Raw tradutor Inglês
3,091 parallel translation
Çiğ balık, güzel, ama çiğ tavuk, tifo yapar.
Huh. So raw fish... delicious, raw chicken... salmonella.
Ham çeliğimizi kim imal ediyor?
Who manufactures our raw steel?
Evet, yalnızca, ham çelikten, çelik tabaka üretilene kadar çelik kirleniyor, ve bu da yalnızca bir yerde olabilir.
Yes. Except somewhere along the chain from raw steel to steel plate, it's developing impurities, and that can only happen in one place.
İsmi kulağa tatlı, saf hamakta seks gibi geliyor.
I mean, her name alone sounds like just sweaty, raw, hammock sex.
Sadece daha anılarım çok taze. Anladın?
It's just all a bit... raw, you know?
Kondomsuz sikmek ölümcül hastalık sebebiyken
♪ Before going raw dog gave you a deadly disease ♪
Kimin gerçek kimin sahte olduğunu görmek..
♪ To see who's the raw and what nigga stepped on it ♪
Muhtemelen ona yaptığın haksız muameleyi fark etti.
He probably figured out what a raw deal you gave him.
Öncesinde canım hamburger çekiyor ama sonra salla hamburgeri, bir yığın çiğ biftek istiyorum diyorum.
First I want a burger and then I'm like : "Screw the frickin'burger. " I want a mound of raw steak. "
Çiğ et yediğin için mi zayıfsın?
You're skinny because you eat raw meat?
Evet, bu çiğ et fazla.
Yeah, it's... it's a lot of raw meat.
Bu sabahtan sonra kendimi hala açıktaymışım gibi hissediyorum.
After this morning, I'm still feeling a little raw.
Yinede ham güce ihtiyacımız olabilir.
Still, we could always use more raw power.
Evrenin en derinlerindeki çekirdeği doğrudan görmüyorlar.
They're not looking directly into the boiling core of the raw universe.
Yatak odasının ham görüntüsünü gösterebilir misin?
And... and can you show us the raw footage from the bedroom?
Çiğ tavuk yemek.
Eating raw chicken.
♪ Eat mooses raw so their souls go into my soul ♪
♪ Eat mooses raw so their souls go into my soul ♪
Boşandığımızdan beri böyle oluyor.
I'm a little raw from the divorce.
İşlenmemiş ipek, seni asla yanıltmaz.
Raw silk, you can't go wrong.
İpek olanla gideceğim.
I'm going with the raw silk.
Fakat birkaç gün önce, hiç beklemediğim bir anda beni aradı. Üstünde çalıştığı bir projesi için çektiğimiz bir kaç çekimin ham görüntülerini görmesi gerektiğini söyledi.
So a few days ago, she calls me out of the blue, says she needs to see some raw footage we shot for this research project she's working on.
- Neyin ham görüntüleriydi?
- Raw footage of what?
Bilinçsizce yatarken gazları solumuş olmalı.
He'd have breathed in the raw fumes whilst lying there unconscious.
Eski karım E. Coli. bakterileri hakkında ders vermeden Benim bir şey sipariş etmeme izin vermezdi
My ex never let me order anything raw without giving me a lecture about the dangers of E. coli.
Glüten ve çiğ süt içmeyi kafana takmaya başlamadan Silver Lake'den ayrılmalısın.
You need to get the hell out of Silver Lake before you start worrying about gluten and drinking raw milk.
Ham maddeyi alıp dönüştürüyorsun.
You take this raw material and you transform it.
- İşte geldik. Peki o nerede? - Bilmiyorum.
Yes, Stoolbend, located on the banks of a polluted river of garbage and raw sewage.
Kim okula gidip, dört sene boyunca aynı konuda sızlanabilir? Büyükannen, sen ilkokuldayken, kapları karıştırdığı için, yanına yanlışlıkla çiğ tavuk vermiş, sen de onun seni zehirlemeye çalıştığını düşünmüşsün.
Who can be bothered to get a degree and spend four years moaning on about how your gran sent you to primary school with raw chicken in your packed lunch, because she'd mixed up the Tupperware boxes and you thought she was trying to poison you?
Saf seksapalitesini kaldıramıyorsun, değil mi?
You just can't handle her raw sexuality, can you?
- Benimki biraz çiğ kalmış.
- Mine are kinda raw and gooey.
Oğlum, yemesene çiğ patatesi, karnın ağrıyacak.
Don't eat them raw You'll get a stomach ache.
Senin yüzünden yara çıkarmak üzereyim.
And I'm about to get raw with you.
Ben çiğ ve salatalıklı bir şey düşünüyorum.
I'm thinking something raw and cucumber-based.
Hammaddeleri Amfetamin.
Raw materials for amphetamine.
Onlar bu hammaddeyi taşıyan şüpheliler.
They suspected it's carrying raw materials for.
Amfetamin için hammadde nakliyeciliği yapıyor.
It's carrying raw materials for amphetamine.
Kamyon benim için hammadde taşıyor.
The truck... carries raw materials for me.
Elde ettiğin Adamantium birleştirilmeye hazır.
The raw adamantium you acquired... is ready for * * *.
- Çiğ istiridye de balgam gibi görünüyor.
- Raw oysters look like phlegm.
Bu bilgi, Jeannie tarafından ortaya çıkarıldı.
This was something that was discovered by Jeannie in the raw data.
Bence 4chan'in ilgi çekici yönü, Sahip olduğu serbest alan, kısıtlanmamış tazelik, ve böyle siteler şu an dinazorlar gibi.
What I think is really intriguing about a community like 4chan, is just that it's this open place, as I said it's raw, it's unfiltered, and.. sites like it are going the way of the dinosaur right now.
Çiğ et çok lezzetliymiş.
Tasty, this raw meat is great.
Şuna bak.
Look at all this raw.
Canı olan her şeyi öldürmek istedim. Kalbini söküp çiğ çiğ yemek istedim.
I wanted to kill everything that ever lived, rip out its heart and eat it raw.
Ama ham bir yer elmasının bu hale gelmesi için yerçekiminden fazlası lazım.
What I can tell you is that for a raw yam to get it this bad, you need more than gravity.
Bütün bu işlenmemiş elmas olayı da nedir?
What the fuck has all this got to do with a raw diamond?
İşlenmemiş elmas.
A raw diamond.
Laftan anlaşılmadığında, halk sadece kaba kuvvetten anlar.
Sometimes raw power is the only thing people will listen to.
- Yapan çok yetenekli biriymiş.
Whoever painted it has raw talent.
Ödül töreninin birine çiğ balıktan elbise ile gitti.
She wore a dress with raw fish to an awards show.
Biftek çiğ.
Well, the steak's raw.