Pencereler tradutor Inglês
853 parallel translation
Ve hiçbir koşulda bu gece bu pencereler açılmayacak.
And under no circumstances must these windows be opened tonight.
Hem niye pencereler hep kapalı?
And why do we always keep the windows closed?
Karşısında kapatılmış kapılar karartılmış pencereler... kapanmış yürekler ve büyük bir nefret bulacak.
Nothing but locked doors and darkened windows... locked hearts and bitter hatred.
Pencereler konusunda söylediklerimi unutma.
Remember what I told about the windows.
Pencereler kilitli.
All the windows are locked.
Buraya bakınız, Bay Peters, bütün pencereler kurşun geçirmez camlardan imal edilmiştir.
You see, Mr. Peters, these windows are all constructed of bulletproof glass.
Çatlamış duvarlar, kırılmış döşemeler, tahta ile kaptı pencereler.
Cracked walls... Broken flooarboards... Boarded windows...
Ne pencereler açılıyor, ne kapılar kapanıyor, ve ne de musluklar çalışıyor.
And the windows don't open and the door won't shut and the plumbing won't work.
Ama sonra lanet olasıca temizlikçi kadın daima pencereler açık uyuyorum diye ifade verdiği için adli doktor intihar ettiğimi söyledi.
Then the coroner's jury brought in a suicide because me blasted charwoman testified I always slept with me windows open.
"Terk edilmiş perili ülkenin köpükten ve tehlikeli denizlerine açılan büyülü pencereler."
"Magic casements, opening on the foam " of perilous seas, in faery lands forlorn. "
Böyle büyük kiliselerde hep küçük pencereler olur.
There are often little windows in such a big church.
Onun ölümünden beri pencereler pek az açıldı.
It is unlikely that the windows have been opened since his death.
- Pat, pencereler açılmıyor.
- Hey, Pat, these windows don't open.
Yuvarlak pencereler!
Round windows!
Altı ay önce, o gelmeden lavabolar çalışmaz..... pencereler açılmazdı anımsıyor musun?
Before he came six months ago, don't you remember how all the drains wouldn't work and the windows would not open?
# Pencereler kapalı bile olsa
Even with the window closed,
Afedersiniz, gitmem gerek tünele gireceğiz ve bütün pencereler açık.
Excuse me, I've got to close the windows, we're coming to a tunnel.
O pencereler temiz, Billy.
Those windows are clean, Billy.
Çatıların üzerinden, odaya doğru gidiyorsun... ama pencereler kilitli.
You're over the roofs in the darkness... down the side wall to the right apartment and the window's locked.
Aynısı pencereler arasına gerildi.
Has the same spread between the windows.
- Pencereler.
- The windows.
Gün batımından gün doğumuna kadar... üstteki ufak pencere hariç, odasındaki bütün pencereler... kapalı tutulacak.
Between the hours of sunset and sunrise all the windows in her room, with the exception of a small fanlight must be kept shut.
Ve pencereler, pencereleri açar mısın?
And the windows, you'll open the windows?
Bakın şimdi Bunlar pencereler di mi?
There - those are the windows. Right?
Pencereler kapalıyken daha iyi çalışır.
IT WORKS BEST WITH THE WINDOWS CLOSED.
Pencereler parçalanmış.
The smashed through the windows.
... Pencereler açıldığında, kapılar kapandığında ve müzik...
... with open windows, behind closed doors, and music...
Pencereler kapalı olmalıydı.
The shutters are usually closed now.
Fransız pencereler, şöminenin üzerinde bir kadın resmi, güzel, yumuşak...
French windows, picture of a dame over the mantelpiece, nice, soft...
Pencereler kapalıydı.
The windows were shut.
Ve okulda kocaman pencereler var.
And they have such big windows at the school.
Dan'in yatak odasındaki bütün pencereler kırık.
All the windows are broken in Dan's bedroom.
Duvarlar ya betondu ya da pencereler çok genişti.
Τhe waΙΙs were cement or the windows were too big.
Ev hazırdı, pencereler takılmıştı.
Τhe house was ready, the windows were in.
Adi herif! - Pencereler bebeğim, pencereler!
Keep the windows closed, honey!
Pencereler dışarıyı da gösterir içeriyi de.
Windows look out and look in.
Bay Stolz'un odası, pencereler, kapılar.
Mr. Stolz's room, the windows, the doors.
Her yer cam olacak. Her yerde pencereler istiyorum.
Everywhere there'll be windows, everywhere only glass.
Galiba bunun nedeni atmosferden kaynaklanıyor. Atmosferin çok yavaş bir şekilde işleyen yıkıcı bir özelliği var. Bu yüzden pencereler yok.
No, I think there's probably something in the atmosphere that, er has a very slow destructive property, er hence the lack of windows, Mmm?
Pencereler.
The windows.
Bu pencereler ne zamandan beri böyle badanalı?
How long have these windows been whitewashed?
Pencereler zorlanmamış.
No windows have been jimmied.
Ya pencereler?
And the windows?
- Evet, pencereler de açık.
- Yeah and our windows are open.
Bizim okuldaki pencereler çok daha küçüktü.
In seminary we've got much smaller windows.
- Pencereler kapalı mı, bakıyorum.
Seeing if these windows are closed.
Bütün pencereler de alarm var.
All the windows are burglar alarmed.
Pencereler standart metal çerçevelere sahip.
The windows have standard metal frames.
Buradan kolayca kaçabiliriz, hem pencereler yardımıyla dışarıda olanları görebiliriz.
And we got windows to see what's going on outside.
Bu pencereler bizi ne kadar korur?
That's how much good these windows are.
Tüm kapı ve pencereler kilitli.
All the doors and windows are locked.