Pc tradutor Inglês
1,078 parallel translation
Hiçbir bilgisayar onsuz olmamalı.
No PC should be without it.
Neden hücreye gittin?
Why did you go into PC?
Bu bir bilgisayar hesaplaması değil.
That's not PC.
Politikacılar gibi konuşma, Tom'u seks öldürmedi mi?
PC crap aside, didn't sex kill Tom?
Eğer yanılmıyorsam bu ajanda, onların kişisel bilgisayarı olmalı. Bir tür bağlantı sayesinde ana sistemle haberleşiyor.
If you are not wrong, this is a PC version interacting with the mainframe via an uplink.
Bilgisayar sesi.
The sound of an Apple PC booting up.
Çok klişe olduğunu biliyorum, Ama ben romantizm istiyorum.
I know this may not sound very PC, but I want romance.
Biz de PC yaparız.
We'll be PC.
"PC load letter"?
"PC load letter"?
Young-eun'un bilgisayarında olmalı. Şifresini öğrenmek gerek.
It should be on Young-eun's PC, we need her password though.
O bilgisayar AC2 güvenlik sistemleriyle korunuyor.
That PC has AC2 security measures.
Kendine gelince bilgisayarını açabilir.
If she wakes up, she can unlock her PC.
PC'ler var ve de iMac'ler.
OK, there's PCs. There's iMacs.
Robert'a da bilgisayar aldım.
chintz curtains... PC for Robert.
Evet, bu seninle ilgili değil Sammy, ama... bazı çalışanların monitörlerinde garip renkler... kullandığını farkettim
Yeah, this doesn't apply to you Sammy, but... I've noticed that some of the employees are setting their PC monitors... to all kinds of crazy colors Purple, polks dots... what have you And it's no big deal, but really... this is a bank.
Sömestre boyunca istediğin zaman bilgisayarımı kullanabilirsin.
You can use my desk-top PC anytime you want, all semester.
Bildirildiğine göre şüpheli Kowloon Garı'nda.
According to PC 1900 suspect is in Kowloon Station.
Beyler burada sık sık oyun oynuyorlardır.
Guys will be here often to play PC games
Kadınların topuna birden yağ çekmemiz yetmiyor mu? Sırada ne var?
Isn't it enough that we kiss their collective PC ass?
Sonra bu kurallar, bilgisayar şakaları haline geldi.
Then they turned into some sort of PC joke.
Ama onlar hakkında bir şey yapmak çıkarlara ters düşüyor.
Only, it's not PC to do anything about them.
Açığımdır.
I'm PC.
Esrarı PC'yle.
Butt-naked.
Sanki kendi PC'imden kendi görev kontrollerimi dağıtıyormuş gibi
It's like I've got my own mission control right here on my PC.
Milo Hoffman, tüm dünyadaki TV'lere, Cep Telefonlara ve PC'lere girerek büyük bir canlı yayın yaptı.
TV's, cell phones and PC's were interrupted world-wide last night by a rogue broadcast initiated by programmer Milo Hoffmann.
Chip bilgisayarla ilgili her şeyi biliyor.
Chip knows all about PC.
Artık Bay Garden sayesinde, şebeke ağı yönetici desteği veriyorum,... PC, Mac ve ana bilgisayar altyapılarına çevrimiçi E-task desteği sağlıyorum.
Now I'm a sub-service support network supervisor providing PC, Mac and mainframe infrastructure with online E-task back-up.
İşyerinden çıkınca Linux kullanabilecektim evimde 2,000 dolar civarında bir sistem kurdum.
And I went out there I was able to use Linux together with the PC. For about 2,000 dollars, I put together a system.
Young ACC Bookstore denen bir yeri çalıştırıyordu firma bir mail düzenleyiciydi, PC Unix mmm katalog ve Bob satış konusunda uzmandı bilirsiniz, kendisinden çok, başkalarının ürünlerini pazarlar
And Bob kind of knew he wanted something, you know, more his own to market, rather than reselling other people's products
Yazılım, Kaynak kodlarıyla gelmelidir bu yüzden biri bir program destekleyebilir eğer PC den Mac e geliyorsa mesela, yazılımı değiştirebilirler
It has to come with source code So that someone can maintain a program. If they go from a PC to a Mac for example they can change the software.
PC veya telefonuma. Sana söylüyorum, hazırım hala.
To my phone or PC, I'm ready to tell you that I'm standing by.
Unix rtürevi bir işletim sistemi yaptık akademik çevrelerde böyle bir şeye ihtiyaç vardı örneğin kişisel bilgisayarınıza birkaç yüz marka DOS işletim sistemi satın alabilirsiniz
Why is this kind of UNIX-like system done at all especially at the University of Helsinki? Because there exists, also for PC, UNIX operating systems but they are very expensive. For example, DOS costs about 200 marks.
Linus'un çekirdeği olan Linux'la GNU sistemini birleştirdiğimizde, bir PC üzerinde çalıştırabileceğimiz bir işletim sistemi oluşturduk ve çalıştı
At that point, combining his kernel, Linux, with the larger GNU system produced a complete runnable system that you could actually put onto your PC and run.
Bilgisayarını alıp e-postalarına bakarım.
I'll haul in her PC. Check her e-mail.
- Ne? Bence hayatta ya Mac insanısındır, ya da PC insanısındır.
It's become obvious to me that, in life, you're either a Mac or a PC person.
Gerçi, A.Y. olduğunu söylemeni beklerdim.
THOUGH, I SUPPOSE YOU COULD SAY I AM "PC".
Eğer işin ucunda'A.Y.'varsa...
THAT IS, IF "PC" STANDS FOR...
Hayır.
No. This is PC only.
Bu PC için. Mac için olanlar burada.
We have some Mac-based stuff down here.
- PC-99.
- The PC-99.
PC-99 demir adamlarına eski Titan selamını verelim.
Let's give the PC-99 iron men the old Titan salute!
- Neden PC-99?
- Why the PC-99?
Böyle zıpçıktı şeylerden hoşlanmam, Tamam mı?
I don't like things that pop up, okay?
Bir tıpçı olarak şunu söyleyebilirim : Bu doğru değil.
Speaking from a strictly medical point of view, that ain't right.
Ahlaksız bir tıpçı, yüksek paralara bu işi yapabilir.
An unscrupulous medical supplier might pay top dollar, no questions asked.
Siz tıpçı bozuntularından birer doktor yaratacağız.
" We're gon'make doctors out of you medical scum.
En son orgazmatronik mikro-algılayıcı teknolojisine sahip ve genişletilebilir 200 kelimelik ayıpçı sözlüğü var.
She's loaded with the latest micro-sensor orgasmatronic technology... and an expandable vocabulary... of over 200 dirty words.
Adli tıpçılar gelinceye kadar onu gözlerden uzak tutun.
Cover her up till the forensics arrive.
Bob Youngla tanıştılar.
He met up with Bob Young, who at the time was running company called ACC Bookstore which was a mail-order PC Unix uh, catalog
En iyi adli tıpçımız kim?
Who's our best forensic?
Adli tıpçı burada mı?
- Is the forensic here?