English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ P ] / Potato

Potato tradutor Inglês

2,902 parallel translation
Patates, "Pattes".
Potato, "po-tah-to."
1. seçenek : Yakiimo ( Fırında patates ) 2. seçenek : Isobeyaki ( Izgara deniz yosunu ) 3. seçenek :
1 baked potato 2 side firing Angeles
Yaşlısın. Eğer bir gün torun istersem İrlandalı bir orospudan doğma patates suratlı bir bebek olmaz.
If and when I am ready for a grandchild it won't be the potato-faced spawn of some Irish whore.
Patatesli gözleme?
Potato pancake?
Hayır Larry, gözleme falan istemiyorum.
No, Larry, I don't want a potato pancake.
DÜşündüm ki George ile olan uzun vedalaşma sonucu üzgün olursun ve biraz şekerli az yağlı ve adaçaylı tatlı patatesten gnocchi yaptım. Çünkü biliyorum ki birilerinin en sevdiği yemek bu.
So I figured you'd be sad after your long goodbye with George, so I made some sweet-potato gnocchi with some brown sugar and a little butter and sage,'cause I know it's somebody's favorite.
- Patates kafa, var mısın?
- Potato Head, you in? - Sorry, fellas.
Tatlı patatesli turtanın üstünde ben varım da ondan.
'Cause if you show me a sweet potato pie, I am on top of it.
Bunu kendi patates çuvalına sakla.
Get this into that potato sack of yours.
Şimdi oynayacağımız oyun "tutup patlayan".
We're playing "Hot Potato".
Tutup patlayan.
Hot potato!
Kim en son oyundan daha ister? TUTUP PATLAYAN
Oh, you mean Hot Potato!
Yani peniyi patatesin içine sokarsanız, patatesten pil elde etmiş olursunuz.
So if you stick the penny into the potato, you've just made a battery out of a potato.
Patatesten bir voodoo bebeği yaptım.
I've just made a voodoo doll out of a potato.
Ve senin patates bağlantılı planların daha çok kızartma servis etmeyle ilgili olduğu için kıskanıyorsun.
And you're just jealous because your potato-related plans are more of the serving up fries variety.
Arkadaşımız Harold dün akşam püre yarışmasında şerifin kızına asılmış. Şerif de kararsız kaldı tabii.
Well, it turns out our friend Harold felt up the sheriff's daughter last night at the potato mash mixer, so sheriff's feeling kind of ambivalent.
Selam patates hoşgeldin.Adın?
Hello there, sweet potato pie, you look beautiful today. Welcome and your name?
Cidden, bu patates kafalar gelmiş geçmiş en az seksi mafya.
Seriously, these potato heads have to be the unsexiest mob of all time.
Yakın zaman önce herkes İrlandalılardan nefret ediyordu. Çünkü patates tekneleriyle gelip bütün işleri kaptılar.
It wasn't all that long ago that everybody hated the Irish for swarming over here in their potato boats and taking all the jobs.
Patates.
Potato.
Bu yüzden, bende içerisinde ekstra besin barındıran yeni bir çeşit patates geliştirdim.
So, I developed a potato that has extra nutrients inside.
Patatesi bedavaya dağıtıyorum, böylelikle kendileri yetiştirebiliyorlar.
I'm giving away the potato for free, so that they can grow it themselves.
Bir açık-kod'lu patates.
An open-source potato.
O'nun patatesi bir Çakmaktaş vitamininden daha iyi.
Her potato is better than a flintstone vitamin.
Yani, şu ana kadar piyasaya girmiş en iyi patates.
So, it's sort of like the best-ever potato on the market.
ABD patates pazarı yıllık 3.5 milyar dolardan daha büyük.
U.S. potato crop's worth more than $ 3.5 billion a year.
Patates?
A potato?
" Patates'" i istiyorlar.
They want the "potato."
Eliot, eğer o patates merkeze bir kere girerse, onu kaybederiz demiştin?
Eliot, you said once they get to headquarters, the potato is lost?
Margold ailesinden bir patates ele geçirdiğinizi biliyorum.
I know you acquired a potato from the Margold family.
Bu patatesi o odadan çıkartmamız gerekiyor.
We need to get that potato out of that burn room.
- Patates.
- Potato.
Şimdi, Patates'i yangın odasında tutuyorlar.
Now, they're keeping the potato inside the burn room.
Emily'Nin patatesi işte orada.
That's where Emily's potato is.
Yani, elmas patatesin içerisinde?
So, the diamond is in the potato?
Ama patatesin içerisine ne kadar peynir koydum gördün mü?
But did you see how many pumps of cheese I put on my potato?
Haklısın, sanki iki sucukla dengelenmiş patates gibi.
You're right. She looks like a potato balanced on two bratwursts.
Patates kızartmasının kokusunu alabiliyorum.
I can smell potato chop...
Patates kızartmasını sen mi yedin?
Did you eat the potato chop?
Ekmek ve patates kızartması alacağım.
I'll buy some potato chop and bread
Patatesli gözleme.
Potato stuffed roti
Yanımda iki rupi var, kendime ekmek ve patates kızartması alacağım.
I have two rupees with me I'm going to buy potato chop and bread
Kimyonlu patates.
Potato and cumin seeds
"Haydi kendimize bir dağ çalalım" gibi bir şey mi yoksa bir patates mi yada bir cenaze mi, yoksa bir panda mı?
Is it "let's go steal a mountain" or a potato or a funeral or a panda or...?
Verd, şu patates işi mi?
Verd - the potato job?
Gençken bayan patates seçilmiştim.
I was miss teen potato.
Bir kaç şey soymadan... bayan patates seçilemezsin.
You don't get to be miss teen potato without peeling a few skins.
Bobby şu üstünde baykuş olan... patates cipsini çok severdi.
BOBBY ALWAYS LIKED THOSE POTATO CHIPS WITH THE OWL ON THEM.
Patates cipsini.
POTATO CHIPS.
Köydeki küçük bir patates nasıl oldu da Kung-Fu'da böyle iyi oldu?
How come a small potato at the court could be that good at Kung fu?
Tutup patlayan!
Hot potato?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]