Ourselves tradutor Inglês
16,934 parallel translation
Kendimizi iş bitirecek adamlar olarak görüyorduk.
We thought of ourselves as the guys who could get shit done.
Her şeyi kendimiz yetiştirmeye gayret ediyoruz ve et yemiyoruz, bu yüzden...
We try to grow everything ourselves and we don't eat meat, so that's...
Etrafımızdakilere ihanet etmekle kalmayıp çok kötü bir şekilde kendimize de ihanet ettiğimiz anlar.
Single moments when, not only do we betray everyone around us, but we betray ourselves too in the most terrible way.
Birbirlerinin yanında olurlar kendilerinden önce yanındakini düşünürler.
They put up with each other and they put each other first, before ourselves.
Bize umut ışığı gözüyle bakıyorlar. Biz de buna uygun şekilde davranacağız.
They see us as beacons of hope, and we will behave ourselves accordingly.
Basın kartını biz vermedik.
- We didn't credential him ourselves.
İnsanlar yaşlanınca kendini kaybedebilir bazen.
People get old. Sometimes we lose something of ourselves.
Gözlerini açtı ama bir ceset denizine düşmüştük.
As though he'd opened our eyes... we found ourselves in a sea of corpses.
Otel suiti tutariz kendimize.
We'll get ourselves a hotel suite.
Silahımız olmadan bu siste kendimizi koruyamayız.
Without guns, we cannot defend ourselves in this fog.
Şu andan itibaren İngilizler için değil kendimiz için savaşıyoruz.
From now on, we don't fight for English. We fight for ourselves. You understand?
Polise güvenemediğimizden kendimiz polislik yapıyoruz.
We can't trust the police, so we police ourselves.
İnsan doğası da terbiye edilmeli ve kontrol edilmeli ki kendimizi kendimizden koruyabilelim.
And human nature needs to be nurtured... and policed... so as to save us from ourselves.
Bu gece güzel bir yemek yiyelim bence.
I say we treat ourselves to a lovely dinner tonight.
Bununla ve kendimizle nasıl baş edeceğimiz hayatta kalıp kalmayacağımızı belli edecek yani doğruyu mu istiyorsunuz?
How we handle it, how we handle ourselves will determine whether or not we survive it, so you want the truth?
Aramızdaki ilişkinin ötesine geçmesine izin vermeyelim.
Let's not get too ahead of ourselves.
Oraya gidecekler ve kendi gözleriyle görecekler.
Go there ourselves... see it firsthand.
Birbirimizi daha da rahatlatalım mı?
Why don't we make ourselves comfortable?
Geçmişi incelediğimiz zaman kendimizi sorgulamamız çok kolaydır.
And when we put the past under a microscope, it's-it's easy to second-guess ourselves.
Kendimizi iyi hissettirmek için söylediğimiz yalanlar vardır.
There are lies we tell to make ourselves feel better.
Kendimizi savunduğumuz için özür dilemeyeceğiz.
We make no apology for defending ourselves.
Bakıp da görmezden gelerek kendi hayaletlerimizi yaratıyoruz. Sonunda da kendimizi tamamen unutuyoruz.
" We make our own ghosts by looking, but pretending not to see... and then forgetting ourselves altogether.
Onları kendimizden yaratıyoruz.
We make them out of ourselves. "
Çıkış yolunu bilmeden önce Önce kendimizi tanımalıyız.
Before we know the way out we must know ourselves first.
Sadece bir şey Kendimizde bilebiliriz.
Only something we can know in ourselves.
Kendimizle alakalı.
It's within ourselves.
Aileleri mahvedip mahkemenize adım atan her renkte adamı... hapsedip onlara çocuklarını iyi yetiştirmedikleri konusunda azarlayan sistem yüzünden kendimizi suçlamamız gerektiğimizi ve davalıları suçlamayı bırakmamız gerektiğini gösterin iş arkadaşlarınıza.
Show our colleagues that we need to stop blaming the defendants and start blaming ourselves for a system that tears apart families by incarcerating every man of color that steps foot in the courtroom, and then we scold them for not raising their children right.
Bunu duymaktan hoşlanmıyoruz ama dayanacak bir şeye ihtiyacımız var bizden daha büyük bir şeye.
Now, we don't like to hear it, but we need something or someone to lean on that is bigger than ourselves.
Kendimize hoşgeldin dediğimiz gibi, bu insanlara da topluluğumuza hoşgeldiniz diyelim.
Let's welcome these people into our community... much the same way we were welcomed ourselves.
Evet, kendimizi biraz tereddütte hisssediyoruz.
Yeah, we're feeling a little tentative ourselves.
Ruhumuzun derinliklerinde pislik gibi hissetmeyelim diye kendimize söylediğimiz yalanlar.
Lies we tell ourselves at night so as not to feel in our souls like the shit of pigs.
Tepelere tırmanırken canımız çıktı.
We shat on ourselves going up hills.
Yaşadığımız boklar yetmedi, birbirimizle mi kavga edeceğiz?
Do not we surround ourselves with rubbish, to fight each other?
Başarısız geçmişimizle uzlaşmadığımız müddetçe kendimiz için daha iyi bir gelecek planlayamayız.
We can't plan a better future for ourselves until we come to terms with our failed past.
Size rakip olduğumuzda, kendimize rakip olmuş oluruz.
When we run against you, we run against ourselves.
Bassam bize iyilik yapmış olmasaydı seni hapisten kendimiz çıkarmak zorunda kalabilirdik.
Had Bassam not done us the favor, we might have had to get you out of prison by ourselves.
- Yine mi ayni sey?
We find ourselves here again?
Eger bu firsati degerlendirip birbirimize soylemedigimiz seyleri soylüyorsak benim de soyleyecegim bir sey var.
If we're taking this opportunity... to unburden ourselves of our lies of omission... well, I have one to share.
Sadece kendimizi görünmez tutacak kadar var.
We've got just enough to keep ourselves invisible.
Hiç birimiz aylardır kendimizde değiliz, Öyle değil mi?
None of us have really been ourselves the past few months, have we?
Büroya olan görevimiz hepimizden önce gelir.
Our duty is to the Bureau before ourselves.
- Bir seri katilimiz var.
Got ourselves a serial killer.
Kendimize gizli bir karavan bulduk.
We got ourselves a secret compartment.
Serbest bırakılması durumunda kendimizi öldürürüz.
If he's released, then we'll kill ourselves.
Kendimizi öldürürüz.
We'll kill ourselves.
Seni uyarıyorum alim kişi.. asıldığı gün... aynı gün kendimizi asarız...
Otherwise I am warning you... the same day he is hung we'll also hang ourselves...
Gereksiz yere keyfimizi kaçırmayalım.
Let's not distress ourselves to no purpose. I am coming home.
"Bir insanla aramızdaki bağlar sadece zihnimizde mevcuttur."
"The bonds between ourselves and another person exist only in our minds."
Şimdi düşündüm de belki de ay içerisinde bir gün izlemek için beraber gelebiliriz.
So, what I was thinking was, well, maybe we can make it back here later in the month to see it ourselves, you know?
Darılma ama bugün burada çok az bir zamanımız var.
No offense, but we're short on time ourselves today.
Devam edebileceğimiz sağlam bir şeyler olmadan kendimizi göstermeyeceğiz.
- No, I can't say nothing,'cause I got 100 reporters that are about to break down that door. We are not going to expose ourselves until we have something concrete to go on.