Pasty tradutor Inglês
268 parallel translation
Benimle gel. Yediğin en leziz ve iri geyik eti böreği vereceğim.
Come with me and I'll promise you the finest venison pasty, and the biggest you ever ate.
- Ben Pasty, bu da Crabface.
- And I'm Pasty, and this guy's Crabface.
Pasty, sahadan çık.
Pasty, get off the floor.
Parayı nereden buldun, Pasty?
Where'd you get the dough, Pasty?
Hoş kiliselerdeki solgun korolar Her şeyleriyle katılıyor
Pasty choirs in tasty churches Give it all they got
Şimdi beni dinle seni dolgun suratlı beş parasız doğulu.
Now we'll just see who's right. Now, you listen to me, you pasty-faced Eastern tinhorn.
Sam, hayatımda... bu kadar soluk benizli şerif güruhu görmedim.
Sam, I've never seen... such a pasty-faced bunch of sheriffs in my life.
Soluk görünüyor.
A pasty kind of look?
Çok zayıfla, suratını beyaz ve solgun renge boya.
Get real skinny, and you paint your faces white and pasty.
Ama, asla adam yerine koymadığım solgun karacı tipinde olduğunu görebiliyorum.
But I can see he is the sort of pasty landlubber I have always despised. Well, quite.
Hamur suratlı cüce!
- That pasty-faced troll!
Biraz solgun görünüyor.
He looks a little pasty.
Yapışkanlı karafatma ve beyaz karınca imha malzemeleri.
Pasty Mate Roach and Termite Cleaners.
Bu aciz, korkak, uygunsuz, şişko morina balığı.
Not this pitiful, spineless, pasty, bloated codfish I see before me.
Şişman bodur şey. Ondan hiç hoşlanmadım.
Pasty little thing, didn't fancy him.
Hatta içinizden birinin Batman olduğundan kesinlikle eminim.
Hell, odds are one of you pasty-faced twits is Batman!
Kaldır macunumsu, beyaz kıçını!
Go! Move your pasty, white butt!
Boston'daki her kadın, senin solgun, şişmiş kıçınla yatmayı istemek zorunda.
Every woman in Boston must want to get into bed with your pasty, bloated ass.
Solgun benizli. Son zamanlarda açık havada bulunmamış.
Pale and pasty, hadn't been out of doors lately.
Ne istiyor o soluk benizli?
What's that pasty-faced chuff er want?
Ben- - sen ölüm döşeğindeki soluk bir kocakarısın.
I'm the... You're a pasty hag on a deathbed.
Bunun anlamı artık senin yüzüne bakmak zorunda kalmayacağım.
Which means I won't have to look at your pasty face again.
Ve kemerinden su taşkını gibi fışkıran o koca miden!
And that pasty white gut cascades over your belt like water in a dream.
Soluk suratli pastirma beyinli beyaz!
Pale, pasty, pastrami-eating, cracker motherfucker.
Ağzın macun gibi mi?
Is your mouth pasty?
Pasty, yansımalara dikkat et.
Patsy, watch out for reflections.
Vücut bir cornish macunumsu olduğunu.
Its body is a cornish pasty.
Seni cimri, soluk benizli pis sürüngen!
You cheap, penny-pinching, pasty-faced creep!
- Rengin solmuş. Terli ve iğrençsin.
- You're pasty and wet and disgusting.
Sarkık, soluk-ciltli, delik deşik.
Flabby, pasty-Skinned, riddled with phlebitis.
Bu nedenle, hiç kimsenin başka yerlerde olmak gibi... ... salakça hayaller kurmasına izin vermeyin.
So don't let any man here start having any little........ pasty fucking daydreams about being anyplace else.
Neden, seni hamur suratlı salak?
Why, you little pasty-face sumbitch.
- solgun yüzlü olan değil mi?
- lsn't he pasty-looking?
Çürümüş ceset gibi solgunsun.
You're as pasty as a rotting corpse.
Çok solgunsun...
So pasty...
Ebeveynler! Eğer çocuğunuz aniden kilo vermişse, çok solgun bakıyorsa, ruhsal sorunlar yaşıyorsa, ve bütün vaktini bir odada kilitli geçiriyorsa, kesinlikle takıldığı şey Hint müzikleridir.
Parents, if your teenage kids is suddenly lost a lotta weight, is lookin'very pasty,'avin'mood swings and spendin'a lotta their time locked in their rooms, then they is almost certainly into indie music.
Leo ve ben iblisi bulduğumuzda filmden, bizi öldürmesi için beyaz, yapış yapış, buruş buruş bir kadın yolladı.
When Leo and I tracked down the demon, he sent some white, pasty hag literally off of the screen to kill us.
Siyah Tanrı, Soluk Hamur Çocuk'tan daha iyi bir seçim demek olsa gerek.
It's supposed to mean that ebony God is probably a better choice than pasty doughboy.
Şişko, ukala Beverley Leslie bilardo oynamaya gelecek bana.
That pasty, pretentious eunuch Beverley Leslie... is coming over to play pool.
Geçen hafta da hamur suratlı ve yeteneksiz demiştin.
Last week you called me a pasty-faced, no-talent hack.
Bu şekilde daha hızlı yapma şansın var.
It's no sticking properly to the wee pasty underneath.
Geziye çıkmış okul çocuğu gibi davranıyorsun. Kurabiye alıyorsun, etrafta çorap sallıyorsun.
You've been like a kid on a school outing, buying buns, waving stockings about, cosying up to your little Cornish pasty.
- Bence çok solgun görünüyor.
- He's looking pretty pasty.
- Zengin, saf ve kıvamında- -
- All rich and lily-white, pasty all over -
Diğer Tracy ise pek su tüketen biri değil ki bence bu yüzden derisi biraz...
which is why I think her skin looks so pasty.
Benim hiç senin solgun yüzün, kaba aksanın ya da ahlaksız, pis seks kitapların hakkında yorum yaptığımı gördünmü.
You don't see me making any comments about your pasty complexion or your snotty accent or even your filthy, smutty sex books.
Mide boşluğu kararmış, macun kıvamında bir nesne, belki önemsiz miktarda hazmedilmiş et, kılçıklı bir bitkisel madde.
Gastric lumen contained dark, pasty material, maybe slightly digestive meat, stringy vegetable matter.
Kurbanım çoğunlukla altı bağlı, solgun yüzlü bir herif olur.
Most of the time my victim is some pasty dude in a diaper.
- Solgun, soğuk ve donuksun.
You're all pasty and clammy and pale.
Tamam, anladım.
- Pasty...
Rengim uçmuş.
I'm pasty!