English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ O ] / Olursun

Olursun tradutor Inglês

11,896 parallel translation
- Oraya varmadan almış olursun.
You will get them before you arrive.
- Bu konuda daha iyi olursun sanmıştım.
I thought you'd be better at this.
Üniforma üzerindeyken yapmazsan gelecekte pişman olursun.
If you've never done that in your uniform, you'll regret in the future.
O zaman kaçak olursun, ve işler senin için çok kötü biter.
Then you're a fugitive, and things will end really bad for you.
Ve düzgün pişirilmezlerse onların kıçlarını yemiş olursun.
And, unless they're butterflied correctly, you're eating their poop chute.
Diyelim sahtecilikten sabıkan varsa bunda iyi olursun muhtemelen. Doğru.
Maybe if you had priors for, say, forgery, then you'd probably be good at it.
Bir dahaki sefere onu utandıracak bir duruma düşürecek olursun falan,... adama bir "teşekkür ederim" de.
So next time you feel like embarrassing him, try saying "thank you" instead.
Doğru cevabı bilirsen, geçen sen olursun.
You guess the right answer, you get to be the one who passes.
Daha mutlu olursun sanmıştım.
I thought you'd be happier.
Fakat öylece atarsan pişman olursun.
But, you'll regret it if you just throw it away.
Ve kim bilir günün birinde belki bir anne olursun ve o zaman ne dediğimi anlarsın.
And who knows, maybe someday you will have children of your own, and you will know what your mother and I go through.
Cezaevinde birkaç gün geçirirsen daha konuşkan olursun belki.
Maybe you'll feel more like talking after spending a few days in lockup.
JC'de anormal psikoloji dersi alıyorum. Bence iyi bir ödev olursun.
And I'm taking abnormal psych at the JC, and I think... you would make, like, a really good paper.
Gözünü açıp kapanyıncaya dek, elli altı yaşında Karen'la evlenmiş olursun ve kısmetse torunlarıma destek olurum.
In the blink of an eye, you're going to be 56 years old, married to Karen and, God willing, having my grandchildren to support.
Onu içince boğulurmuş gibi olursun.
When you chug that, it feels like you're drowning.
Ya yola gelirsin ya da paramparça olursun.
I will bend you to our will or I will break you.
- Mutlu olursun sanmıştım.
- I thought you'd be pleased.
Steteskopunu tut. Böylece ellerinle yapacak bir şeyler bulmuş olursun.
Hold your stethoscope so you have something to do with your hands, okay?
Bir şey olursa da, bütün o şüphe ve evhamlarınla sen hazır bekliyor olursun zaten.
If anything, it was the fact that you were there, with all your doubts and misgivings undermining me.
- Onu kovarsan, eline istediğini vermiş olursun, bir dava.
You fire him, you give him what he wants, a cause.
- Nasıl iyi olursun?
How can you be okay?
Ya şimdi şartı tahliye olursun ya da birkaç yılını hapiste geçirip sınır dışı edilirsin.
Go now with probation, or you can spend a couple of years in jail and then be deported.
İş birliği yap, yoksa pişman olursun.
Cooperate, or you'll regret it.
- Okumazsan pişman olursun.
You're gonna regret not reading this.
Karar çoktan verildi, kabul ettin yani ya ekibe katıl ya da sıradaki ceset sen olursun.
It was already made, and you agreed, so either get on board, or you're the next dead body out there.
- Connor ne olursun lütfen!
- Connor! Please! Please!
Umarım, benim tarafımda olursun.
I... hope you're on my side.
Fakat nasıl olur da kendi kaderinden bihaber olursun?
Then how can you not know about your own fate like this?
Sıkı çalışırsan sen de birkaç yıla böyle olursun.
That's you in a couple years if you keep working hard.
Ama bu sefer dinleyeceksin çünkü dinlemezsen hayatının geri kalanında yani sonsuza kadar pişman olursun.
But this time you're going to listen because if you don't... you're gonna regret it for the rest of your life, which, in your case, means forever.
Her şey affedilir. Bütün sorunları ve giysileri çıkarıp atarsın ve karanlıktan ışığa geçmiş gibi olursun. Hem de tam hız.
So it's like all is forgiven, and you can throw off your troubles and your clothes, and you're like out of the dark and into the light, full speed ahead.
Eğer bir üniversitelinin Güvenli Alanını ihlal edersen insanlığın en kutsal kuralını çiğnemiş olursun.
When you breach a college safe space, you're crossing the most sacred human boundary there is.
Böyle devam edersen yakında herkesle kanka olursun.
You keep this up, pretty soon you'll be fisting the whole community.
Nasıl Tandy'yle birlikte olursun?
I just don't understand. How could you be with Tandy?
"Hmmm" dan başka bir şey dersen, çok yardımcı olursun.
If you say something apart from "Hmmm", that would be really helpful.
Olsa olsa buzdolabı magneti büyüklüğünde olursun.
You're barely the size of a refrigerator magnet.
Evet. Gerekli vitaminleri almış olursun.
Yes you'll get all essential vitamins.
Günde 100 gram kimçi yersen ve 70 mililitre kimçi suyu içersen gerekli vitaminleri almış olursun.
If you eat 100g of kimchi and drink 70ml of kimchi brine per day you'll get all essential vitamins.
Birbirimizle çok samimiyiz. Kendini fazlalık gibi hissettiğini biliyorum ama seni bir kez tanıdılar mı hayat boyu arkadaşları olursun.
I know that this is a really tight bunch and it is easy to feel stuck outside, but once they get to know you, you have friends for life.
Hem üşümemiş olursun.
And, uh, try to stay warm in here.
Satın alırsan ezik olursun.
You buy it, you look like a jerk.
Böylece serinin bir kitabını aradan çıkarmış olursun.
So you knock another one out in the series...
Ne olursun!
Please!
Ama eğer evet dersen, bu kapının ardındaki her şeye sahip olursun.
But if you say "yes," you get what's behind all three doors.
Adam'la savcının ofisinde olursun sanmıştım.
I thought you and Adam had an appointment with the prosecuting attorney's office?
Benden olursun.
You'll be on my team.
O her yerde 10 puanken sen anca Utah'da 7 puan olursun.
She's a stone-cold 10, and you're a Utah 7!
Biri seni vajinandan vursa ne kadar sakin olursun?
! How calm would you be if someone shot you in the vagina?
Dağa tırmanırsın. Deli gibi aşık olursun ya da kafayı takarsın. Ne demek istersen artık.
You climb the mountain, you fall madly in love... or obsess, or whatever you want to call it... you extract all the gold, then the honeymoon comes to an end, and, slowly, they all become traitors in your eyes.
Jared'ın küllerini bulduğuna memnun olursun sanmıştım.
I thought you'd be glad to find Jared's ashes. No, I am.
Ya bu karara uyarsın, ya da sıradaki sen olursun.
So either get on board, or you're the next dead body out there.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]