Possibly tradutor Inglês
13,998 parallel translation
İtiraf edecek ne günahın olabilir senin?
What could you possibly have to confess?
Senin bilmediğin ne olabilir ki?
What could you possibly not know?
Muhtemelen.
Possibly.
Tehlikeli ve sonu gelmeyen bir saplantıya değil.
Not a dangerous and possibly endless obsession.
Bu iş bu kadar gizliyse neden babanın takviminde yer alsın?
I mean, how covert could it possibly be if it's on your old man's calendar?
Strange seni oranın 2 km. yakınına bile sokmaz.
I mean, these two possibly, but you... I mean, Strange won't let you within a bloody mile of the place.
Nasıl daha çok hasar verebiliriz ki?
Well, how much more damage could we possibly do?
Yani görevleriniz muhtemelen bugün, yarın ve bütün hafta sekteye uğrayabilir çünkü evleri soruşturmak için Operasyon Destek Birimi'ne katılma ihtimaliniz olabilir.
So your deployment possibly today, possibly tomorrow, possibly all week, is likely to be disrupted, cos chances are we'll be asked to join OSU in the house-to-house.
Bana daha ne yapabilirsin ki?
What else could you possibly do to me?
Ama Körfez Bürosuna, belki de sizin Ürdün'e gidebileceğinizi söylemiştim.
But I was informed by the Gulf Division that... you could possibly go to Jordan.
Belki mi?
Possibly?
Muhtemelen böylece en iyi baba ve en iyi koca olacağım.
I will be the best dad and the best husband that I can possibly be.
Merhaba, etrafta sarhoş durumda dolanan iki lise talebesi gördünüz mü acaba?
Oh, hey, have you seen two students, high school, quite possibly drunk?
Gerçek bir yangın olursa ya da bir terör örgütü saldırısına uğrarsak kim kayıp, kim okulun içinde yanıp ölmüş çabuk tespit etmeniz gerek.
In a real fire, or if a terrorist organization had infiltrated us, we need to be able to identify who's missing, who's possibly burnt, and dead inside the school.
Buna inanıyor olamazsın.
You can't possibly believe this.
İnsanlar o kadar çok acı çekiyorlardı ki hayatlarına devam edemiyorlardı.
People suffering so badly, they can't possibly go on.
Olan şeyleri düşününce üniversite gibi normal bir yere nasıl ayak uydururum bilmiyorum.
With everything that's happened, I just don't know how I can possibly fit into someplace - as normal as college.
Ne terslik olabilir ki?
How could that possibly go wrong?
Norinco 77 olabilir.
Possibly a Norinco 77.
- Muhtemelen.
- Possibly.
Ona ilgilenmediğimi söylemiş olabilirim
Uh, I might've implied that you possibly weren't interested in him.
Minibüsün üzerinde muhtemelen Kernow yazan böyle bir Cornwall bayrağı çıkartması bulunuyor.
It's the Cornish flag and it may also possibly say Kernow on it. - Kernow!
Benim böyle bir şey yapabileceğimi nasıl düşünebiliyorsunuz?
How could you possibly believe? ... I did something like that?
Belki ama nerede olabilir bilmiyorum.
Possibly, but I don't know where.
- Mutluyum, gayet mutluyum.
Possibly? I am. I'm totally happy.
Sağ olun, çok teşekkür ederim ama onun yerine bana 5 dolar verebilirseniz taksiye binip benim külüstürü daha fazla zorlamamış olurum.
Thanks, and I appreciate that, but if you could possibly just spare $ 5 instead? I'd rather grab a cab than take a chance with my old clunker.
- Neden muzdarip olduğunu söyleyebilir misiniz Madam?
Can you tell from what she suffers, Madam? Possibly.
Jamie kaybedebileceğim ihtimalini düşündüğümde...
Jamie, when I thought that I could possibly lose... Aye.
Bu kadar önemli ne olabilir?
What could possibly be so important?
- Kafanın arkası.
Where in the hell am I possibly going bald?
O gemide mahsur.
She couldn't possibly say no,'cause something might go wrong for her if she did. She's stuck on a boat.
Mesela, muhtemelen beni küçük elleri olan biri olarak hatırlıyor olabilirsiniz.
For example, you remember me, possibly, as a man with small hands. Yeah, you think...
Böyle bir savaşa onları katmak için tam olarak kafanda ne var acaba?
How could you possibly convince them all to join a fight like this?
Aklına bile gelmeyecek zalimliklere maruz kaldılar.
They have suffered cruelties you cannot possibly imagine.
Elimdeki sayılarla orayı savunmayı hayal bile edemem.
I could not possibly hope to defend it with my numbers. Your numbers?
Onunla vermesi mümkün olmayan .. bir şeyi vermesi üzerine .. konuşmaya gideceğim.
I'm going to begin a discussion in which I'm going to ask him for something that he can't possibly give.
O borçları geri ödemem mümkün değildi.
Debts I could not possibly have hoped to repay.
Başka ne iş yapabilirsin ki?
What else would you possibly do?
Seni öldürmek gibi bir ihtimâl olamaz.
We can't possibly murder you.
Mahkemeye çıkarılacağına inanmaya devam etmemiz gerek çıkarıldığında da savcılığa olabildiğince kanıta dayalı ve güçlü bir dosya sunmalıyız.
We have to keep believing that it will go to trial..... and when it does, we have to put together as strong an evidential case to the PPS as we possibly can.
Bunu muhtemelen kazanamazsın!
You can't possibly win this!
"Nasıl bildin?"
"How could you possibly have known?"
- Muhtemelen.
Possibly.
En kısa sürede şahsen Rebecca'yı sana getireceğim, söz veriyorum.
I'll personally bring Rebecca home to you as soon as I possibly can, I promise.
Ama siz asgari ücretli bamya siklilerin kafasının asla basmayacağı şey, beni ne kadar itici bulsanız da karanlığın bu ülkeyi bütün olarak yuttuğu ve durumun sizin ve melez aileleriniz açısından milyon kere daha kötü olacağı.
But what you minimum wage pencil dicks can't possibly understand is that however repulsive you seem to think I am, that the darkness swallowing this country whole and coming for you and your half-breed families is a million fucking times worse.
Mulder, seninle ne zaman konuşmuş olabilir ki?
Mulder, when could he possibly have spoken to you?
- Ne yapabiliriz ki?
What can we possibly do?
- Çok muhtemel.
- Very possibly.
Şüpheli polis tarafından vuruldu. Yaralı.
Suspect possibly wounded in OIS.
Bebeğin onların olamayacağı fısıltıları.
Whispers that the child could not possibly be their own.
Tek başına hayatta kalmış olamaz.
He could not possibly have survived alone.