Olamaz tradutor Inglês
53,510 parallel translation
Adam, isteyen istediğini alabilir. Ama kimse, her şeye sahip olamaz.
Adam, anyone can have anything.
♪ Kötülük bundan iyi olamaz ♪
♪ Bad just doesn't get much better ♪
Olamaz. Kafası yok.
( chuckles ) Well, minus the head.
- Olamaz.
- Andy! - Oh, no.
"Olamaz."
And I'm like, "No..."
Olamaz.
- Oh, man.
Uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone far.
Yaptığın hiçbir şey aptalca olamaz.
Nothing you do is stupid.
Hayır, olamaz.
No, no, no, no, no.
Bir saniye mutlu olamaz mısın?
Can't you just be happy for one second?
- Anne darılma ama Jesse, Gale'i öldürmek üzere. - Olamaz!
Sorry, no offence, Mum, but jesse might be about to kill Gale.
Ben de değiştiğini sanmıştım ama başka bir sebep olamaz.
I thought he changed, too, but it can't be anything else.
Olamaz.
Oh, Jesus.
Bir psikoz nöbeti geçirmekten daha kötü olamaz Rick.
There's no tougher titty than a psychotic break, Rick.
- Olamaz. - Sakin olun.
Calm down, people.
- Olamaz.
- Oh, no!
Olamaz.
It can't be.
Olamaz.
It can't be!
Of, olamaz, Rick, Ö-Ölmek istemiyorum ben!
Oh, geez, Rick, I-I-I don't want to die!
Olamaz, iyisi mi...
Oh geez, I better...
Tam tersi olamaz.
Not the other way round.
Olamaz Michael...
Oh, no, Michael...
Çocuğunun mağdur olması kadar korkunç bir şey olamaz değil mi?
There's nothing worse than your child being victimized, right?
Bundan daha normal olamaz.
It doesn't get more normal than that.
O öfke nöbetleri atar böyle, hoşgörülü olamaz.
Even if he throws tantrums, you can't be lenient.
Kimse efendimizden daha fena olamaz.
No one is sillier than our master.
- Olamaz!
- Impossible!
Bu iyi olamaz, değil mi?
This can't be good, right?
Hayır, hayır, hayır, olamaz.
No, no, no, no, no.
- Bu doğru olamaz.
That can't be right.
Değerlendirdiğiniz kişi İran'a doğru yönelmenize yardımcı olacak birisi ise, şu an bir çizgi çekecek kişi o olamaz.
Anyone you were considering to help pivot towards Iran wouldn't be the one now to draw a line in the sand.
- Olamaz.
- Oh, no.
Olamaz!
Oh, God. Uh, Doc...
Olamaz!
That's a lot of lying.
Olamaz?
No shit?
Yani karın olamaz, zaten karın yok senin.
I mean, it can't be your wife'cause haven't got a wife.
Senin çocuğun falan olamaz, çünkü olursa bahanen kalmaz
You can't have a kid, because then you'd have no excuse.
Olamaz, biz yardım hattıyız.
No, no. We're a relief mission.
Hisarda da değilse fazla uzaklaşmış olamaz.
She's not in the fort. She couldn't have gotten very far.
Paha biçilmez şeyleri kefeye koyup seçim yapmak kadar korkunç bir şey olamaz.
It is some kind of hell to be forced to choose one irreplaceable thing over another.
O evlilik yasal olamaz.
There's no way that marriage was legal.
Ama o zaman Batman olamaz.
But then he doesn't become Batman.
- Olamaz! - Ne oldu?
Oh, no.
- Bu da Rebacca'dan başkası olamaz.
-... it's Rebecca.
- Olamaz, Tanrım
♪ - ♪ Oh, my God ♪
Şu anda durduğun yere gelene kadar neler yaşadığına dair en ufak bir fikrim bile olamaz.
To rise from where you began... to where you now stand, I cannot imagine the road you've traveled.
Olamaz.
Oh, no.
Olamaz.
No.
Olamaz.
They didn't.
Kendi fikriniz olabilir ama kendi gerçekleriniz olamaz.
I'm sure each president can remember a time not that long ago when there was this consensus- - you are entitled to your own opinions, but you are not entitled to your own facts.
Olamaz!
No.