Playa tradutor Inglês
293 parallel translation
"Çayırın bir ucundan öbür ucuna, yaşlı Güneş Baba mor tepelerin ardında batarken küçük Pamuk Kuyruk Molly hoplaya zıplaya, hoplaya zıplaya..."
"Way across the meadow, as old Daddy Sun was setting behind the purple hills, little Molly Cottontail went hippity hop, hippity hop..."
# Palyaço zıplaya zıplaya dans ediyor # #
Harlequin jumps and dances...
Atını hoplaya zıplaya savaşa sürmeden ve bandonun Dixie'yi çalmasından önce soğuk terler dökerken titremelerini gördüm, kusarken başını tuttum.
I've seen you shake all over in a cold sweat and held your head while you vomited before you rode off to battle with your horse prancing and the band playing Dixie.
Kırmızı Başlıklı Kız gibi ormanda hoplaya zıplaya dolaşamazsın.
You can't just go skipping through the wood like Little Red Riding Hood.
Oldukça basit : Serçelerle hoplaya zıplaya konuştular.
It is simple : the sparrows communicated while hopping.
Bir yıl sonra, Playa Giron'da çıkarmaya başladı.
One year later, Fidel Castro unloaded in Playa Giron.
Playa Giron mahkûmları.
- Who? The Bay of Pigs prisoners.
Johnnie Ray, Curtis LeMay, Dicks Playa Del Rey bu şovun ağır isimleri.
Johnnie Ray, Curtis LeMay, Dicks Playa Del Rey in a one-horse open sleigh.
İster misin benim eve gelmek, zıplaya zıplaya?
Do you want... To come back to my place...
Bostandaki tavşanlar Hoplaya zıplaya oynuyorlar
Rabbits in the orchard Sport and play
Evet, senin hoplaya zıplaya kurduğun anlamsız ilişkilerden daha iyi. O Stacy'ler, o Victoria'lar...
Well... it is a great deal better than those... meaningless affairs you keep tap-dancing through... those Stacys, those Victorias.
Hoplaya zıplaya gittin.
YOU HOPPED UP THE STEPS.
Playa del Rey'li.
She's from Playa del Rey.
Çılgın sümüklünün biri hoplaya zıplaya buradan geçti.
Some kind of crazy booger just skipped through here.
Zıpla. Zıplaya zıplaya getir içkimi!
Dance, dance the fucking drink back here!
Köpek artık atlaya zıplaya, dans ederek koşturur.
Now the dog is prancing in the fields, dancing and prancing.
Bundan sonra gözüm üzerinizde köşeyi döndüğünüzde dolabınızdan pis kokulu montlarınızı alırken hoplaya zıplaya öğle yemeğine giderken hepinizi izliyor olacağım özellikle de seni.
I'll be watching you, each and every one. When you turn the corner when you go to your cubbies to get your smelly coats when you skip merrily to lunch I'll be watching you, all of you and especially you.
Ufaklıkla koca adam, malları ortada zıplaya zıplaya Sheffield'ta geziniyor.
Little And Large prancing round Sheffield with their widgers out!
" hoplaya zıplaya,
" tripping and skipping,
Erkek kurdun yaklaşırken gizlenebileceği bir yer yok. Yetişkin tavşanlar da hoplaya zıplaya tehlikeden hızla kaçabilirler.
There is no stalking cover for the male wolf... and adult hares can easily sprint and bounce out of danger.
Ve Joey, ayağa fırlıyor koltuk değneklerini yere atıyor zıplaya zıplaya uzaklaşıyor.
And Joey, he just jumps up throws his crutches to the ground and hops off.
Ben de üzgün olduğumda bazen hoplaya zıplaya yürürüm.
When I was sad, sometimes I'd skip.
Zıplaya zıplaya aşağı iniyor.
After going down, he bounced.
"Minik domuzcuk hoplaya zıplaya evine gidiyordu."
"This little pig of ui-ui-ui whole way home."
Bahse varım kıvırcık bir kuzu gibi hoplaya zıplaya gidiyordur.
I'm sure it frisked about like a fluffy lamb.
- Himalayaların en çapkını sen misin?
Are you a playa playa from the Himalayas?
Playa del Rey'de yeni yapılan lüks konutları biliyor musunuz?
You know the new luxury condos going up in Playa del Rey?
- Max. - Logan'la konuşmam gerekiyor.
Cos believe me, he ain't no playa playa.
Bana inan o oyun oynamıyor.
Cos believe me, he ain't no playa playa.
Küçük bir oyun oynayalım!
Playa little game!
Sonra bir gün şirket pikniğinde bir patates çuvalı içinde zıplaya zıplaya ormana gittik ve tavşanlar gibi seviştik.
Then, one day, at the company picnic, we hopped off into the forest in a potato sack and made love like rabbits.
Dört ay içeride kaldım, sokakta hoplaya zıplaya mı yürüyeyim?
Four months inside, I'm supposed to skip down the street?
Kıskançlık yapma dostum.
Don't be a playa hater, G.
Kadınları kullanılıp atılan bir oyuncak gibi düşünen playboylar.
The playa-playas, who think women are disposable toys.
Ölmemişse, yemek zamanında eve zıplaya zıplaya gelecektir.
If he ain't dead now, He'll come limping home powerful hungry in time.
Fena değil, oyuncu.
Cool, playa.
- Hayır, oyuncu.
- No, playa, I'm cool.
- Hey oralarda Will Smith var mı?
- Playa.... - Y'all got some Will Smith back there?
Tam bir playboy olurdun.
You'd be a total playa.
Ve başlardı dansa hoplaya zıplaya
And he'd break out in high-steppin'dance.
Average Joe Skillz'le oynamayı planlıyor, onlar beş senedir şampiyonlar.
Average Joe's planning to playa hate Skillz That Killz, the inner-city champs for five years straight.
Ama oranın Büyük Plaj olduğunu biliyordun.
But you knew it was Playa grnade.
Hayır, bilmiyordum, biri bana Büyük Plaj olduğunu söylemişti.
No I didn't know, someone told me, these was Playa grande
Playa del Rey.
Please Playa del Rey.
Bu ; "¿ Dónde esta la playa?" saçmalığı yeter!
Well, enough of that "¿ Dónde esta la playa?" crap.
Nerdeyse herkesle oynuyor.
He's a playa!
Oyuncu.
Playa.
İngilizce söyle.
- vamos a la playa para- - - In English.
? Playa haters try to dis me? ?
Player haters try to dis me'cause my rhymes is just too...
Kes, oyuncu. Onu çıkartacağız.
Cutter, playa.
Aman tanrım!
He's a playa!