Princes tradutor Inglês
652 parallel translation
Prensler yedinci ayda hazinelerle dönecekler.
The Princes will return at the seventh moon bearing treasure.
Şu ana kadar 3 prens, birlikte yolculuk yapmıştı.
Thus far the three Princes have traveled in company.
Prensler, kontlar, dükler, krallar...
Princes and counts and dukes and kings.
Prense gelince, ben tek başıma ona yeterim.
As to princes, I have enough of my own.
Sana küçük prenseslerin yaşadığı Londra Kulesi'ni göstereceğim ve Londra Köprüsünü.
I'll show you the Tower of London, where the little princes were... and London Bridge.
Okuduğum tüm preslerin bir kalesi vardı.
All the princes I ever read about had castles.
Şairler, kadınları bürüyen şeyler aşk ve melankolik prens hayalleridir der ama kardeşim her zaman rostoyu tercih eder.
The poets say women are wrapped up in love and dreams of melancholy princes but my sister prefers roast beef any day.
Altın saçlı güzel bir prenses.
A beautiful princes with golden hair.
Tamam, bir gün prenses adama bu muhteşem hazineden bahsetmiş. Ve birlikte gidip aramaya karar vermişler.
Well, now, one day the princes told the man about this wonderful treasure so they decided to go and search of it together.
O zamana kadar hi kimse bu hazineyi görmemiş ama prenses orada olduğunu biliyormuş.
Now, no one had ever seen this treasure of course, but the princes knew that it was there.
Dünyanın her köşesinden prensler ve tüccarlar gelecek.
Princes and merchants will come from every corner of the world.
Ivan kendini tüm prenslerin üstünde gördü. Artık onun sonu gelmiştir!
This Muscovite prince wanted to set himself above all other princes!
Bütün bu prensler ve Boyarlar büyük servet yaptılar fakat Çar'dan ya da devletten esirgediler, ve kendilerini düşmanlarımıza, Tartar'lara, Livonyalı'lara Alman'lara karşı savunmayı reddettiklerinden ve insanlara zulmettiklerinden dolayı dinden farksızlar.
'These princes and boyars have amassed great wealth,'but not a thought do they spare for the Tsar or the State,'and they are even indifferent to religion,'since they refuse to defend themselves against our enemies'the Tartars, the Livonians, the Germans 'and oppress the people.
Boyar prensleri tarafından olmayan ya da iyi aileden ve mütevazi soydan gelen, Çar'a gönülden hizmet için hazır olan iyi Hıristiyanlara gelince Çar onları Alexandrov'un küçük kasabasında muhafızlarına katılmaya ve sadakat yemini etmeye çağırıyor.
As for those good Christians who don't side with the boyar princes or the well-known families, and are of humble origin and ready to serve the Tsar faithfully, the Tsar summons them to join his bodyguard and to swear allegiance to him at the hamlet of Alexandrov.
Vahşi hepsini yiyip yutacak ve biz de prenslerle evleneceğiz.
The beast will devour them all, and we'll marry princes!
Onlar savaşçı ve birer prestiler.
They were warriors and princes.
Ama dünyadaki kimse krallar, soylular veya prensler arasında bile aşkımız Fransa'yı kurtaracak biri yok.
But there is not one person in the world, not among Kings, or nobles, or princes who can bring help to the France we love.
Gazze Prensleri de sözlerini tutacaklar.
The princes of Gaza will keep theirs.
Güzel prenses, soyluların soylusu prens, size mütevazi bir köylünün selamlarını getirdim.
Fair princess, most noble princes, I bring greetings from a humble peasant.
ve soyluları aptallaştıran... ve aptalları da soylu yapan şey.
And now for the stuff that makes fools of princes... and princes of fools. Money.
Büyüklerin ölümü tutuşturur gökleri bile.
The heavens themselves blaze forth the death of princes.
Bugünün yakışıklı prensleri kokain çekip, mambo yapıyorlar.
Handsome princes today snort cocaine and dance the mambo.
Krallar, prensler, milyonerler bunu için şunları feda etmişlerdir :
Kings, princes, millionaires have sacrificed all for that :
Siz, gözü buğulu prensler, yüreği yaslı beyler, hepiniz bu ağır matem yükünü yeterince taşıdınız. Artık sevginizle teselli edin birbirinizi.
You cloudy princes and heart-sorrowing peers... that bear this mutual heavy load of moan... now cheer each other in each other's love.
Her iki lord nezdinde değeriniz yüksektir.
The princes both make high account of you.
Sen, bu şirin miniklerin haşin beşiği, Kale, narin prenslerin kaba, hoyrat dadısı, ihtiyar, asık suratlı oyun arkadaşı, yavrularıma iyi davran.
Rough cradle for such little pretty ones. Rude ragged nurse... old sullen playfellow for tender princes... use my babies well.
Kraliyet prens ve prensesleri.
The royal princes and princesses.
Bizim prensimiz yok ki.
We're not some princes.
Tek başlı mutlak güç ; çarın elinden, feodal prenslere yeniden paylaştırılmak üzere alınmalıdır.
The solitary reins of absolute power must be wrenched from the Tsar and returned to the feudal princes.
Bizler kanun tanımayan,... Dönek ve kinci prenslerin... Ellerine verildik...
We are given into the hands of lawless princes, wretched apostates.
Hayalet hikayeleri, şeytanlarla ilgili hikayeler krallar, kraliçeler, prensler ve kanatlı atlar.
Ghost stories, stories about demons kings, queens, princes and winged horses
Başı göğü bastıran, prensleri titreten.
Whose head presses the sky, at whose nod princes shake.
Ve belki siz de bir cadının Hışmına uğramış üç prenssiniz ve keçiler de gerçekte ayı ve kurttur
And perhaps you three are princes under a witch's spell and the goats are really bears and wolves
Asa, Vajda Hanedanı'nın kızı. Kutsal Moldavya Başpiskoposları Heyeti seni suçlu ilan etti.
Asa, from the lineage of the Princes of Vaida, the Sacred College of the Primats of Moldavia has declared you guilty.
Ben, Prens Vajda'nın ikinci oğlu engizisyon başkanı sıfatımla seni mahkum ediyorum kardeşin olarak da seni kardeşlikten reddediyorum.
I, head of the family of the Princes of Vaida, in my capacity as Grand Inquisitor, sentence you, and as your brother I repudiate you.
Sadece prensler, paşalar, milyonerler ya da seçkin aktör / yönetmenler başvurabilir.
Only princes, pashas, millionaires or distinguished actor / managers need apply.
Prensin sayfasını çıkarıp, onun yerine Calabrialı işçileri mi koyuyorsun?
You remove a page with princes, and replace it with workers from Calabria?
Sanırım insanlar artık gazetelerde prensleri, prensesleri... görmekten sıkıldılar.
I think people are tired of reading about so many princes and princesses.
- Gazetelerimde prenslerin fotoğraflarını yayınladığımda... para kazanırım, işçilerinkinden değil!
- The money I get from my newspaper comes from publishing pictures of princes, not of workers!
Bildiğiniz gibi, bugün Fransız Akademisi'ne ait Princes de Condé hipodromundayız.
We're at the Princes de Condé racecourse that belongs to the Académie Française, as you know.
Atlar Princes de Condé ahırlarının önünden geçmek üzereler.
They're about to pass by the stables.
Fakat söylediklerine göre Baltık prenslerinin de çömlek çömlek altınları ve kadınlarının Percheron atlarına benzer kalçaları varmış.
But they say these Baltic princes have slop pots of gold, too, and their women have hips like Percherons.
Hanedanlar, Gerçek Prensesler, Efendiler!
The Real Princes of Boozeland, Lords!
Hayır, şükürler olsun tanrım, prensler gibi yedik.
No, thank God, we ate like princes.
"Ama ona beddua eden o kıskanç insanlar... "... ailesi, en güvendiği prensler ve insanlar ona çamur atmaya kalktılar.
But envious people who wished ill on her, her parents and the good of princes and peoples tried her for heresy.
Bu sebep, kuyruklu yıldızların gelecek bir felaketin veya ölecek prens ya da yıkılacak krallıkların habercisi olduklarıydı.
The reason was that comets were predictions of disaster that they foretold the deaths of princes and the fall of kingdoms.
Komşu illerden sizi görmeye.. prensler gelecek.
Princes from neighboring provinces... will come to see you.
Kraliçeler kimi zaman krallardan, hatta prenslerden daha iyi değildir.
Queens are sometimes no better at that than kings, or even princes.
Prensler Kralı zehirlemek istediler.
Crown Princes want death of the King.
Valiler, konsüller, Prensler...
Governors, consuls, princes.
Bir dakika prensler!
A moment, O Princes!