Onceden tradutor Inglês
17,546 parallel translation
Bu "acılı" durumu önceden düşündüm.
One spicy step ahead of you.
Önceden yapılmış suçlamalar var ve son duruşmasına katılmadığı için hakkında tutuklama emri çıkarılmış.
She's got pending charges and a bench warrant for missing her last court appearance.
Pekala, onu önceden tanımadığın yalanı ne, öyleyse?
Well, why lie about knowing her earlier, then?
Önceden mum malzemelerini falan sipariş vermem gerekiyor.
Got to order that bougie shit in advance.
Sabine önceden olduğundan çok daha fazlasını biliyor artık.
Sabine knows a lot more now than before.
Önceden emin değildim, ama içgüdülerime güvenmeyi öğreniyordum ve bu doğruyu hissettiriyor. "
"I wasn't sure before, but I've been learning to trust my gut. And this feels right."
Önceden araştırırken, sen bir şey buldun...
When you were, uh, searching before, you didn't happen to...
Evet, ama önceden isteyerek zaman yolculuğu yapmadın.
Yeah, but you haven't really time traveled on purpose like this before.
Ben... zamanında oraya yetişemedim, ama önceden görmüştüm.
I di... well, I didn't get there in time, but I have seen it before.
Michael'ın önceden çalıştığı kadın Dave Grohl, Marisa Tomei ve Matt Leblanc'ın evini dizaynlamış.
The woman Michael was working with before did Dave Grohl's house and Marisa Tomei's house and Matt LeBlanc's house.
Kanka senin bu nazik teklifin karşısında şimdi ben biraz nankör gibi gözükeceğim ama lütfen şimdi söyleyeceklerimi daha önceden hazırladığımı bil.
You know, I've got to say, dude, that... that your kind offer is now going to seem a little bit like I am ungrateful with this next part, but please be advised that I already thought about what I'm going to say.
Bunu daha önceden konuşmuştuk.
We spoke on this already.
Önceden tanışmıştık.
We've met before.
Halata gelince onu oraya önceden yerleştirmiş olmalı.
As far as the rope goes, he must have planted it there beforehand.
DM Cottan, Kate'i önceden uyarabilmenin sebebi, aklında o parayı Steve'in görev aracına yerleştireceğine dair bir şema olması mıydı?
DI Cottan, were you able to forewarn Kate because you had a scheme in mind where you were going to plant that money in Steve's service vehicle? No.
Evin parası önceden ödenmişti.
House is already paid for.
Önceden de yaptım.
I've done it before.
- Ne? - Philip'i önceden tanıyordun.
- You knew Philip before.
Tyler'ın telefonu olay yerinde bulunamadı hatta daha önceden birkaç arama yapmasına rağmen.
Tyler's phone was never recovered at the scene, even though he made several calls right before.
Burası boş, ama önceden kesinlikle buradaymış. Burası boş, ama önceden kesinlikle buradaymış. - Emin misin?
The place is empty, but she was definitely here.
Kız beni önceden biliyormuş zaten.
It turns out that she actually knows me from before.
Kusura bakmayın, rahatsız ediyorum ama bir geceliğine geldim ve önceden planlamadım buralarda tavsiye edebileceğiniz kalacak yer var mı diye soracaktım.
Hey, sorry, I hate to bother you, but I'm here for the night and I didn't plan ahead, and I'm looking if you can recommend some local accommodations?
Bak, sana önceden haber vermeliyim diye düşündüm.
Look, I figured I owed you the heads-up.
Hiç yalan söylemezdin önceden.
You never used to lie before.
O zaman önceden çekeriz.
Obviously, we'll pre-tape it.
Ben de az evvel duydum. Önceden bilmek senin de hakkın diye düşündüm. Sonra haberlerde veya gazetelerde ilk defa görmüş gibi olmayasın.
I've just heard, just now, so I thought you deserved to know in advance, before you saw it on the news or in the papers.
Zincirler önceden çıkarmanızı söylemiştim.
I've already given orders to take the chains off.
Ama doğruyu söylemek gerekirse önceden hiç böyle bir şey duymamıştım.
But I have to be honest, I've never heard anything like this.
Tamam soru şu. Önceden söylediğin şu şeye inanıyor musun?
Okay, here is the question.
Çantama önceden koymuştum...
I put it in my bag before...
Normal Geçit'ler kişiyi sadece önceden bulunduğu yerlere götürebilir.
Normal Portals can only take you to places you've been.
Önceden olamayacağını sanıyordum ama artık olabileceğini biliyorum.
I used to think you couldn't, but now I know.
- Arkadaşınız önceden bu tip şeyler yaşadı mı?
Your friend have a history of that kind of thing?
Önceden mumla yaktığımızı ve ağzımızı sildiğimizi sanarlar. - Kim anlayacak? - Ben anlayacağım.
Surely once they're lit by candle and we've dabbed the gravy from our chins who's to know the difference?
Önceden tadına baksan iyi olur.
Might be better if you ate before.
Onlar hakkında önceden konuştuğunda havalı dinozor oyuncakları dedin.
When you talked about'em before, they were cool dinosaur toys.
Bunu daha önceden yaptığınıza emin misiniz?
You sure you've done this before?
Biliyor musun, önceden benden bir şey saklamazdın.
You know, you never used to keep things from me.
Brian'a daha önceden güvenmediysem de şimdi güvenmem lazımdı.
If I didn't trust Brian before, I had to now.
Önceden tasarlanıp tasarlanmadığını hala soruşturuyoruz fakat görünüşe göre fail, Tanakaların laboratuvarına zorla girip NZT aramış.
We're still investigating whether it was premeditated, but it seems the perp broke into the Tanakas'lab
Önceden de dediğim gibi, söyleyecek bir şeyim yok.
As I told you before, I've got nothing to say.
Gece Lisa Ann ile canlı yayına çıkacağım ama bu çok önceden ayarlanmıştı.
I'm live with Lisa-Ann later on, but that was scheduled way before.
Uygulamam online gönderileri göndermeden önce, sonuçlarını önceden öngörebilir ve sizi sonsuza kadar pişman olacağınız şeyler yapmaktan koruyabilir.
My app would predict the actual consequences of your online posts before you hit send, protecting you from making mistakes you'll regret forever.
Bunu hiç önceden düşünmedinizmi?
You didn't think about any of this beforehand?
# Önceden oy kullanamayan herkes #
♪ And everyone who couldn't vote before ♪
- Önceden tanıştık mı?
Met you before?
- Önceden bir sorun yaşamadınız, öyle mi?
- Didn't have a problem earlier, did you?
- O bölgeleri de önceden gözlemiş olmalı.
He must have scouted those locations first.
Eğer daha önceden geleceğinizi bana haber verirseniz sizin için çay ve yanında aperatifler ayarlarım.
If you would have alened me in advance I would've arranged for some tea and snacks.
Daha önceden hiç böyle olmazdı.
It never would have been before.
Önceden iyi birisiydin.
You used to be one of the good guys.