Rascals tradutor Inglês
406 parallel translation
Bu hainlere o korkunç tekerlemeyi söylememelerini her gün öğütle..
You can keep telling those rascals not to sing that dreadful murderer rhyme.
Eller yukarı, sizi hergeleler!
Hands up, you rascals!
Serseriler. Korsanlar.
Rascals and pirates.
Bay Christian, adamların iyiyse yelkenleri rüzgarla doldursunlar.
Well, Mr. Christian, if your rascals are any good, bring us into the wind.
Yine de elinizden gelenin en iyisini yaptınız... ve Harry siz iki genç serserinin tüylerini geri almasını sağladığına göre... belki o da kızımla evlenip bu işe bir nokta koysa iyi olur, değil mi doktor?
Still, you did your best... and as Harry has made you two young rascals take your feathers back... well, he'd better marry the girl and have done with it, eh, Doc, hmm?
Sumter kalesinde Yankilere ateş açtıktan sonra, artık savaşmalıyız!
After we've fired on the Yankee rascals at Fort Sumter, we've got to fight.
Bu küçük veletler gibi esnek kemikleriniz olsa pek önemi olmazdı.
It doesn't matter much when you've soft bones like those little rascals.
Buraya gelin kızlar.
Come here, you little rascals.
Sizi küçük serseriler!
Here you are, you rascals. They're back.
Pislikler!
You rascals!
O alçaklar ondan ne istiyordu merak ediyorum.
I wonder what those rascals wanted of him.
Sizi küçük afacanlar!
You little rascals!
- Kim olduğunuzu bilmiyorum bayım fakat bu alçaklardan daha çılgın olamazsınız.
- I don't know who you are, mister, but you can't be no crazier than these rascals.
Namussuzlar!
Rascals!
Güzel, küçük bir fırlama.
Cute little rascals.
Sizi hırsız namussuzlar!
Them thievin'rascals!
Sizi haytalar!
Ah you little rascals!
Alçaklar!
Rascals!
Alçaklar.
Rascals.
- Yaramazdık, değil mi?
- We were rascals, weren't we?
Dikkatli ol, bu arabaların direksiyonlarındakiler namussuzdur.
Be careful, behind the wheels of those cars there are rascals.
Hey, sizi küçük maskaralar!
Hey, you little rascals!
Bu çocuklar çok yaramaz.
Those children are rascals
- Seni namussuz!
- You rascals!
Yatağa yattığımda bir şey hissettim.
You both best apologize. You are silly little rascals. Out.
- Oğullarım çok yaramazdırlar.
Such rascals, aren't they?
Çocuklar gerçekten çok hayta olabiliyorlar.
Kids can be real rascals.
Xin Bey, yanınıza çok adam alın elbette o eşkiyalara merhamet etmeyin... ama kıza zarar gelmesin sakın elbette
Master Xin, you take along some more men Yes Spare no mercy for those rascals, but...
- Ah, sizi gidi fransız mutfak serserileri!
- Ah, you little rascals of the french kitchen!
Her ne zaman bu zibidilerle teslimat yaptıysak....... bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı.
Every time we have a delivery for these rascals it's raining cats and dogs.
Hadi yürüyün şapsallar, gidin yemeğimi getirin.
Go, rascals, go and fetch my supper in.
Hadi şapşallar yürüyün.
Go, rascals, go!
Maalesef, namussuz serserilerin kurbanı oldum.
Unfortunately, I was victimised by unscrupulous rascals.
Namussuz ve serseri doludur, kötülükle beslenir.
They're full of rascals and ne'er-do-wells and the food is atrocious.
Bir süredir söyleyip duruyorum sana, bir şeyler yapmalı diye ama Boka hep yan çizip duruyor.
Dirty rascals! I've been telling you for a while that something must be done, but Boka is always making a sour face about it.
Pis serseriler!
Dirty rascals!
Keratalar sizi!
You, rascals!
Benim olan 2 şeyi almak için oraya gidiyorum.
I'll pick my two rascals.
Ve sadece hainlerin parası var
♪ And only the rascals have dough
Ben ise mütevazi bir akademisyenim! sizin gibi serserilerle hiç işim olmaz!
I am nothing but a poor scholar and do not wish to associate myself with rascals
Kimse serserilleri sevmez.
Everyone hates rascals
Sizi ayyaş serseriler!
On, you drunken rascals!
Serseriler!
You rascals!
O iki pislikten kurtulamayacağımızı sanmıştım, ama şansımıza Kral Richard döndü ve her şeyi yoluna koydu.
You know, I thought we'd never get rid of those two rascals, but lucky for us folks, King Richard returned, and, well, he just straightened everything out
Hergeleler!
Rascals!
Sadece bu hergeleler onu içecekler diye onu fırında pişirerek cildimi mahvedecek değilim.
I didn't ruin my complexion cooking it on the oven, just so those rascals could drink it all now.
Hergelelerin kaptanı.
The captain of the rascals.
Ayrıca Cazcı Serseriler adında bir grupta klarnet çalıyormuş.
Also a clarinet player with something called the Ragtime Rascals.
Mutlu Havuç Sağlıklı Yiyecekler Marketi'ni, Cazcı Serseriler'i.
The Happy Carrot Health-Food Store? The Ragtime Rascals?
Lakaydlar!
You filthy rascals!
Giuseppina!
Come back, you rascals!