English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ R ] / Rada

Rada tradutor Inglês

20,034 parallel translation
O sırada görüntü aktarıcı salyangozlar kapalı olacak. En tepeye tırmanıp anahtar ile kasayı açacağız.
During the time the video transponder snails are down, we'll climb all the way to the top and use this key to open the safe at the top.
Sırada ne var?
What's next?
Sırada beklemek için bir randevu aldım. "Doğru Fiyat" yarışması için hani.
I have an appointment to go stand in line for a little thing called "The Price Is Right."
Öyle olsun. Sırada kendime yeni arkadaş edinirim ben de.
All right, but I'm gonna have to make another friend in line.
Sırada ne var, Max?
What's next, Max?
Bu sırada yapabileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can do? In the meantime.
Sırada gelen, yardımcılarımdan kıdemli olan ve doğal vârisim olan kişi Michael.
The next in line and the senior of my two deputies and the natural heir is Michael.
Şampiyonumuzu sırada ne bekliyor?
So, what's next for our champion?
Bu sırada sana doğrudan bir hat bağlatmaya çalışırım.
And in the meantime, I'll ask if I can get you a direct line.
Sırada kalın.
Stay in the line.
Gabriel, öldüğü sırada annemin yanında adamlarımız olduğunu söyledi beni sevdiğini söylemelerini istemiş.
Gabriel said that our people were with my mother when she died, that she wanted me to know that she loved me.
HARVEY KIZLARI İŞE ALIM Bir saatten uzun süredir sırada bekliyorum, bayım.
I've been waiting in this line for more than an hour, sir,
Annesi, çocuğun Amerika'da olduğu sırada 10 kişilik bir kız listesi yapmış.
His mother made a list of 10 girls... since the boy was in the US.
Rodrigo vurulduğu sırada sağa dönük duruyormuş, arkasına bakıyor gibi. Ben olsam silahlı kişiye bakardım.
So, we know because of the size and the age of the victims that we're looking for a physically fit male local to the greater Pamplona area.
Sırada neyin olduğunu biliyorum.
I know what comes next.
Sonra da sırada steroid var.
Then the steroids next. Fast.
Sırada ne yapabilirim?
Then what other things would I do? Ah!
Soyadına göre ilk sırada sen olabilirsin.
Your last name would make you the first in line anywhere in Korea.
- Arada sırada araştırıyorum.
I dabble a bit now and then.
- Bakın bazen yani arada sırada Schakowsky çok sinirlenir ve benim emin olduğum ama kendi dediğini kast etmediği müvekkile " harç yüklenmesi'gerektiği gibi bir şeyler söyler.
- Look. Sometimes... and I mean sometimes... Schakowsky flies off the handle and says things that I'm sure he doesn't mean, like he'll tax your client.
9'la 13 : 30 arası toplantıdaydı. O sırada Haley'nin elbisesini alacağı Alex'in hediyesi için Best Buy'daki Stan'le görüşeceği alelacele eve dönüp topkekleri pişirmeye başlayacağı garajdaki yayık makinesini alıp dondurma yapacağı hediye paketleyeceği ve topkekleri süsleyeceği 90 dakikalık bir boşluğu olmuş.
She was in meetings from 9 : 00 A.M. to 1 : 30, leaving her a 90-minute window to buy Haley's dress, see Stan at Best Buy for Alex's present, then speed home, where she could start baking the cupcakes,
Ve fark ettim ki sırada ben vardım.
And then I realised I was next.
Sırada ne var Bay Penge?
What next, Mr Penge?
Şimdi sırada ne olduğunu biliyor olmalısın!
You should know what happens next.
Sırada seksi dudak ısırması var.
That's the difference between good relationships and bad relationships. Good couples keep trying.
Kaynaklarımızın bazıları o sırada o katta değildi.
Some of our resources weren't on the floor at the time.
Bu sırada ben de 2. versiyonu hazırlar ve denerim.
Until I can properly develop and test version two of the cure.
O sırada.
At the time.
Zaten o sırada ölü olacağım.
It's just as well I'm dying.
Mola verdiğim sırada park yerinde yakaladım.
I caught him in the parking lot during my break.
Baban kutuyu kilitledi sırada burada mıydın?
Were you actually there when your dad sealed the box?
Evdeyken kaza geçirdiği sırada kendisi psikiyatrik tedavi görüyor ve madde bağımlılığıyla mücadele ediyordu.
She was in the care of a psychiatrist, and she was struggling with substance abuse when she had an accident in our home.
Lütfen sırada ne demem gerektiğini söyle.
Uh... please tell me what to say next.
Görevden alındığı sırada Ajan Knox'la konuşuyordum ama John Doe davasından hiç bahsetmedim.
Uh, I was in communication with Agent Knox while he was suspended, but I never told him about our John Doe prosecution.
Arabadan inmeye çalıştı ve... O sırada her şey çığırından çıktı.
She tried to get out of the car, and, uh... that's when things got out of hand.
Good Morning Magic Sunshine şarkısını G.F.C ile sözleşmen olduğu sırada mı yazdın?
Did you write "Good Morning Magic Sunshine" while you were under contract for G.F.C?
Keçeli kalemleri aldığın sırada neler yaptığını hatırlıyor musun?
when you went to go retrieve the markers.
O sırada hiçbir şeyden haberim yoktu.
I didn't know anything at the time.
Matt o sırada onu odaya götürdü.
That's when Matt took her into the room.
Çok net anlaşılıyor ki, onu bahçeye bıraktıkları sırada yarılanma ömrüne bakınca komaya girmeye çok yaklaşmış.
I mean, it tells very clearly that, at the time they dropped her in the yard, just based on half-life, she had to be close to comatose.
Baygın bir halde yere uzanmıştım. Bu sırada 18 yaşındaki oğlan üstümdeydi.
I was laid out, passed out on the floor, while the, um, 18-year old was on top of me.
O sırada aklımdan ne geçtiğini bilmiyorum.
I don't know what I really thought back then.
O sırada " Pekâlâ, başladık bir kere.
At that point I was like, " all right, you know what? It's already going down.
Arada sırada, eski makaleleri okumak için ya da adımın hangi takımların makalelerinde ya da seçmelerde geçtiğine bakmak için Google'da kendi adımı aratırım.
I would Google myself once in a while, to read old articles or see what teams might have listed me in an article or try-outs.
Ama bu sırada bilmeni istediğim bir şey var.
But in the meantime, there's something I want you to know.
Senatör Brown'u öldürdü ve sırada ben varım.
He killed Senator Brown, and he's gonna kill me next.
Sırada ne var?
Now what?
Daha fazla zamanım olduğunda geri gelirim ama sırada tebrikler var.
I'll come back later when I have more time, but congratulations are in order.
Öyleyse sırada ne var biliyorsun.
- Then you know what comes next.
Adamı vurduğu sırada polise ait bir mikrofon takıyordu!
She killed him while wearing an L.A.P.D. wire!
Şans eseri o sırada acil durum tatbikatı yapılıyormuş.
The whole town incidentally held emergency drills { \ AN6 } "There are no deaths, 104 injured"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]