English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ O ] / Ownership

Ownership tradutor Inglês

794 parallel translation
Eunha Yurt Binası'nın sahibi geçen yıl değişmişti.
The ownership of that apartment building changed hands this past year.
Ruhsatınız nerede?
Where's your ownership card?
Mülkiyet meselesini Fransız mahkemelerine bırakacağız.
We'll leave the problem of ownership to the French courts.
- Fransa bunu onaylayacak.
- France is going to uphold that ownership.
Atın sahibi açıkca belli oldu.
Ownership of horse clearly established.
Mal sahibi oldugunuz resmen onaylandigi takdirde, hiç kimse bu karari bozamaz.
Once the ownership of your mine has been legally established it can never be disputed again.
- Devir sözleşmesi gerekecek.
- We'll need a pre-dated transfer of ownership.
Bak Sahip olduğu herşeye bu mühürü basar.
He puts his seal of ownership on everything.
Sahiplik konusunda tartışma çıksa, ne yapacaktınız?
If there were a dispute between the two of you, how could you prove ownership?
Ruhsatta arabanın sahibi görünüyor.
The ownership certificate says he owns it.
- Sahip olmanın mucizesini.
- The wonder of ownership.
Tam aksine general, aşk öyle bir kargaşadır ki zavallı kurban, ruhi bunalım, hastalıklı bir tutku ve gururla bir sahiplenme arasında seçim yapamaz.
On the contrary, General... Iove is a state of confusion in which the victim cannot distinguish... between spiritual aspiration, carnal desire, and pride of ownership.
Aldıklarını iznimiz olmadan asla satamaz.
He wants sole ownership of the mine. Use your head!
Yoksa bu sizin sahiplenme hareketiniz mi?
Or is it a brand of ownership?
Ve ayrıca ben de birisini sahiplenmek istiyorum.
And I, too, am looking for signs of ownership.
Pembe Panter'in mülkiyetine dair bir tartışma olduğuna okumuştum.
If I'm not being too nosy, Your Highness... I read somewhere there was some dispute over the ownership of the Pink Panther.
Adli tabip dairesi mülkiyet belli olana dek mücevherleri elinde tutuyor çünkü Bay Collins'in cesedinde bulundular.
The coroner's office is holding the jewelry until ownership can be established... because it was found on Mr. Collins'body.
Bu, yasalara tabi olmayan bir sahiplik olduğundan Ceza Yasası'na göre değil, gündelik yaşama göre değerlendirilmelidir.
This must be assessed according to daily life, not the Civil Code, as this knows ownership without rule.
Mal sahibinin temsilcisi ; mesela bir uşak, mülkü himaye edebilir fakat mülkün sahibi değildir, yasal bir varis ise mülk sahibi sayılır, mülkü himaye edemez.
A possessor's agent, e.g. a servant, has safekeeping, no ownership, an heir ownership, no safekeeping.
İmalathanelerle fabrikaların kamu mülkiyetine verilmesini istiyoruz.
We demand the public ownership of workshops and factories.
# # With pride in our ownership
# # With pride in our ownership
Sürekli emir vermeye, sahiplenmeye alışmış bir adam... nasıl bu hale gelebilir?
How can this be for a man used to the idea of order... of the future and, above all, of ownership?
Pilot ruhsatını ve uçağın ruhsatını görmek istiyorlar.
They want to see your pilot's license and ownership.
Maria Anderson, şu andan itibaren mülki haklarından feragat etmiştir.
... of the deceased - Maria Anderson Who will relinquish ownership from this moment.
Vasiyetimde tam mülkiyet hakkına sahip olacaksın.
And provide in my will that you'll inherit full ownership.
Hastane yönetimi Birinci Cadde'deki bu binanın çok daha önce belediye yetkililerince yaşanmaz ilan edildiğini duyurmak istiyor. Gerekli onarımlar yapıldıktan sonra burası uyuşturucu tedavi merkezi olarak halkımızın hizmetine sunulacaktır.
The hospital wishes to point out that this row of buildings on First Avenue... was condemned by the city before the hospital acquired ownership... and even then... only after responsible leaders in the community... approved the building of our new drug-rehabilitation center.
Arka planda Mülkiyete inanırsınız
Actually, what you believe in is ownership.
Topraklarını mülkiyetlerine geçirebilecekleri kanunları bir bir çıkarıyor ve onlara ekmek veriyordu.
It approved laws granting to them ownership of its lands. E gave bread to them.
1938 yazında iki ülke, Sovyet-Mançu sınırında bulunan çorak bir arazi yüzünden savaşa tutuştu.
In the Summer of 1938, Russian and Japanese troops fought for the ownership of a hill in the border Soviet-manchuriana.
Diğeri de, söz konusu arazinin kendisinden sonraki sahibini belirleyen vasiyetname.
And the other, a last will and testament designating his rightful heir who will succeed him in sole ownership of said land.
Buradaki beylerden bazılarının Yaradan'ımızla yakında karşılaşacaklarını nezaketle hatırlatarak Reis Yaşlı Cengaver'in tüm vadinin tapusunu kasabamıza vermesi karşılığında istediği yere gömülmesine izin verilmesini öneriyorum.
Therefore, gentlemen, and also kindly indicating to some of you here in this room that be not too far removed from facing our own maker, I hereby resolve that Chief Ancient Warrior be granted the right to be buried in his chosen burial ground in exchange for transfer of ownership of this entire valley to the community of Purgatory.
Mülkiyet hakkı tanrı vergisidir
Ownership is a god given right
Köylülerin mallarını, yetkililerin size hibe ettiklerini mi iddia ediyorsun?
You're claiming the villages have papers from the authorities that grants them ownership?
Truman, iki hafta önce başkanlık yemini ederken Roosevelt'in politikalarını takip edeceğini ifade etmişti.
When it took ownership two weeks before, Truman said that it went to follow the politics of Roosevelt.
"Görevi devraldıktan kısa bir süre sonra size biraz bahsetmiştim." "Lâkin üzerinizdeki baskı nedeniyle ısrarcı olmamıştım."
I spoke in this after taking ownership, but not yet I spoke in this due to pressure that has suffered.
Suzuki kabinesi kurulduğunda askerî açıdan acınacak hâldeydik. Daha da ötesi ekonomik durumumuz oldukça aleniydi.
When the government of Suzuki took ownership, the military situation was deplorable, e more, the economic situation of our nation she was sufficiently obvious.
"Eğer onlara yaklaşımımızda başarısız olursak ve sadece müzakere edersek bu silâha oldukça gösterişli bir şekilde sahip olmak amaçlarımız ve dürtülerimiz hakkındaki şüphelerini ve kuşkularını artırır."
If to fail the boarding now e alone to negotiate with them, having exhibited the ownership of this weapon, the suspicion of them e the diffidence of ours objectives will go to increase. "
Bürokratik mülkiyet bizzat yogunlastirilmistir ; bürokrat olan birey, yalnizca bürokratlar topluluguna olan üyeligi araciligiyla tüm ekonominin mülkiyetine katilir. Ve mülkiyet üretimi bürokratik kapitalizmin altinda daha az gelismis oldugu için o da yogunlastirilmis bir biçim kazanir :
Bureaucratic ownership, in fact, is itself concentrated in the sense that... the individual bureaucrat has a relation to the possession... of the global economy... only through the intermediary of bureaucratic community, and only as a member of this community.
Sendeleyen bir kapitalist mülkiyet sisteminin yerine kendisinin kabataslak bir uyarlamasi gelmisti bürokrat sinifinin ortak mülkü gibi basitlestirilmis, daha az çesitlendirilmis ve yogunlastirilmis.
Faltering capitalist ownership... is replaced by a simplified, less diversified by-product, concentrated in the collective ownership of the bureaucratic class.
Bu sinifin gücünün dayandigi terörizm kaçinilmaz olarak sinifa darbe indirmistir çünkü bu sinifin hiçbir hukuki mesruiyeti, , her bir üyesine kadar yayilabilecek bir yönetici sinifi olarak hiçbir kanuni statüsü yoktu.
Terrorism which is the foundation of the power of this class... must also strike this class, for it has no juridical guarantee, no recognized existence as the class of ownership, that it could extend to each of its members.
Sahipliginin gizlenmesi gerekiyordu çünkü yanlis bilince dayaniyordu.
Its real ownership is dissimulated, and it came to ownership... only by the route of false consciousness.
Özel mülkiyet yokken refaha kavuşmak anlaşılır gibi değil.
With private ownership nonexistent, our well-being is on the rise. Nothing makes any sense anymore.
Yalnızca, mülkiyet onay işi.
Just register an act of ownership.
Araziye sahip olduğumu kanıtlayan, belgem çalındı.
I was stolen document ownership of land.
Bu belgede koleksiyonumun vergi dairesi tarafından incelendiği... resimlere nasıI sahip olduğumun bilindiği... mülkiyetimin tamamen kanuni ve vergiden muaf olduğu belirtilsin.
I'd like it to say that the IRS has examined my collection, and that the IRS is fully aware of the circumstances under which I obtained them, and that my ownership is legal and without tax liability.
Sahiplik istiyorum.
I want ownership.
Yani, sahibi konusunda kayıt bulunmuyor, parmak izi yok,
So, there's no record of any ownership, no prints,
Çiftliği almana sevinmiyor musun?
Ain't you got no pride of ownership?
Hu bey toprak mülkiyet belgelerini getirmemi istedi.
Mr. Hu told me bring the land ownership papers
Sevgi ; sahip çıkan, dost sıcak insan eli... insan emeğiydi.
Love, that was the claim of ownership of each other... a good friend's warm hand a human effort.
Sahiplik gücün yok.
You have no power of ownership.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]