Psychic tradutor Inglês
3,608 parallel translation
Ben bir medyum dedektifim, efendim.
How do you earn a living? I'm a psychic detective, sir.
Hayır Dupont, bu Dupont. "T" ile yazılıyor, yantaş gibi.
No, Thomson, this is Thomson without a "P," as in "psychic."
Ben yancı falan değilim.
- There is a "P" in "psychic." - I am not your sidekick!
O şu ana kadar karşılaştığımız en güçlü medyum.
She's the most powerful psychic we've ever come across by a huge margin.
Efendim, Başlık benim zihinsel güçlerime engel oluyor.
Sir, a helmet can interfere with my psychic abilities.
Zihin okuma.
Psychic.
Medyu sensin.
You're the psychic.
Bayan, ordan falcı gibi mi görünüyorum?
Lady, do I look like a psychic?
Onun resmi unvanı psişik, değil mi?
That's her official title, psychic?
Medyum değilim.
I'm not psychic.
3 gün boyunca Çingene bir... -... psişiğin lafları ardından dolanıp durduk.
We've spent three days running around on the word of a Gypsy psychic.
Eğer annen midesi ağrıdığı için medyumu görmeye giden insanlardan birisi ise ve medyum ona hiçbir şeyi olmadığını, sadece bir gastrit dokunuşuyla halledeceğini söylerse ama çok daha sonra sen bunun mide kanseri olduğunu ve tedavi için çok geç kalındığını öğrensen...
If your mom was one of those people who went to see a psychic because, um- - her stomach was bothering her and the psychic told her that it was nothing, that it was just a- - a touch of gastritis. But then later on- - you find out it was stomach cancer and it's too late to treat.
Simon Silver, tüm zamanların belki de en meşhur medyumu sadece üç hafta içinde burada olacak.
Simon Silver, perhaps the most celebrated psychic of all time, will visit us here in just under three weeks.
Ruhsal fotoğraf mı?
Psychic photography?
Çünkü ben medyumum.
Because I'm psychic.
Ruhsal fotoğrafçılık mı?
Psy- - Psychic photography?
Ben ne bir dâhiyim, ne de bir medyum.
I'm not a genius. I'm not a psychic either.
Evet, seninle telefondan değil de bir tür psişik titreşim üzerinden falan konuşuyorum. Tamam, anladım.
Yeah, I can hear you through some kind of psychic vibration or whatever and not the phone.
Medyum olan sensin.
Well, look at that, you're a psychic.
Araştırmamız, bu trajik ve gizemli olaya ışık tutmak için şaşırtıcı yeteneklerini kullanacak medyum Ruth Peacock tarafından yürütülecek.
Now our investigation is going to be led by psychic Ruth Peacock who is going to use her amazing abilities to shed some light on this tragic and mysterious case.
Bir medyum daha geliyor.
Another psychic in the making.
Deneklerin beyinlerine elektrik akımı vererek medyumluk güçlerini yükseltmeye çalıştılar.
They tried to increase psychic power by introducing electrical currents into the subjects'brains.
Bazı psişik güçleri mi ne varmış, insanlar tarafından dışlanmış. Gücü bir sürü insanın ölümüne sebep olmuş.
Because she had something like psychic powers, she was casted out by humans and eventually... that power killed a large number of people.
- Medyum olarak bunu bilmen gerekmiyor mu?
A psychic should not know?
Psişik olmak sanki çok farklı.
Deduced this through psychic powers, right?
Meşhur psişik ve medyum.
Renowned psychic and medium.
Merak ediyorum da bu besteciler ruhumuza ağır gelen şeyleri müzik yoluyla mı bastırıyorlardı acaba... "
I wonder if these composers were expressing things musically "that are too large for our current psychic state..."
6. hissin olmalı.
You must be psychic.
Peki ya sana Batılı liderlerin her birinin bütün gün psişik koruma altında olduğunu söylesem?
What if I told you that every Western world leader is protected around the clock by a psychic blocker?
Yaratılış mı? Bizim programımız psişik savaşın geçerliliğini test etmektedir.
Our own program testing the validity of psychic combat.
Unutmayın ki bu tesis psişik saldırı altında.
Now make no mistake, this facility is under psychic attack.
Psişik askerler, düşmanlarını birbirine düşürebilir.
Psychic soldiers, able to turn our enemies against themselves.
Belki de bir tür psişik bir öngörüdür.
You know, maybe he's some kind of psychic vision.
Nezbit'iniz para-psişik aktivite algıladığı için otomatik yanıt verdi.
Your nezbit unit simply auto-responded to para-psychic activity.
Ben bir dedektifim, dostum, medyum değil.
Hey, I'm an investigator, dude, not a psychic.
Bu seni bir medyum yapmaz, Bonnie.
That doesn't make you a psychic, Bonnie.
Ben bir medyumum.
I'm a psychic.
Her an, zamandaki her olay kendine özgü ruhsal damgası vardır.
Every moment, every event in time, has its own psychic imprint.
Onun medyumuydun.
You were his psychic.
Ama gerçekten medyumsan onun enerjisini hissedebilirdin.
But if you're really a psychic, you could sense his energy.
- Ama şu anki yetersizliğim psişik güçlerimin geçici olarak çöktüğü anlamına geliyor, dostlar.
- But... my incapacitation means that my psychic powers are down temporarily, fellas.
Psişik bir görüntü alıyorum.
Uh, guys, I'm having a psychic vision.
Polisten bir şey sakladığına dair çok güçlü psişik görü alıyorum. Bu konuda emin misin?
I am having a very strong psychic vision that she is hiding something from the police.
Hayır, medyumum.
No, my psychic.
Çünkü psişik güçlerim beni hayal kırıklığına uğratıyor.
'Cause my psychic powers are failing me.
Psişik güçlerini sır olarak saklıyorsun.
Apparently, you still keep your psychic power a secret.
Genomlar psişik güçleriyle onun zihnini kontrol altında tutuyorlar.
The genoms keep him docile with their psychic abilities.
En son Bialyadayken dövüştüğümüz psişik!
The psychic we fought last time we were in Bialya!
Ruhsal bir bağlantımız var.
We have a psychic connection.
- Sözde Çingene psişik.
Alleged Gypsy psychic.
Siz medyumsunuz.
You're psychic.