Olgun tradutor Inglês
2,513 parallel translation
Artı, bu kıyafet kıçını olgun bir karpuz gibi gösterecek.
Plus, it'll make your ass look like a ripe little melon.
Oldukça olgun bir gençle konuştuğunu unutuyorsun.
You forget you're dealing with a very mature young man here.
Bugün beni havuza ittirdin ve şu anda burada, olgun kadınlar gibi bunun hakkında konuşuyoruz.
Well, you pushed me in a fountain tonight, and here we are, talking about it like mature young women.
Sana yardım etmeye çalışıyorum çünkü, yetişkinlerin olgun bir ilişkide yapması gereken de bu.
- I'm trying to help you, because that's what adults do in an adult relationship.
Olgun.
Oh, it's ripe.
Çünkü hiç olgun bir kız değil.
She's just really immature.
Saul, bence bu devirde, - ve bu yaşta iki olgun insan mantıklı-- - - Hadi ama, Kevin.
Saul, I-I think in this day and age, two mature, intelligent men can negotiate - oh, come on, Kevin.
Çok olgun bir üzüm.
A very ripe grape...
7 yaşında biri için bayağı olgun.
Uh, he- - he's pretty mature for 7.
- Ne olgun bir tavsiye.
That's very adult of you.
" Ya da çok olgun, çok zeki gibi davranmalıyım ya da...?
"Or should I be, like, acting, like, very smart and mature, or I- -" you know?
Ivy görebileceğiniz en sorumluluk sahibi ve olgun kızdır.
Ivy is the most responsible, mature young lady.
Ne kadar olgun. Dylan ne olacak peki?
[Alex] What about Dylan?
Vay besi yok, sadece olgun davranmaya çalışıyoruz.
We're just being grown-ups, that's all.
Burayı çok seviyorum kendimi çok uzun ve olgun hissettiriyor.
Ooh, I like this place. It makes me feel so tall and busty.
Şahsen, biraz daha olgun birini tercih ederim.
You know, personally, I like someone with a little more maturity.
Tamam, itiraf edeyim ki, bunun için yeterince olgun değilim.
Okay, I can admit it, I'm not mature enough for this--this...
Genç mi yoksa olgun bayanlardan mı hoşlanırsın?
Young women or old ones?
Bizler olgun yetişkinleriz Michelle.
We're mature adults, Michelle.
Ben daha olgun, daha mantıklı hareket ederim.
I'm the more mature, rational one.
Çok olgun bir hareket gerçekten.
This is really mature.
Sizi ilk tanıdığım zamana göre, çok daha olgun ve akıllıyım.
- I am a lot older than I was when I first knew you. And wiser.
Evet yeni hassas olgun birine ihtiyacım var
And I need someone who is sensitive... matured, and actually cost me. Are you now a little better?
Zekiyim, çekiciyim ve çok daha olgun birini bulmam gerektiğini söyledin
You said I was smart, and zadivljujuæa I... It should be with some...
Seni olgun gösteriyor.
You look very mature.
İnan bana olgun birinden başka kimseden daha iyi şekilde öğrenemezsin.
Trust me when I tell you that there's no better way to learn than from an older lover.
Olgun, varlıklı bir dul.
And she's a mature wealthy widow.
Sanırım evrensel olarak, olgun ve sorumluluk sahibi bir yetişkin olarak tanındığımı görüyorsundur.
I think you'll find I'm universally recognised as a mature and responsible adult.
Prens'in olgun bir adam olduğunu görecek kadar yaşayamayacak.
And he will not live to see the Prince come to maturity.
Çocukluğu bırakıp biraz olgun olabilir misin?
Can you return to maturity now please?
Evet, biraz olgun davranalım, değil mi?
Yes, let's all grow up a little, shall we?
Olgun ve akıllıdır.
She's mature and decent.
Ne kadar olgun ve sorumluluk sahibisin.
How mature and responsible!
Keşke biraz daha olgun olabilseler, ama...
I wish they were more mature, but...
Kendi evi olacak kadar olgun birisi.
He's mature enough to have his own place.
O halde senin için çok olgun birisi.
Well, then he's too mature for you.
Senini gibi olgun, eğitimli bir kadın Diego'da ne bulur ki?
What does a worldly, educated woman like you See in someone like diego?
Belki, belki de olgun olmam gerekiyor,... belki de biraz çocuksuyum, ama en azından aldatan ben değilim.
Maybe, you know, maybe I need to grow up, maybe I'm a bit of a baby, but at least I'm not a cheater, you know?
Yaşlı ve olgun birini.
An older, more established guy.
Paramı daha yaşlı, olgun, varlıklı ve evli bir adama koyuyorum.
I'll put my money on an older, more established, wealthy, married man.
Ailemin kokteyl partilerinde hep altı yaş daha olgun hissederdim kendimi.
I always feel like a six-year-old at my parents'cocktail party.
Dan olgun fıstıklara hasta.
Dan loves milfs.
- Dan olgun fıstıklara hasta mı?
- Danlovesmilfs?
Derrick'in olgun ve seviyeli biri olduğunu duymuştum, yani kendini kaybettiğinde ne kadar şaşırdığımı tahmin edebilirsin.
I'd heard derrick was mature And level-headed, so you can imagine my surprise When he flew off the handle like that.
Her zaman olgun erkeklerden hoşlanmışsındır.
You always liked mature men.
Sen yaşına göre çok olgun birisin, biliyor musun?
You are very mature for your age. Do you know that?
Galiba ikimiz de olgun kadınlardan hoşlanıyoruz. - Teşekkürler.
Guess he and I both go for older women.
- Daha olgun arkadaşlarımla içiyorum.
- I do it with my older mate.
Onda her zaman en olgun kavunlar ve yapış yapış çörekler bulunur.
She always has the ripest melons, Sticky buns.
"Amerika'nın En Olgun Muzları", "Benimle Değerlendirir misin?", "Kim Kaynakçı Olmak İster?" "Fino Köpeği File Karşı", "Bacak Değiş Tokuşu", "Bilgisayar Öğrenmeye Çalışan İhtiyarlar", "Amerika Yıldızını Arıyor", "Yıldızların Arabalarıyla Dans", "Amerika'nın En Sarhoş Eziği", "Saç Bakalım",...
America's Ripest Bananas, So You Think You Can Judge, Who Wants to be a Welder? Poodle Versus Elephant...
Gördün mü? Göründüğünden çok daha olgun ve akıllıdır.
- See?