Otter tradutor Inglês
378 parallel translation
Hala değerli buffalo derileri, samur, tilki ve kunduz kürkleri var.
Still, they obtain furs, valuable buffalo hides... otter, fox and beaver.
Gideriz su samuru gibi.
We are going like an otter.
Kış kapıda. Havada vizon ve su samuru kokusu var.
There's the smell of mink and otter in the air.
Muhtemelen su samuru ya da başka bir şeyi vurmuşlardır.
Probably shot an otter or something.
İşte bu da postu.
( Laughter ) Here's the pelt and there's the otter!
Kunduz, su samuru.
Nutria, beaver, otter.
Virginia samuru kürkü, Güney Amerika samuru kürkü ve bir de en pahalılarından olan bu Afgan kürkleri var.
There's Virginian otter, South-American otter and these Arianas, the most expensive ones.
Bazen bir samur, bazen de tazı...
Sometimes the otter and sometimes the hound...
Susamurunu.
I h ear th e otter.
Annem, Salome Otterbourne, roman yazarıdır.
My mother is Salome Otterbourne, the novelist. Otter... Salo...
Herhalde üst katta Susamuru'yla laflıyordur.
He's probably upstairs talking to Otter.
Bu gece çıkıyor musun, Susamuru?
You going out tonight, Otter?
Susamuru, üyelik başkanlarısınız.
Otter, you are the rush chairman.
Kent, bize kalan bir miras.
Kent is a legacy, Otter.
Yalnızca sen, ben, Susamuru ve bir kız daha gelir.
Just you and me, and Otter and another girl.
- Susamuru bunu yapma.
- Otter, please don't do this.
Susamuru, lütfen!
Otter, please.
Bana Susamuru derler.
They call me Otter.
Anlamıyor musun, Susamuru?
Otter, don't you understand?
Susamuru! Vay canına!
Otter, holy shit!
Susamuru nerede kaldı?
I wonder where Otter is.
Sen, ben, hepimiz, Susamuru'nun başına gelecekleri biliyorduk.
You know, I know, everybody knows that Otter certainly had it coming.
Ayakları su samurununkiler gibi daha iyi yüzebilmek için perdelidir.
Its feet are webbed for better swimming, rather like an otter's.
Bu gelen Öfkeli Su Samuru.
That's Cross Otter.
Buraya gel Öfkeli Su Samuru!
Come on in, Cross Otter!
Ne diyeceksen söyle Öfkeli Su Samuru.
Well, speak your piece, Cross Otter.
Öfkeli Su Samuru, küfretmeyi bırakıp cesur savaşçılarını gönder.
Cross Otter, why don't you quit your cussing and send for your braves?
Öfkeli Su Samuru'nun parçalayıp kurtlara yem yapmasına izin mi verseydim?
What was I supposed to do? Let Cross Otter cut her up for wolf bait?
Öfkeli Su Samuru, sen farkına bile varmadan elinde kafa derileriyle gelecek.
Before you know it, Cross Otter will be back here with a fistful of bloody scalps.
'... fok balıkları ve su samuru şovu...'
'... the seal and otter show and of course...'
Annette var, Oak nehri civarındaki bir ailenin yanında yaşayan bir su samuru.
I have an Annette, an otter who lives with a family near Oak River.
Otter yaralanmış.
Otter hurt himself.
Bakın, bir susamuru ve yavrularıydı.
It was this otter and her pups.
Ve orada, bir dalda, ilk geyiğin üstüne atlamaya hazırlanan lanet olası susamuru duruyordu.
There, on a branch waiting to jump on their first deer is the goddamn otter.
Bir susamurunun Roger geçidinin tepesinde ne işi var?
What's an otter doing on the top of Roger's Pass?
Bebek su samuruna yemek için avlanmayı öğretmeye çalışıyorum.
I try to teach the baby otter to hunt for food
Ve bir yıl sonra bebek su samurunu açık okyanusa, kendi evine bırakmak bana çok zor geliyor.
And after a year it's hard for me to return the baby otter to its own home the open ocean
Diğer deniz su samuru gibi, kambur balina da neredeyse yok olana kadar avlandı.
Like the sea otter, the humpback whale was once hunted nearly to extinction.
Balıkçık ve su samuru dostlarım..
The heron and the otter are my friends
Günümüzde Susamuru Nehri var içinde susamurları olmadan!
So now you have the Otter River... with no otters in it!
- Selam Susamuru.
- Hello. Otter. - Oh.
Fındığı kırmaya çalışan bir sincaba benziyor.
Looks like you're breaking into it like an otter cracks open a clam.
Bebek bir fok kurtaracağım.
And then I'm gonna save an otter.
Dün beraber banyo yaparken, 15 dakika boyunca su samuru gibi burnuyla sabunu itip durdu. Çok garip.
Yesterday we were taking our bath together and he spent 15 minutes pushing the soap around with his nose like an otter.
- 13349 Otter Road.
- 13349 Otter Road.
Bu balık günlerce yüzmüştür ve ölü samur gibi kokmaktadır.
This dog's been swimming for days, and he stinks like a dead otter.
Bir su samuru. Bir leylek. Bir meşe ağacı.
An otter, a stork, an oak tree.
- Bay otter.
- Oh, Mr Potter.
İlerleyen dakikalarda, Prenses Mia da programıma katılarak su samurlarını kurtarma hareketi hakkındaki fikirlerini söyleyecek.
Later on in my show I will be joined by our very own Princess Mia, to discuss her positive opinion of the Save the Sea Otter Movement.
İnsanın midesi bulanmadan su samuru yiyeceği bir dünya istiyorum.
I want a world where I can eat a sea otter without getting sick.
- Samur içyağı.
- Otter fat?