English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ P ] / Pole

Pole tradutor Inglês

3,784 parallel translation
Kuzey kutbunda bir yerde.
At the North Pole.
1964'te Kuzey Kutbu'na ulaşmaya çalışırken hayatını kaybetti.
He died in 1964 during an attempt to reach the North Pole on skis.
Kuzey Kutbu'na gitsen, işe girişmeyi bırak işemek için bile çok soğuk orası.
If you visited the North Pole, it'd be too fucking cold to take a piss, never mind do anything else.
" Fotoğraftaki yüzünüz sert bir kayaya ve Kuzey Kutbu'ndaki soğuk bir buzula benziyor.
" Your picture is of a face hard as rock... and cold as ice in the North Pole.
Kaymak için Güney Kutbu'na gidiyoruz.
We're going to make a trip to the South Pole.
O sütuna sarılıyor
She driving'that pole
O sütuna sarılıyor Ne?
She driving'that pole What?
Direğe sarılın.
Work the pole.
İstersen soruşturayım?
So do you want me to run it up the pole?
Kaplumbağalar bile.
Turtles have your pole.
Çirkin suratlı şişman birinemi benziyorum?
Do I look like a fat, ugly Pole?
Köpeğini şuradaki direğe bağla.
Tie your dog on the- - on the pole over there.
Bana bulaşmak istemezsin.
I shouldn't touch you with 10-foot pole.
İpin ucunda duruyorsun zenci,... kelle avcıları seni bulacak.
You gonna be holdin'out o'a pole just now, nigger, the bounty hunters gonna be looking for you.
Burada çubuklar var.
Got a pole
Sırığım.
MY pole.
Marija, direk sana yakıştı, mükemmelsin.
Marija, the pole fits you perfectly.
Ordu bile aman benden uzak ol dedi.
Even the Army wouldn't touch you with a barge pole.
Fasulye sırığı!
The pole!
Ben sadece kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kızım.
I'm just a coal grinder's daughter trying to stay off the pole.
Sende o koca göt varken, o ayakların vay haline!
With that big ol'caboose, it'd have to be a telephone pole!
Bu konuda yorum yapmayacağım.
I ain't touching that one with a 10-foot pole.
Karım hakkında yorum yapma.
You keep your damn pole away from my wife.
Orası kesin.
The pole, right.
Şaka yapıyorsun ama, bir striptizciden Fraiche kreması yalamayı isteyebilirsin veya yapabiliyorken direk dansı dersi alabilirsin.
You joke, but you might want to lick creme fraiche off a stripper or take a pole dancing class while you still can.
Striptiz direğini mi?
The stripper pole?
Striptiz direği mi?
Is that a stripper pole?
Yok ya, sadece... Kısa zamanlı film yapımında ağlamak diye bir şey olamaz!
No, I'm just- - there is no crying in tent-pole filmmaking!
Leela, annen onun direğini kullandığını biliyor mu?
Leela, does your mother know you're using her pole?
Taşınabilir kara deliğimde * sakladığım şu 1500 metrelik sırığı kullanabiliriz.
I can use that 50-foot pole I have stored in my portable hole.
Burası kuzey kutbu. Noel baba burada yaşıyor.
This is the North Pole, where Father Christmas lives.
Paslanmaz çelikten striptiz demiri.
Stainless steel pole. Huh?
Telefon direğindeki Peter.
"Peter up on a telephone pole"?
Parti otobüsleri mağazasına gidip İçinde sağlam ses sistemi, striptiz direği, aşk mağarası ve meme şeklinde olan direksiyonlu bir otobüs kiralayalım.
W-Why don't I just go down to the party bus store, where all the party buses have a state-of-the-art sound system, a stripper pole, a love grotto, and a steering wheel in the shape of a boob.
Arka taraftaki + 18 bölümümüzde de striptiz direği var.
And the R-rated section in the back with the stripper pole.
Striptizci kutbu ağırlık taşıyor mu?
Is this stripper pole weight-bearing?
En azından bunu kimin ondan sakladığını biliyoruz.
Guess we know who's low man on the totem pole.
Dövmeli bir rahip görmek garip özelllikle striptizci dövmeli, değil mi?
It is strange to see a priest with a tattoo, especially a tattoo of a nude pole dancer, hmm?
Tamam bir daha da vergilerini düzenlemek, alkol komisyon testi için ya da dilin donmuş bir çubuğa yapışırsa beni arama, tamam mı?
Your taxes done or your liquor commission test taken or you get your tongue stuck to a frozen pole, all right?
- Bazen kendimi çok küçük hissediyorum.
- Sometimes I feel small on the totem pole.
Totemin olması yalnız bir adam demek değil mi?
Do not you mean the lone man on the totem pole?
Striptizci değilim.
I'm not a pole dancer.
Ve sonra aklınızda, orada bir kayak sopası olduğu fikri beliriyor. Ama aslında orada değil.
And then you've got the suggestion... you have a suggestion of a skiing pole there, but it's not really there.
Kuzey ve Güney Kutbu gibi mi?
- So like the north and south pole?
İki yıl önce Amerikan Nautilus deniz altısı San Francisco körfezinde Kaya'nın çok yakınından geçerek Kuzey Kutbu'na gitti.
Two years ago... The USS Nautilus passed through the San Francisco bay, spitting distance from this Rock, on its way to the North Pole.
Ders kanalında striptizcilerle ilgili bir şey.
Some shit on The Learning Channel about pole dancers.
Bazen yarışta birinci olmanın en iyi yolu arkadakinin ayağını kaydırmaktan geçer.
Sometimes the best thing to do in race to the top... is grease the pole behind you.
Bu cüppeler ve bu aptal direkten bıkmaya başladım.
The ash is blocking our power. I'm getting really tired of these robes and this stupid pole.
- Çünkü çok güzel.
She's on a pole.
Direkten uzak dur.
Stay off the pole.
Bütün kadınlar bir kalafat istiyor.
All the woman needs is a pole.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]