English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ P ] / Protestant

Protestant tradutor Inglês

522 parallel translation
Şu kederli saatlerde bile, ülkemizin Protestan gayesi için hâlâ savaşıyoruz.
And in this dark hour, we still fight on... for the Protestant cause of our country.
İsveç Avrupa'da Protestanlığın kalesidir.
Sweden is the great Protestant stronghold of Europe.
Katolik, Protestan, Yahudi...
Catholic, Protestant, Jew...
Bu Protestan bu ise Yahudi.
He's a Protestant, and he's a Jew.
Kısa boylu olan Protestan'mış.
The short one's a Protestant.
Papazlardan biri Yahudi, diğeri de Protestan'mış.
One of the chaplains is a Jew, and the other's a Protestant.
Ama Peder, Protestan ve Yahudi dostlarım da kendilerinin hakikat inancında olduğunu düşünüyor.
But Father, the Protestant and the Jew are just as convinced that they are on the true path.
Bu yılın 22 Ekim'inde sanık, bu şehrin St. Christopher Protestan Episkopal Kilisesi Rahip George A. Lambert'ın ölümünden birinci derece cinayet suçlamasıyla bölge mahkemesi tarafından tutuklanıp bu mahkemeye sevk edilmişti.
On the 22nd day of October of this year... the accused was bound over to this court... by the city court on a charge of murder in the first degree... growing out of the death of the Reverend George A. Lambert... the pastor of the St. Christopher's Protestant Episcopal Church... of this city.
bu başka bir şey. Amerikalı ve Katolik yada Amerikalı ve Protestan yada Amerikalı ve Yahudi olabilirsin.
You can be American and a Catholic or American and a Protestant or American and a Jew.
- Doğru. Ama diğer nokta dindir, tıpkı Yahudi, Katolik yada Protestan dinleri gibi, tamam mı?
But the other thing is religion, like the Jewish, Catholic or Protestant religion, see?
Pazar istediğin kiliseye git, protestan kilisesi bile olur.
Go to any church on Sunday, even a Protestant one.
Mola için listeye bir protestan okulu ekleyemez miydiler?
Couldn't he have booked one Protestant school for a breather?
Dağın öte yanında küçük bir Protestan misyonu var.
There's a small Protestant mission on the other side of the mountain.
Protestan olan.
The Protestant.
Birleşik Devletler'in hemen her başkanının mason ya da Protestan olduğunun farkında mısınız?
Do you realise that practically every president of the United States was a Mason and a Protestant?
Daha sonra da katoliği protestanla, protestanı protestanla karşı karşıya getirirsiniz. Ve kendi dininizi insanın kafasına zorla sokmaya çalışırsınız.
And then you may turn Catholic against Protestant, and Protestant against Protestant, and try to foist your own religion upon the mind of man.
- Bu bir Protestan hastanesi.
- It's a protestant hospital.
Bir Protestan hastanesinde gece yarısından sonra müzik mi çalıyorlar?
In a protestant hospital they played music after midnight?
Protestan demek istedim.
I meant Protestant.
Aslında genelev olduğu anlaşılan hastaneye Protestan hastanesi demiştin.
You said the hospital was a protestant hospital. when in fact it was a house of prostitution.
Hristiyanlıktan kastım da Protestanlık.
Not only that, but the Protestant religion.
- Kuzeye, Protestanları bastırmaya.
- North, to fight for the Protestant cause.
Protestan ayaklanması için kadeh kaldırmayı teklif ediyorum.
I'd like to propose a toast to the Protestant cause.
Anlıyorum, Rahibe Ana... ama bu çok acı ki... yarış bir protestan tarafından kazanılacak.
I understand, Mother, but it is a pity... that the race. it will now be won by a Protestant.
- Protestan mı?
Protestant?
Kayıtlarımıza göre, Protestan inanışında yetiştirilmişsiniz.
According to our records, you were reared in the Protestant faith.
Protestan olmanın, Katolik veya Yahudi olmaktan daha iyi olduğunu söylemek istemiyorum.
I am not suggesting that being a Protestant... is any better than being a Catholic or Jew.
Matanzas'lı ve bir Protestan.
She's from Matanzas and is a Protestant.
Beyaz bir Anglo-Saxon Protestanı gibi görünmeme rağmen aslında Kuzeyli bir zenciyim.
Although I may look like a white Anglo-Saxon protestant, I'm actually a black Southerner.
Evet, Protestan ülkeler Noel'i farklı kutlar.
Ah, right. Protestant countries make a big thing out of Christmas.
- Siz Protestan mısınız?
- Are you Protestant?
Annem Protestan mezhebindendi.
My mother was of Protestant denomination.
Aslında bir Protestan vaiz olmalıymış.
He should have been a Protestant preacher.
Ben bir Protestanım.
I'm a Protestant.
Neyse, zaten bir Protestan papazı ile ilgiliydi, Katolik değil.
Anyway, it's about a Protestant parson, not a Catholic one.
İngiltere Kilisesi, Protestan değil mi?
Is the Church of England not a Protestant church?
Ama burası Protestan bir ülke. Kilisenin ve devletin başı olarak, öyle kalmasını sağlamak benim görevim.
But this is a Protestant country and as head of church and state it is my duty to see that it so remains.
İkinci olarak, İrlanda'daki tüm Protestan kiliseleri kapatılıp bütün Protestan rahipler ve papazlar görevden alınmalı.
Secondly, all Protestant churches in Ireland must be closed and all Protestant bishops and ministers removed from office.
O Protestan.
He's a Protestant.
Protestan mı?
Protestant?
Katolik ya da Protestan, hiç farketmez.
Catholic or Protestant, it would make no difference.
Bizim inancımız gerçek inanç, senin Protestanlığın ise sapkın.
Ours is the true faith, by God, you Protestant heretic.
Katolik, Yahudi, Protestan, Siyahi, Beyaz.
Catholic.Jew. Protestant. black. white.
Kağıtlarımda "din" kısmına... "Protestan.", yazdım.
Where it says on my papers''religion''I am writing...''Protestant.''
O protestan, ben katoliğim, arada dini bir uçurum var.
She's Protestant, I'm Catholic, it's a great religious abyss.
Döndüğümde şu pis Protestan İngilizlerin çaydanlıklarını kafalarına geçireyim.
And when I get back there, I'll topple on his teakettle every Britisher and every Protestant I meet. And I'll gladly pay the fine.
Burası Johann Frobenius'un Basel'deki evi,... kendisi inançlı bir protestan ve hümanist bir matbaacıydı. ... 1527'de bacak enfeksiyonu yüzünden uzvu kesilecekken,... onu Paracelsus'a gönderen yeni akımcı arkadaşlarına başvurdu.
This is the house, in Basel, of Johann Frobenius, the great Protestant and humanist printer who in 1527, had a serious leg infection, was about to be amputated, appealed to his friends in the new movement, who sent him Paracelsus.
Bütün, Yahudi, Katolik, Protestan bayramlarını sana veriyorum.
I'll give you all the holidays Jewish, Catholic and Protestant!
Vélodrome d'Hiver'de oturmuş, ağlayan, altını ıslatan 4,051 çocuk vardı.
They caused the social workers, mostly Quakers or Protestant women, very serious problems.
Nesin sen? Lutherci Protestan mı? Calvinist Protestan mı?
What are you, Lutheran Protestant, Calvin Protestant... blasphemous Anabaptist, heathen Satan worshipper?
Çok yerinde, çünkü prenses katolik.
Now, this is correct because the princess is Catholic and the request of a Protestant mother would not be enough.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]