Rag tradutor Inglês
2,249 parallel translation
Sadece bir ara şu paçavra kafalı Müslümanlarla savaşmaya gitmiştim.
Except when I were overseas fighting rag heads.
Monty Taylor sen sahtekar, iki yüzlü, adinin tekisin.
Monty Taylor, you two-faced, hypocritical toe-rag!
Sultan, Manya.. Teen Batti ile.. .. sana bir mesaj yollamış.
Sultan, rag picker Manya at Teen Batti has sent a message.
- Git çaput torbamı getir.
- Go get me my rag bag.
Ve kız regl döneminde, bu nedenle uyumak istiyor.
And she's on the rag, so she just wants to go to sleep.
Çünkü Crystal uyumadan önce sürmeni söyledi böylece uyandığında temiz ve güzel görünecek.
'Cause Crystal said you put the rag on before you go to sleep, and when you wake up they're still all clean and nice- - they look really good.
- Ne? - O paçavralar aşağıdaki eski püskü paçavralar.
- There are all those rag- - rags down there, all those old rags.
Şu ıvır zıvıra bir el atsana.
Hand me the rag, will you?
Polis peşimizde.
I got a rag. Move your arm.
Bu bilgilerin senin pis ellerine geçmemesini isteyen bir müşterim var diyelim.
Let's just say I have a client who'd stop at nothing To make sure that none of this information Gets into that filthy rag of yours.
Dedikodu gazetesiyiz, kabul ediyorum. Ama gurur duyuyorum.
A sleaze rag, fine, but I say that with pride.
Arkada bir kovayla bez var.
There's a bucket and rag back there.
Eğer merkez komitesi ahlâklı adaylarının Bayan Pujol'le şampanya içerken resmini bulvar gazetesinde görseler ne derlerdi?
What would your constituents and the Central Committee if they found in the local rag Photo of incorruptible member trying to break out the champagne with Ms. Pujol.
Bizi takip etti ve onlardan birini Oyuncak bebek gibi yakaladı.
It chased me and grabbed one of them and dragged him away like a rag doll.
Çık dışarı, seni geri zekâlı havlu kafa! Onlar bir aileydi.
Get outside, you stupid fuckin'rag-head!
"İyi ve tatlı kız", "Florence Nightingale"...
"Florence Nightingale" that. "Why don't you shag a rag-head if you love them that much?"
Nelson o gün bir havlu kafa indirmek istediğini söylemiş.
Nelson said he wanted to "shoot a rag-head" that day. I believe that.
Beni şu numaradan ara...
The fuckin dirty-rag bastard – he's got the mobile!
- Büyük bir hata mı?
"Get meself a rag-head" – big mistake?
İşe yaramaz kağıt parçaları.
It's a piece of rag!
Üzerine paçavra bağlamış
Then a rag on it she tied
O paçavradaki şeyi okuyacağıma bir aylakla Fransız öpücüğü denerim daha iyi.
Than read anything in that rag. Wow.
Bu sopa ve bez gösterisi dışındaki her yere.
Anywhere but this stick and rag show.
O zaman, seni yere bez bebek gibi sererken... kafanı gerçekten çok sıkı çarpmışsın.
Then you must have hit your head pretty good when he slammed you to the ground like a rag doll.
Üstü açılabilir, deposu dolu. Kliması var, pencereleri otomatik.
Rag top, fully loaded, it has air, power windows,
Temizlemeye uğraştım ama temizlerken boyası çıktı.
And I tried to clean it, but the paint came off on the rag.
Ragıp Efendi, yemek hazır, sofraya buyurun.
Master Ragýp, the dinner is ready, come please.
Şey.. Ragıp Efendi artık senin baban evladım.
Well, Master Ragýp is... now your father, my son.
Ragıp Efendi'yi seveceksin.
You'll like Master Ragýp.
Ama Ragıp Efendi iyi biri.
But Master Ragýp is a nice person.
Cennete açılan su kaydırağı.
Rubber Dinghy Rapids.
- Cennete açılan su kaydırağı.
Rubber Dinghy Rapids. Sorry?
- Anlamadım? Cennete açılan su kaydırağı, kardeşim.
Rubber Dinghy Rapids, bro.
- Şeytanın çırağı.
Damn cherry.
Su kaydırağına gidelim.
Let's hit the water slide.
Su kaydırağı.
Water slide.
Daha henüz bir çırağım, imparator.
- I am but an apprentice at the trade, emperor.
Şansa bakın arkadaşımda son derece yetenekli bir fırıncı çırağıdır.
E-he happens to be a very talented f-fantastic bread baking assistant.
# Kaydırağın altını temizlemek
# Darling, I can't help but keep
Güvertenin çırağı, her zaman gemiyi hazır tutsun.
The boatswain's mate, always ready to pipe the captain aboard.
Şu an hem barmen, hem garson, hem de çırağım. Çünkü tuttuğun elemanlar ya ölüyor ya da sadece canları istediğinde işe geliyor.
Right now I'm a hostess, waitress, bartender, busboy because everybody you hire comes to work whenever they fucking feel like it or ends up dead.
Belki de benim küçük çırağım olmalısın.
So maybe you should become my little apprentice.
Hans Schroeder son 11 yıldır fırıncı çırağıymış.
Hans Schroeder was a baker's apprentice for the past 11 years.
Sen şeytanın çırağısın.
You're just the Devil's lackey.
Çırağım olmanıza şaşmamalı!
No wonder you're just my apprentice!
Nelson da dedi ki...
"He was going to go and get himself a rag-head."
Kağıt gibi bembeyaz olmuştun.
Like a rag doll. You was white as a sheet.
Dr. T, sizin çırağınız olmak için canımı veririm.
Oh, Dr. t., I would kill to be your protégé!
Bu gördüğün bir çırağın olması gereken şeydir.
This is what a protégé should look like.
O benim çırağım gibi olacak.
He's going to be my apprentice.
Bir tanesi fırıncı çırağıydı.
One was a baker's apprentice.