English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ P ] / Poland

Poland tradutor Inglês

1,507 parallel translation
Bu 26 Ekim günü dünyanın yaratılışının 5703. yılında Polonya, Yanouf'ta Rochele Mordecai Shiskel'in kızı bakire Leah Shiskel, damat Shmuel Lvovich'in Musa ve İsrail'in geleneklerine uygun olarak karısı oluyor. Shmuel, İsrail kanunlarına göre karısına saygı duyacak,... besleyecek ve göz kulak olacak.
On this 26 of October... in the year 57O3... of the creation of the world in Yanouf, Poland... the groom Shmuel Lvovich will take the virgin Leah Shiskel... daughter of Rochel e Mordecai Shiskel... to be his wife... according to the customs of Moses and Israel... to respect, feed and take care of her... according to the rights of Israel.
Hitler ; Çekoslovakya, Polonya, Fransa,
Hitler, Czechoslovakia, Poland, France,
Silesia, Polonya'daki savaş esirleri kampından kaçan... 76 İngiliz mahkumun gerçek öyküsüne dayanıyor.
The story is based on a true story about 76 British prisoners who escaped from the prisoner of war camp in Silesia in Poland.
Polonya'dan.
This is from Poland.
Eğer coğrafya bilmiyorsanız, şöyledir : Polonya, Çekoslovakya,
And if you don't know the geography, it goes Poland, Czechoslovakia,
Polonya?
Poland, eh?
Polonyalı.
From Poland.
Polonya'da mı?
Was it Poland?
Almanya, Polonya'yı işgal etti.
Germany has invaded Poland.
Almanya'nın Polonya'ya ne yaptığı bizi niye ilgilendirsin ki?
Why should we care what Germany does in Poland?
Bu, Polonya Genel Valiliği görevimden ayrılmak istediğimi ispatlar.
That proves that I tried to resign as Governor-General of Poland.
Yahudilere karşı aldığınız ilk yasal önlem bu muydu? Sanıyorum görevden ayrılana kadar bu ilkti.
Did you not also personally sign a decree in September, 1940 ordering seizure of all Jewish property in Poland?
- Polonya'dan kaçtım.
- I escaped from Poland.
Orası sadece bir transfer istasyonu... Polonya'daki kamplara ve hiç kimse kurtulamadı.
It's just a transfer station... to the camps in Poland... and nobody there is supposed to survive.
- O Polonya'dan.
He ´ s from Poland.
Liver Amca ve onun Polonya'daki ailesine ait bazı eski fotoğraflar.
Some old photos of my Uncle Liver and his family in Poland.
1938 yılında Polonya sürgününden kurtuldum.
In 1938 I escaped the deportation of Poland.
Resmi Gazete'den gelen bilgiye göre, Ulusal Muhafız subayları arasında yaşanan itaatsizlik davalarına karar vermek üzere Askeri Mahkeme kuruldu.
Colonel Okolowicz. Why are you here? We have come to help the French in this struggle against tyranny... and to pursue the war we started years ago in Poland.
Birkaç kadeh içtikten sonra, 66. Tabur'a tehditler savurmuştu,... bu hareketi hayatına mal olacaktı.
Sure, urban warfare, guerrilla groups in Poland.
Barikatlara gitmek veya sakat kalmak değil bu şiddet,... ama alışık olduğumuz rahatlıktan kurtulmak da oldukça şiddet içeren bir hareket.
How did you get here? You see, the situation in Poland is very difficult. For us...
Ama bu polis kuvvetlerinin tepkisi eskiden daha şiddetli olurdu. Köşeye sıkıştığınız zamanlarda falan. Beni asıl şaşırtan, bazılarınızın aksine,... bir şey keşfettiğimi gördüm, kendime söz vermeme neden olan bir şey geldi başıma.
For us, our participation... in the National Guard forces is a continuation of the struggle we've been waging in Poland for years.
Bu şekilde doğmadım herhalde,... bazı şeyler benim için önemliydi. Mesela ; diğer insanlara saygı,... konukseverlik, hoşgörü, açık sözlülük, kültürel çeşitlilik.
First of all, because Poland has not been independent for a very long time, and we have always supported the insurrections.
Çift-kültürlü olunca kendinize bunları soruyorsunuz. Sonra bunları kendi kültürünüzden insanlara da uyguluyorsunuz. Hoşgörü ve açıksözlülük düsturlarının başka kültürden, hatta başka sınıftan insanlara karşı uygulanmadığına tanıklık ettim, yazık gerçekten.
After our departure from Poland, we offered our military help to the French forces who were then fighting the Prussians.
Bu da, kendi bencilliğime ve şanslı oluşuma sığınmama sebep oldu,... ki o şanstan mahrum olmayı hiç istemiyordum.
What's more, I think Poland won't be free without a change in France. That's why the Commune must win.
Polonya'da makine mühendisiymiş burada ise taksi şoförü.
In Poland he was a mechanical engineer here, he's driving a cab.
- Puck polonya işgalinde anne-babasını kaybetti.
- Puck lost his parents when Poland was invaded.
Polonya'da akrabalarımız var.
We have relatives in Poland.
Yarın Polonya'daki işe gitmek zorundayız.
Tomorrow we have to go to work in Poland Don't forget us.
Belki Polonya'dan kaçmayı denemek istiyorlar.
Perhaps they want to try to escape through Poland.
Polonya ölüm demek.
Poland means death
Ailem Polonyalıydı.
My folks were from Poland.
Polonya'ya gidelim.
I say we go to Poland.
Tim, Polonya işi ne olacak?
Tim, what about Poland?
Polonya'da esrar da yok zaten.
No pot in Poland, anyway.
Demir Perde'den olduğunuzu duydum, Polonya mıydı?
I hear you're from behind the iron curtain. Uh, Poland? Hungary.
Polonya'ya götürüyorum.
I'm taking it to Poland.
Adamlarımıza Leh'lerin sınırın hemen ötesinde olmalarından ötürü pilotlara ve mürettebata ihtiyaçları olacağını anlatmamız gerek.
We should tell our men the Poles will need pilots, ground crews too, because Poland is next in line.
- İyi mi? Polonya'ya götürülmüşler.
Thev've been moved to Poland.
Mira sınırda bazı sempatizanlarla görüşmüş. Öğrencilerimizi Polonya'dan çıkartabileceklerini söylemişler.
Mira has contacted some sympathizers at the border who said they might be able to get some of our students out of Poland.
Eğer onları Filistin'e götürebilirsen fırsatı kaçırmadan hemen kullanalım derim.
If you can get them out of Poland and to Palestine then I would do it at once, before the opportunity is lost. Yeah.
Londra'da şu an elimizde Yahudi nüfusunun Polonya'daki Almanlar tarafından toplu katliamına dair somut belgeler var.
We, in London, now have in our possession concrete information concerning the mass murder of the Jewish population in Poland committed by the German nation.
Bu küçük eşkıya grup, Alman ordusunu tüm Polonya'dan daha uzun süre oyaladı.
This little group of bandits have held off the German military for longer than the entire country of Poland.
Anlatabileceklerimizi düşününce, Polonya'yı baştan sona arayacaklardır.
What we could tell they'll turn Poland upside down.
Polonya'dan nefret etmeye başladım.
I've grown to hate Poland.
1939 yılının Eylül ayında Adolf Hitler, Polonya'yı işgal etti. Böylece 2. Dünya Savaşı başladı.
Adolph Hitler invaded Poland in September, 1939 starting WWII.
Leibbrandt, elimizdeki ve yönettiğimiz her şeyin Siyasi Ofisi. Doğu Polonya'da, Baltık ve Sovyetler Birliği'nde.
Leibbrandt, the Political Office of the Ministry for all we hold and administer in Eastern Poland, the Baltics and in the Soviet Union.
Ben Joseph Bühler. Almanya hakimiyetindeki Polonya'nın Dışişleri Bakanıyım.
I'm Joseph Bühler Secretary of State of the General Government of German-occupied Poland.
Polonya'yı alınca da elimizde 2,5 milyon daha birikti.
Then, in acquiring Poland, we acquired two and a half million more.
Polonyadan bir telefon bekliyorum.
- I'm waiting for a call from Poland.
Polonya'dan geldik.
We came from Poland.
Polonya'da iki yüze alıyorum.
I pay 200 in Poland.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]