Pasifik tradutor Inglês
1,935 parallel translation
Güney Pasifik ormanlarından hala dönmekte olan Japonlar var.
Japanese are still coming out of the jungle in the South Pacific.
Pasifik Okyanusuna daha önce parmağını bile sokmadın demektir.
Right, which means you've never actually touched the Pacific Ocean.
Saat sabah 2 : 55. Pasifik saatine göre, 44 Moskova'da öğlen 1 : 55 Ve Singapur'da saat, alo?
Yeah, it is exactly 2 : 55 A.M. and 44 seconds Pacific time, and 1 : 55 P.M. in Moscow, and in Singapore, it, hello?
Pasifik Okyanusu'ndan olabilir.
It's looking like kind of Pacificish.
Burası Güney Pasifik.
It's the South Pacific.
Çok güzel bir yatla gideceğimiz Güney Pasifik Okyanusuna, bir yıl süreliğine davet etmişti beni.
He invited me to sail around the South Seas in a beautiful yacht for a year.
İnsanlar ve uzaylılar arasındaki ilk buluşmalar, bundan 100 bin yıl önce Atlantis'te, ve onun Pasifik'teki kardeş uygarlığı Lemuria'da olmuştu.
The first encounters between humans and extraterrestrials took place over a hundred thousand years ago in Atlantis and in its sister civilization in the pacific, Lemuria.
Öldü çünkü içinde yolculuk ettiği uçak Pasifik'e çakıldı.
He's dead because the plane he was flying on crashed in the pacific.
Ve Pasifik'e de çakılmadık.
And we didn't crash in the pacific.
Panama-kuzey pasifik arasında tekne kiralama işi yapıyordum.
Look, I've been splitting time between here and the pacific northwest running charters.
Bu yeni bir ülkenin bayrağı. Mississippi'den, Pasifik'e dek uzanıyor.
This is the flag of a new country, flying from the Mississippi to the Pacific.
Organik yoğurt şirketinin Pasifik kuzeybatı şubesini açmak için.
To open the Pacific northwest branch of his organic yoghurt company.
Ancak elbette ki, asla yola tekrar koyulup Pasifik'e ulaşmanın hayalini kurmayı bırakmamıştı.
But he remained on dreams, to back on path, towards the Pacific Ocean.
Eğer Pasifik Okyanusu'na varıp Batı'nın sonuna ulaşırsa, ne yapacaktı?
If he could reach the Pacific Ocean, and not to the West could, what would he do?
Güney Pasifik'in en iyi pokercisidir.
Best poker player in the South Pacific.
Pasifik'te uçak kazası ve ardında iki cesetten başka birşey kalmayan bir enkaz mı?
A plane crash over the Pacific? A fiery wreck that leaves nothing behind but our two charred corpses?
Hiç Büyük Pasifik Çöp Alanı'nı duydun mu?
You ever heard of the Great Pacific Garbage Patch?
Sonra, Pasifik Okyanusu'ndaki buz gibi bir gecede, girişken bir biyolog balinaların doğadaki şarkısını kaydetti.
And then one night in the frozen pacific, some enterprising biologist recorded their song in the wild.
Pasifik Okyanusunun, Kaliforniya ile Hawaii arasında kalan kısmı dünyanın en ıssız sularını barındırır.
The Pacific Ocean between California and Hawaii is the loneliest stretch of water in the world.
Pasifik Okyanusu'nda bir başımıza ilerliyoruz.
We are sailing by ourselves across the Pacific Ocean.
Unutmayın, Pasifik yüksek basınç merkezinin etrafından dolanmalısınız.
So remember, you've gotta go around the Pacific high.
Pasifik yüksek basınç merkezinin ortasında hiç rüzgâr yoktur.
In the center of the Pacific high there's no wind at all.
Genny kızım, Pasifik Okyanusu daha önce de Tulloch'lar gördü.
Genny girl, there have been Tullochs on the Pacific Ocean before.
Şimdi bir Tulloch daha Pasifik'ten geçecek, bu defa yarış için.
And now it's another Tulloch crossing the Pacific Ocean, this time on a race.
Pasifik'ten bu kadar yavaş geçilir mi?
This is a slow way to go across the Pacific, huh?
Pasifik'in tamamı böyle.
The whole Pacific.
Akdeniz'de, Kuzey Atlantik'te ve Pasifik'te.
In the Mediterranean, the north Atlantic, and the pacific.
Otobüse binmek için kalabalık saatte pasifik sahili yolunda 1 kilometre yürüdük.
We had to take two buses and walk a mile on the Pacific Coast Highway... ... during rush hour.
Pasifik yolunda kaldırım da yok.
There's no sidewalk on the Pacific Coast highway.
Her şeyi Pasifik Sahili Şehir Merkezine verdi.
So she gave everything to the Pacific Coast Community Center.
- Pasifik Sahili Şehir Merkezi.
. - The Pacific Coast Community Center.
Yani Pasifik Okyanusunu kastediyorum, devasa bir su kütlesini alıp nasıl değiştirebiliriz?
I mean, the Pacific Ocean, I mean, if you just take that huge bowl of water, how could we change it?
Örneğin Paleosen döneminde ortalama sıcaklık şimdikinden 3 derece fazlayken, Pasifik'teki okyanus akıntılarının döngüsü farklıydı ve sürekli bir El Nino yaşanıyordu.
Back in the Pliocene, for example, when it was about three degrees warmer than it is now, the whole ocean circulation pattern in the Pacific was different, and there was essentially a permanent El Nino.
Normalde Alize rüzgarları sıcak okyanus akıntılarını Batı Pasifik'e doğru sürükler. Soğuk ve besin yönünden zengin sular da
Normally the trade winds drive warm ocean currents toward the western Pacific, leaving cold, nutrient-rich waters along the coast of South America.
Sıcak su Pasifik boyunca doğuya yayılıyor.
Warm water spreads east across the Pacific.
Sürekli temizleme faaliyetlerine rağmen bugün bu nehir Pasifik Okyanusu'ndaki kirliliğin en büyük kaynağıdır.
In spite of being the subject of an ambitious clean-up plan, today the river is reckoned to be the biggest single source of pollution entering the Pacific Ocean.
Çoğunlukla Hint ve Pasifik Okyanusu'nda yaşayan bu türler Çin'de nadiren görülürler.
Found widely in the Indian and Pacific Ocean, this species is rare in China.
Biz Pasifik'i seçtik.
We opted for the Pacific.
1836'da Beagle adında bir gemi Pasifik Okyanusunu geçip, Galapagos adalarına vardı.
In 1836, A vessel called the HMS Beagle Crossed the Pacific Ocean and reached the Galapagos Islands.
Güney Pasifik'te bir adaya.
An island in the south pacific.
Neye bakıyorum emin değilim ama kesinlikle Güney Pasifik'te bir ada değil.
I'm not sure what I'm looking at, but it's definitely not an island in the south pacific.
Bu numaralar Pasifik'teki savaş gemilerimizin birebir koordinatlarını veriyordu.
They turn out to be exact, real-time coordinates of our carrier battle groups in the Pacific.
Ancak, Pasifik Okyanusu'nun ortasında yer alan ve dünyanın en geniş Müslüman nüfusuna sahip yoksul bir ülkede birkaç büyük metal konseri gördüm.
And now one of the poorest countries, the largest Muslim population in the world. There were some big metal concerts.
Marshall ve Lily yeni evlerinde. Ve Robin. Pasifik bölgesinin 1 numaralı İngilizce konuşan gazetecisi olarak bugünü kutlamak için New York'a bizi ziyarete geliyor.
Marshall and Lily in their new apartment, and Robin as the number one english-speaking journalist in the Pacific rim, visiting us here in New York to celebrate this day.
Bu tür, Güney Pasifik'teki Amerika Samoa bölgesine özgü.
This strain is particular to the American Somoan region of the South Pacific.
Güçlü bir Kuzey Pasifik kasırgası denizin kabarmasına neden olacak. Kaliforniya kıyılarında yirmidört saat etkili olacak.
Large swells generated by a powerful North Pacific storm will approach the California coast during the next 24 hours.
Güvenlik burası Pasifik Çölü Treni.
Dispatch, this is Desert Pacific Rail.
Anlaşıldı. Pasifik Çölü Treni.
Got you, Desert Pacific Rail.
Güvenlik, burası Pasifik Çölü Treni.
- I know. Dispatch, this is Desert Pacific Rail.
Güvenlik, burası Pasifik Çölü Treni. - Duyuyor musunuz?
Dispatch, this is Desert Pacific Rail.Do you read me?
Saat yedi gibi Pasifik Çölü, Gösterge 120-9'dan geçti. Ben de Güney Saha'nın makasına izin verdim.
Around 7 : 00, the Desert Pacific Rider checks in at mile post 112-9, and I authorize the switch at the south yard.