English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Q ] / Quarkın

Quarkın tradutor Inglês

196 parallel translation
Quarkın çiğnediği izleri görebilirsin.
You can see the marks where quark chewed the arms.
Bir kaç sefer içmiştik ve onlara nasıl davranacağını öğretebilirim... Quark, demek istediğim.
I mean.
Günaydın, Quark.
Good morning, quark.
Bir topluluk lideri lazım ve bu sen olacaksın Quark.
We need a community leader and it's going to be you, Quark.
- Ama sen bir kumarbazsın, Quark.
- But then you are a gambler, Quark.
Artık her müşterini dolandıramayacaksın Quark.
You can't cheat every customer any more, Quark.
- Quark'ın yerinde.
- Quark's.
Yapabiliyorken yokluğumun tadını çıkart, Quark.
Take advantage of my absence while you can, Quark.
Quark'la ilk ne zaman sorun yaşadınız?
When did you first have trouble with Quark?
Quark'ın Yerinin üstündeki erişim borularında birilerini görüyorum.
I'm showing someone in an access conduit above Quark's.
Quark biraz önce tesisinin kullanımını duruşma için bağışladı.
Quark just donated the use of his facility for the hearing.
Quark... Son gelişlerinde Klingonlularla bazı sorunlar yaşadığını duydum.
So, Quark... I heard you had problems with the Klingons the last time they came through.
Maraltian birası, Quark'ın özel stokundan.
Maraltian seev-ale from Quark's private stock.
Davranışın beni şaşırttı, Quark.
I'm surprised by your attitude, Quark.
Quark'ın yerinde.
Quark's.
Bizi Quark'ın yerine götürün.
Take us to Quark's.
Onları suçlamadan önce bütün bunların nasıl başladığını Quark'a sormalısın.
Before you blame them you should ask Quark just how this all started.
Quark'ın güvenini kazanmak için çok uğraştım.
I tried so hard to earn Quark's trust.
- Quark, sadece kazancını paylaşır.
- Just his share of the profits.
Quark'ın aldığı listeden haberim var.
I heard about the list Quark got.
Quark'a, onu nerede bulacağını Bajor'dan birisi söyledi.
Someone on Bajor told Quark where to find it.
Quark'ın yanında gece gündüz silahlı güvenlik istiyorum.
I want round-the-clock armed security on Quark.
- Quark'ın durumu aynı.
- Quark is stable.
Ve sonra oradaydım, Quark'ın yerinde oturuyordum, Morn gelip beni akşam yemeğine davet etti.
So there I was, sitting in Quark's, when Morn comes over and invites me for dinner.
Mr Quark, benden yararlanmaya çalıştığınıza inanıyorum.
Mr Quark, I believe you're trying to take advantage of me.
Hala o küçük yağcı Quark mısın?
- Still the perfect toady, Quark? - l try to be.
Nagus bu müzakereler sırasında kendisini Quark'ın temsil etmesini istedi.
The Nagus asked Quark to represent him.
Ferengilerle ile iş yapmak istiyorsanız Quark'la konuşacaksınız.
You want to do business with the Ferengi, you talk to Quark.
Quark'ın sana dahi demesine şaşmamalı.
No wonder Quark says you're a genius.
- Ne? Quark'a olan aşkın. Reddetmeyi denemeye çalışma.
I've seen the way you look at him.
Bu senin için büyük bir fırsattı ve sen bu fırsatı kaçırdın Quark.
This was your big chance and you blew it!
Fakat bana ihtiyacın var, Quark. Güvenebileceğin tek kişi benim.
- But you need me, Quark.
- Quark, bunu yapacaksın.
- Quark, you're going to do this.
Quark'ın suçlu hissetmesi için çok sebep vardır ama genellikle müşterilerini hırsızlık ile kazıklamaz.
Quark has reason to feel guilty, but he usually doesn't resort to petty theft to fleece his clients.
Quark'ı okuyamadığınıza göre bu hergeleyi de okuyamazdınız.
Since you couldn't read Quark you might not be able to read this fellow either.
Quark'ın yerinde, müşteri memnuniyeti bizim en önemli endişemizdir.
Here at Quark's, customer satisfaction is our primary concern.
Quark'ın yerinde gerçekleşti.
It happened at Quark's.
Kendin için çok iyi yaptın, Quark.
You've done very well for yourself, Quark.
- Belki Quark'ın doğum günüdür.
- Maybe it's Quark's birthday.
Eğer Quark başını eğmeseydi...
If Quark hadn't lowered his head...
Pekala, Quark, her şeyden sonra benim yardımıma ihtiyacın varmış gibi görünüyor.
Well, Quark, looks like you needed my help after all.
Odo, Quark'ın neler bildiğinden haberimiz olduğunu bilmesini istiyor.
Odo was making sure Quark knows we know he knows.
Bu konuşuğun Quark, hatırladın mı?
This is Quark you're talking to, remember?
Hadi ama, kendin için her şeyi yaptın.
Oh, come on, Quark. You've done all right for yourself.
Benim tarafımda, Quark'ın bana çok yardımı dokunur.
Quark does me a lot of favours.
Quark'ın birkaç Dünyalının kaçmasına yardım ettiğini duydum. Onun için çok geç.
- Quark helps Terrans escape.
Buraya en son geldiğimde, sadece Quark'ın yerinde bir kaç saat kalabildim.
The last time I was here I was only able to spend a couple of hours at Quark's.
Son zamanlarda Quark'ın dabo masasında para kazanan olmuyor. Ayrıca dabo kızlarından biri de oğlumla çıkıyor.
Quark's dabo wheel's been a little stingy lately and one of his dabo girls is dating my son.
Bir yıl önce Quark'ın yerinde tanışmıştık.
Yeah. I met him a year ago at Quark's.
- Dün akşam Quark'ın yerinde tanıştık.
I met him at Quark's last night.
Quark'ın yerine gitmeyi düşündüm ama o havada değildim. - Sen nereye böyle?
I'd thought about going into Quark's but I wasn't really in the mood.
quark 450

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]