beni içkisini içmekle suçladı.
- That's all you got to do. Stop. Oe perso talk at a time.
Addy.
OE :
- Ne?
- ¿ Oe?