Packing tradutor Inglês
3,566 parallel translation
Sanırım toparlanmayı bitirmeliyiz evet galiba.
I guess We should finish packing up. yeah I suppose so.
Daha çok koli bandına ihtiyacım var.
I need more packing tape.
- Toplanıyorum.
- Packing.
Söz veriyorum, iptal edilmeyeceğimiz kesinleştiği an kilo almaya başlayacağım.
I promise, once we're sure we're not getting cancelled, I'll start packing on the pounds.
Onu sepetledim, resmi de buruşturup attım.
I sent her packing, I crumpled it up.
- Hazırlıklı?
Packing? Carrying heat?
Neden aniden toparlanıyorsun?
Why are you packing suddenly?
Evet, iyi zamanlama, sen de valizlerini hazırla.
Yes, it's the perfect time. You start packing too.
Yüklü müsün?
You packing'?
Üç numaralı karısı kapıda nöbet tutuyor.
Wife number three is at the door, and she's packing heat.
İşte polis sireni! Tutuklusun.
Scrumping was a risky biz back in the day, once got cornered by a farmer packing heat.
Hadi ama, Kalk ve toplanmayı bitirmem için bana yardım et.
Come on, get up and help me finish packing.
Topluyorum ben.
I'm packing up.
O zaman neden toplanmıyorsun?
Then why aren't you packing?
Şu anda eve bile gidemem. Çünkü orada eşyalarını topluyor.
I can't even go home right now... because she's there packing.
Kurabiye paketi yapmaktan fazlasını mı yapıyorlar?
So they might be packing more than just granola bars?
Sadece ofisimi toparlıyorum.
I'm just packing up the office.
- Toplanıyoruz.
- Packing up.
Toplanacağım.
Packing.
Evet, sende ne alet vardı, Bay Silah Uzmanı?
Yeah, so, what heat you packing, Mr Weapons Expert?
Şimdi eğer izin verirsen, gidip tablomuzun hazırlanıp hazırlanmadığına bakacağız.
So if you'll excuse me, I'm going to make sure they're packing up our painting.
Kutular, ambalajlar.
The boxes, the packing cases.
Diğeri insanlar gibi toplanıp gitmeliyiz.
We should be packing up to leave like the others.
Ne zaman kendimizi iyi ve hazır hissedersek, o zaman toparlanırız.
We'll start packing when we're good and ready.
Tector ve Craze bir şeyler toparlıyorlar ve bir süreliğine yatacaklar.
Tector and Craze are packing up some stuff, and they're gonna bed down for a while.
kafamda bavulları hazırladım.
Mentally packing.
Aslına senin bavulunu almaya gelmiştim, ama kimi kandırıyorum Hindistan'a gitmeye yetecek kadar elbise aldım yanıma.
Well, I was gonna borrow your carry-on, but who am I kidding? I'm packing enough clothes for a passage to India.
Dur yoksa seni bir Smith Wesson ile vuracağım. Hâlihazırda kısa pantolonumun içinde.
Oh, stop, or I'm gonna have to shoot you with the Smith Wesson I'm currently packing in my bloomers.
Hâlihazırda kısa pantolonumun içinde.
I'm currently packing in my bloomers.
"... dekoltem en sert adamı 20 metreden düşürebilirdi...
"and I was packing cleavage that could fell an ox at twenty feet..."
Eşyalarımı topluyorum.
I'm packing.
Okuldaki park alanında, bir çocuktan dolu bir silahı aldığını gördüm çünkü paketlediğini görebiliyordu.
I saw her take a loaded gun off of a kid in a school parking lot because she could see he was packing.
Toparlanıyorlar mı?
They packing?
Bütün eşyalarımı toplayarak ne yapıyor olabilirim acaba?
How'd I give myself away? Packing up all my stuff?
Dosyaları hazırlamaya başlayın lütfen.
Start packing up the files, please.
Piyanodan çok, tuşlu bir kutuya benziyordu ama çaldım.
It's not so much a piano as it is a packing crate with keys, but yes.
Neye sahip olduğumu görmen hoşuna gider diye düşünmüştüm.
Thought you'd like to see what I was packing.
CPD silahsız bir çocuğu ipod çalarken vurdu.
CPD shot an unarmed kid packing an iPod.
Ben sadece toplanıyordum.
I'm just packing up.
Kızılcık akıllıymış da.
Little missy is packing a brain, too.
Toparlanmaya başlayın.
Start packing.
Bu kadar çabuk mu?
Packing so soon? You must have- -
Toparlanıyor musun?
Are you packing?
Onu diğer evrene postaladı..
Sent it packing to another universe.
Tek kuku sahibi olarak şunu demem lazım. Çocuk bakma, bok püsür falan doğamda var benim.
Hey, look, as the only one of us packing a vag, I got a natural instinct for nurturing and crap like that.
Tabanca taşıyorlar, belki hafif makinalı da olabilir.
They're packing sidearms, maybe a subgun.
Alex, hazırlanmakta olduklarını biliyoruz.
Alex, we knew they'd be packing.
Sargıların açılıp kanama kontrolü yapılması için bir ameliyat daha olması gerek ama şu an hayatta ameliyattan sağ çıkamaz.
She needs another surgery to take out the packing and check for more bleeding, but right now she would never survive it.
Eşyalarını topladığını görüyorum... Sen gerçekten bırakacak mısın?
Seeing you packing up your things, have you really decided to quit now?
Toplanıyor musun?
Are you packing a bag?
Yük?
Packing?