Poof tradutor Inglês
821 parallel translation
Hay allah.
Oh, poof.
Evlilik gitti.
The marriage, she has gone poof.
Belirtisi kalp rahatsızlığı gibidir - sistolik bir kramp ve patlama!
Its effect is like heart disease - a systolic cramp and poof!
Ama elinizde yoksa, puf!
But if you don't got it, poof!
Ve şimdi, üflemelisiniz.
And now you must blow. Poof!
Ufacık bir soru sorabilirim, ufacık eski bir soru, ve puf.
I could just ask one little question, just one little old question, and poof.
Ense köküne yalnızca bir darbe, Tommy, ve puf.
Just one clout on the old cervical vertebra, Tommy, and poof.
Sadece puf.
Just poof.
Bir düğmeye bas.
Press a button. Poof!
Fazla hava veriyoruz ve... balon yok oluyor.
A little too much air, and poof. No balloon.
- Dünya yok oluyor.
Poof!
Poof!
Poof!
Daha poof!
More poof!
- Çok pooff... ve beş adam!
- Well poof... and five men!
Gringo, yaşa, yaşa ve poof!
Gringo, ole, ole, and poof!
Puff!
Poof!
Puf!
Poof!
Şuna bas. 30 saniye sonra...
Press this one. 30 seconds later... Poof!
Nasılsın, koca nonoş?
Well, how are you, you great poof?
Seni koca puf.
You great poof.
- Herif tam bir nonoş!
- He is a "poof" indeed!
Binlerce parça halinde patlar Veee İspanya Kralı.. pufff!
But later I multiply the explosion by a thousand and the King of Spain, poof!
Algy niye "İbne" olmuyor?
poof's not good enough for algy, is it?
Az önce Algy'nin ibne olduğunu öğrendim, ünlem.
I've just heard that algy was a poof, exclamation mark.
İbne misin?
Are you a poof?
Garip, ibneye benziyor.
Funny, he looks like a poof.
Chelsea'de caddeler boşalmadan önce meşhur önyargılı panel oyununa geçelim ve sizleri bir kez daha İbneyi Vurun'a davet edelim.
So before the streets start emptying in chelsea tonight Let's go straight over to our popular prejudiced panel game And invite you once again to "shoot the poof"!
Çok dikkatli olurdun, ve sonra birdenbire, pof!
You'd be so very careful, and all of a sudden, poof!
Gitti bile!
Gone, poof!
Parmağını şıklattığında ortaya çıkacak mı?
You just snap your fingers, and poof! He appears.
Püf!
Poof!
İnsanlar devlet dairelerinde neler olduğunu da bilmiyorlar bir anda kariyerleri yok oluyor çünkü buralarda evrakları kayboluyor.
People don't see the departmental circulars about consuls called home and whose careers have gone " poof because they were loose about things.
Asla geri gelmediler!
They never came back! Poof.
- Sessiz ol, ahmak.
- Be quiet, you poof.
- Çeneni kapayacak mısın, ahmak?
- Can't you shut up, poof?
Seni aptal, nerdeyse beni eziyordun!
You poof, you almost squashed me!
Şanslıymışım ki, bu aptalın düşeceğini tahmin ettim. Beni nasıl öldürmedi hayret!
I was lucky, I guess, when the poof fell it's a wonder he didn't kill me.
Hadi, seni ahmak!
Come on, you poof!
Evet, felaket bir giysi.
Yeah. it's a poof suit.
Sen gözlerini kapa ve "puf", bir gün daha sonsuza dek kayboldu.
Your just close your eyes and poof, another day gone forever.
İnanmamıştım ama yanından geçtim ve hafızam geri geldi.
I saw you, I walked past you into the house and poof! My memory came back.
Çamaşırlar katlanmış.
POOF! THE LAUNDRY'S FOLDED.
Akşam yemeği masa da hazır.
POOF! DINNER'S ON THE TABLE.
Seni aşağılık pislik!
THUG 1 : Bloody poof! THUG 2 :
Ve..... puf!
And poof!
Nimes telefon rehberinde Puf soyadlı bir adam var! Bay Puf!
In the Nîmes phone book, there's a guy called Poof!
Ne ibne herif!
What a poof!
Yani, bir dakika önce sağlığı yerinde iken,....... bir dakika sonra Al, ölebilir!
I mean, one minute, you're in perfect health, and then the next minute, poof! Al's dead.
- Artık var.
Poof! You have clearance.
Top!
Poof!
İşte böyle ve puf!
And poof!