Pıss tradutor Inglês
649 parallel translation
Onsuz burası ıpıssız.
It's lonesome here without her.
Takılıp kalmışsın dostum.
I mean, y-you're stuck, man, bad.
Çıkıp oraya geleceğimi sanıyorsan, çıldırmışsın demektir.
If you think I'm going to come over there, you're crazy.
Asrın en sansasyonel mücevher hırsızlığı Meşhur mücevher şirketi Duvall ve Şsı.ndan çalınan iki milyon frank değerindeki kayıp inci gerdanlık hâlâ bulunamadı.
The most sensational jewel robbery of a decade the disappearance of a two-million franc string of pearls from Duvalle and Company, the famous jewellers, still goes unsolved.
İpini koparıp kaçmışsın.
So you slipped from your mooring.
Bizim her Allah'ın günü pankart taşıyıp yarın ne yiyeceğimizi düşünmekten keyif aldığımızı sanıyorsanız aklınızı kaçırmışsınız demektir.
If you think any of us like walking up and down all day, carrying signs and worrying how we're going to eat the next day, you're crazy.
Umarım dersini almışsındır da bir daha kaçıp gitmezsin.
I hope you learned your lesson and you'll never run away again.
Seni sevdiğini sanıp, boş yere hayallere kapılmamışsındır herhâlde.
You haven't flattered yourself that he's in love with you.
Belki ıssız bir adaya kaçıp maymunlara hükmedersin.
Sail away to a desert island probably and lord it over the monkeys.
Kızı ölü bulunca da onu cinayetle suçlayıp kaçmışsın.
Finding the girl dead, you accuse him of murder and rush off.
Hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmiyorum ama geçmişte Ole Andreson adında birini tutuklamışsınız.
I don't know whether you remember, but you once arrested a man named Ole Andreson.
- Arabanda sızıp kaldırıma çıkmışsın.
Drunk in your car, ran up over the curb.
Kıçlarını kaldırıp da biraz çalışsınlar.
Let'em move their asses.
Ona sıkışıp kalmışsın...
And you're stuck with it...
Umarım kayıp eşyaların bir listesini yapmışsınızdır.
I hope you got a list of what's missing.
Okulu bırakıp istihkam birliğine katıImışsın.
Left school to enlist with the engineers.
Başarmışsın da, zira taşınıp gitti.
You have succeeded, because she has left.
Öyle bir şey yakalamışsınız ki, harika bir müzikal olmakla kalmayıp modern yaşamın, günümüz dönemini de yansıtıyor.
You've hit on something that's not only great as a musical... but valid in terms of today, of modern life.
Betin benzin uçmuş, kendinden geçmişsin. Korkulara düşüp afallayıp kalmışsın göklerin bu garip taşkınlığı karşısında.
You look pale and gaze and put on fear and cast yourself in wonder, to see the strange impatience of the heavens.
Ama rahip olmadan önce, günah çıkartıp vicdanınızı rahatlatmışsınızdır.
But surely you confessed all that off your conscience... -... before you became a priest. - Oh, yes.
Kadın psikolojisine gelince, zavallı çocuğum, Taş Devri'nde çakılıp kalmışsın.
When it comes to female psychology, my poor boy, you're stuck in the Stone Age.
Sayıklayıp durduğu adamın ben olmadığını anlamışsındır.
I guess you've gathered I'm not the man she was screaming about.
Onu kazdırıp çıkarmamışsındır?
You didn't have it dug up?
Atına atlayıp küstah bir şekilde arazime girdiğinde, çocukları ve kadınları korkuttuğunda, sanki sen kanunmuşsun ya da Tanrı'ymışsın gibi evime baskın yaptığında, sana şunu söyleyeceğim :
When you come a-ridin'roughshod over my land, scaring'the kids and the womenfolks, when you invade my home, like you was the law or God Almighty, then I say to you :
Fuara çıkarılmış ödül boğası gibi allanıp pullanmışsın.
You're all shiny for Sunday like a prize bull at the fair.
Eminim orada en uzun sen kalıp en çok sen bağırmışsındır.
I'll bet you stayed longest and yelled loudest.
Şapkanın bağını ısırıp kopartmışsın.
Your chin strap is bitten clean through.
Hayır, tatlım senin R P ve S arası orada.Güzel kızım...
No, dear, you're an R. Over with the P to Ss.
Lena bu sabah erkenden kalkıp dışarı çıkmışsın.
Lena, you sure was up and out early this morning.
Yerlerinde duramıyorlar, bir de bakmışsın toplanıp hepimize el sallayarak transatlantiklere binip gidiyorlar.
Their feet gets itching, and the next thing you know, they're packed and gone, waving at the rest of us from them ocean liners.
Gençliğe yapışıp kalmışsın.
You're stuck in adolescence.
Güzel mekan yapmışsın burada, neden hayatta kalıp tadını çıkarmayasın?
You have a very nice place here, so why don't you live to enjoy it?
Yanıp kül olmuş Altın Çanlar Kenti Dale'dan kurtulan üç pejmürde ve bitap felaketzede, Gri Gandalf'ın ıssız kulesine yaklaştılar.
Three ragged and weary survivors of Dale, the burned City of Golden Bells, came to the lonely tower of Gandalf the Grey.
Tabi, kaybetmiş olmalısın yada fırlatıp atmışsındır.
You must have lost it... or maybe threw it away.
Çok uzun zamandan beri o fildişi kulene kapanıp kalmışsın.
You've been shut away too long in this ivory fortress of yours.
Ayıp, onu kazıklamışsın.
Shame, him tapping out like that. Yeah.
Bu yüzden SS'lere katılıp sırrımla seni öldürmek istiyorum!
That's why I want to be an SS and massacre you with my secret!
Bir fikr-i sabite takılıp kalmışsınız.
You've a perfect monomania.
Sen dünyayı görmek için yaratılmışsın, buraya, bu hayata tıkılıp kalamazsın.
You were meant for the wide world, Rose, not this place, not this.
Dar kot pantolon giyerler. Sen de malzemeye bakıp kararını verirsin ama sen malzemeyi vitrine koymamışsın.
They walk around in tight jeans so you can look at the goods... and make up your own mind.
Ananı babanı bırakıp, buz gibi ıssız bir yerde mi evlenmek istiyor seninle?
And he asks you to leave your father and mother and join him in that frozen wasteland and marry him there?
Eğer Cliff Irwing'in sahtekarlığa başvurmadan önce Elmyr'e... müracaat ettiğine inanıyorsanız... o zaman at gözlüklerini de çıkarıp Elmyr hakkındaki kitabının da... bir avuç safsatadan ibaret olduğunu anlamışsınızdır.
Well, if you buy the notion that Cliff Irving turned to forgery... before he turned to Elmyr... then I guess you can keep right on through the looking glass... and believe that his book about Elmyr is a pack of lies.
Gaddarlık, SS'in alâmet-i farikasıydı. Kurbanlarını, sistematik olarak tam bir tahakküm altına alıp kişiliklerini gasp ediyorlardı.
The SS schooled themselves in brutality, systematically reducing their victims to total subservience, depriving them of individuality.
Fakat Hitler, Stalin'in, kılını bile kıpırdatmayacağını sezdi. SS'e, ayaklanmayı bastırması emrini verdi. Onlar da bu emri, büyük bir zevkle yerine getirdi.
But then Hitler, realising Stalin was going to do nothing, ordered the SS to crush the uprising, which they proceeded to do with great relish and ruthlessness.
Saplanıp kalmışsın.
You're obsessed.
Neredeyse tamamen büyümüşler, ama uçmak için hala çok küçükler bu yüzden bu uçsuz bucaksız ıssızlıkta kısılıp kalmış durumdalar.
They're almost fully grown, but are still too young to fly so they're trapped in this boundless desolation.
Göz açıp kapayıncaya dek, demek kaçırmışsınız. Gerçekten de öyle olmuş...
A blink of the eye and you would've missed it.
Aptal SS askerleri bugün sabahtan geceye kadar çamurlu ayaklarıyla geminin içinde aranıp durdular.
These stupid S.S. men crawling through our ship morning till night... with dirt on their shoes.
Şey, siz imzalayıp, tarih atmışsınız, efendim.
Well, you signed and dated it, sir.
Eğer Uyuyan Güzel'i aşağıdan alıp arabaya taşımama ve bir intiharın gerçekleşebileceği ıssız bir yola götürmeme yardım edersen söz veriyorum hepsi sona erecek.
If you help me carry Sleeping Beauty up out of the cellar and load her into our car, and drive her out to some deserted road where a suicide can take place, I promise you we'll talk this thing over.
Çünkü iki anlamları olduğunu fark etmişsinizdir ve şakasını yapmaya çalışıp yakalanmışsınızdır sonra da edepsiz olmuşsunuzdur.
to make a little pun or a joke, and you got caught with it, and it was dirty mind.