Refund tradutor Inglês
727 parallel translation
Para iadesi isteriz.
We'll claim a refund at Cook's.
Paranı iade etmem gerekecek.
You got a refund coming.
- Biletin parasını geri aldım.
- I got a refund on that ticket.
Paramızı verin!
Refund!
Para iadesi mi?
Refund?
Umarım. Yoksa parasını geri isteyebilir.
He might want a refund.
Belki de sana çikolataların parasını verir.
Maybe she'll give you a refund on those chocolate bars.
Geçen sene, kendi cebimden 500 liret harcamıştım paramın geri ödenmesi 8 ay aldı.
Last year I spent 500 lire out of my own pocket. It took me eight months to get a refund.
Öyleyse savcıya geri ödeme hakkı doğar.
If you didn't, the DA is entitled to a refund.
Birinin parasını geri alabilir miyim?
Can I have a refund on one?
Biletlerimizin parasını bizlere geri vermelisiniz.
You should refund the tickets.
Korkarım, geri ödeme de yapmıyor.
Well, I'm afraid there's no refund.
Geri ödeme!
Refund!
Bu şartlar altında, Mösyö, size bir özür borçluyum. Bir miktar da para.
Under the circumstances, Monsieur, I owe you an apology and a refund.
Belki para iadesi alırsın.
Maybe you'll get a refund.
- Şirketten bir çeşit para iadesi.
- Sort of a refund from the company.
Eğer yanılırsam paranız iade.
If I'm wrong, I'll refund your money. "
- Ya şişe parası.
- What about the refund?
Güle güle! - Deli misin!
I'll have to refund the tickets.
Sana bir sey olursa Lem, parani iade ederiz.
Well, if anything happens to you, Lem, we'll give you a refund.
Bir haftalık peşin verdim ama 2 gün sonra anlaşamazsak paramı geri almak isterim.
I paid you a week in advance but if we don't get along after two days, I'll expect a refund.
Johnny ile ben de hep iade paralarıyla geçiniyoruz zaten.
That's what Johnny and me have been eating off of. Refund money.
Paranızı geri alırsınız ama o da bulaşmış olur.
You'll get a refund, but she's gonna be in it.
Memnuniyetle duyuruyorum ki 12 milyon dolarlık gider azalması artı 7,5 milyon Alman markı geri ödeme ve 3,75 milyon tercihli hissenin 7,5 milyonluk yönetim yedeğine eklenmesi artı 11.500 liret yükselen harcama marjı ve 10 milyon sterlinlik sermaye yatırımı sayesine firma geçen yıl tam bir şilin kâr etmiştir.
I have great pleasure in announcing that owing to a cutback on expenditure of $ 12 million plus a refund of 7.5 million Deutschmarks and adding the debenture preference stock of 3.75 million to the director's reserve currency account of 7.5 million plus an upward expenditure margin of 11,500 lira due to a rise in capital investment of 10 million pounds this firm last year made a complete profit of a shilling.
İyi bir klinik bulursam tüm masraflarımı karşılarlar.
If I find a good clinic they'll refund me everything.
Bu saat kraliyet hazinesine geri dönecek olursa ölümüm halinde sana tazminat olarak 25,000 guIden ödemek zorunda kalacaklar.
If this watch should return to the Royal Treasury because of my death, they should refund 25,000 gulden.
Para iadesi mi?
You want a refund?
Beş yıldır ödüyorum.
That made five years that I refund.
Bu da size yetmiyorsa, benzin paranızı vereyim.
If that isn't good enough, I'll refund your petrol.
Paranızı iade edeceğim elbette.
And I shall of course refund your money.
Tek istediğim paramın iade edilmesi.
All I want is a refund.
İade mi?
Refund?
İade
Refund.
Tüm gece, araba sattığım tüm müşterilerim gelip para iadesi istediği kabuslar gördüm.
I had nightmares all night that every customer I ever had came in to ask for a refund.
- Vergi iadeleri.
- Tax refund.
Paranızı hemen iade edeceğim.
I'll refund your money right now.
Belediye tam bir geri ödeme talep edecek. Fonların kullanılmayan kısmını.
City is gonna demand a full refund, the unused portion of the funds.
Eminim, geri ödemesi vardır.
I'm sure we can get a refund.
Geri ödemesini alabiliriz.
You get the refund.
Vergi Dairesinden iade alacağım büyük parayı bekliyorum.
Waiting for that big tax refund.
15 bin dolar vergi iadesi gözümü korkuttu.
A $ 15,000 refund scared me.
Daha önce hiç vergi iadesi almamıştım.
I've never gotten a refund before.
Öyleyse teklifimi geri alma yetkimin de olduğunu söylemek isterim.
Then I'd say I'm entitled to a refund.
O zaman bu mesele ilgili oluşacak küçük bir masrafın banka tarafından karşılanmasını bekliyorum, Bat Merryweather.
Mr. Merryweather I have then some small expense over this matter I shall expect the bank to refund.
- Tuttle için iade.
- It's the refund for Tuttle.
Daha önce hiç iade çeki görmemiştim.
I've never seen a refund check before.
Aslında para iade çeki.
It's a refund, actually.
Geri ödeme.
The refund. Yes.
İade kabul etmiyorlar.
There is no refund, no exchange. No big deal.
- İyi beyannameymiş.
- Nice refund.
- İade iste.
Get a refund.