Reject tradutor Inglês
1,550 parallel translation
Karımın sıcak teklifini reddedip, böyle soğuk bir patiye gelmek büyük bir aptallıkmış.
I was a fool to reject such a hot offerfrom my wife and come to this cold party.
Vize için verdiğimiz resimler uymuyor diye kabul edilmiyor.
Whenever I apply for a visa they reject it saying that her photo doesn't match.
Sadece reddedilenler değil.
Not a single reject.
Sanırım seni tekrar reddedeceğim için korkuyorsun.
I think you're afraid that I'm gonna reject you again.
Eğer o çocukların mezarlarını gerçekten çiğnemek istiyorsanız. Gerçekten anılarına saygısızlık etmek istiyorsanız hiç durmayın bu anlaşmayı reddedin.
If you really want to desecrate the graves of those boys, if you want to insult their memories, you go ahead and reject this treaty.
Hala "olmaz" diyorlar.
They still reject me.
Ne bekliyordun? Yemeği ret mi edecektim?
You want me to reject food?
Ne cesaretle o üçüncü dünyadan gelmiş inek düşkünü, toplum düşmanı beni küçük düşürür?
How dare that Third-World, cow-loving social reject humiliate me?
Giulia, bir işe yaramayan ağabeyi Alessandro Farnese'yi Kardinal yapmam için baskı uygulayıp duruyor ama sen bunu, elinin tersiyle itiyorsun.
Giulia is torturing me to make a cardinal of her useless brother, Alessandro Farnese, and you, my son, reject it.
İlik naklinden sonra hafiflediğini sandık... ama birkaç hafta önce - Vücudu bunu reddetmeye başladı.
We thought she was in remission after her bone marrow transplant... but a couple of weeks ago... her body started to reject the transplant.
Kilise yeni yaklaşımları ne reddeder, ne de reddedebilir, yaklaşımlar da süregelir.
The Church neither rejects, nor can it reject, progress... new approaches.
Çünkü her ne kadar seçmenler reddetse de Farmington'da geçerli olan birtakım yasalar var.
There's still some laws in Farmington, no matter what the voters reject.
Ori'ın düşmanı olduklarını bilmem yeter. Köken öğretisini reddedip bizi yoldan çevirmek istediklerini.
All I need to know is that they are enemy of the Ori, that they reject the teachings of Origin and would have us stray from the path.
Haydi ama, kadınların koyduğu kuralları reddeden özgür erkekleriz biz.
Come on, we're free men who reject the rule of women.
- Seni reddedeceğinden mi korkuyorsun? - Evet.
Afraid he'll reject you.
Defolu malların hepsi yakıp kül edilecek.
All reject stock will be Inclnerated.
Tüm defolu mallar, yakıp kül edilecek.
All reject stock will be Inclnerated.
Müebbetin ömür boyu hapis olmasına karşı çıkıyorsunuz- -
You reject the idea that life should mean life...
Sanki orayı hiç görmedim. Aramızdaki eski meseleyi çözmek için teklifi ret mi ediyorsun?
Oh, you'd reject a primo deal, what, to settle an old score between us?
Bu ben getirmek her adam reddetmek bu benim suçum değil.
It's not my fault that you reject every guy that I bring.
"İnsanlar peygamberlerini reddeder ve onları katlederler ama şehitlerini sevip katlettiklerini onurlandırırlar."
"Men reject their prophets and slay them, but they love their martyrs and honour those whom they have slain."
"Sonunda içki dükkanı soyacak sivilce suratlı işe yaramaz biriyle neden vakit geçirmek isteyeyim ki?" dedin.
YOU SAID, "WHY WOULD I WANT TO SPEND MY TIME WITH SOME PIMPLE-FACED REJECT WHO'S PROBABLY GONNA END UP ROBBING A LIQUOR STORE?"
Bir saattir burada bekliyor, ben yeter demeden yoga dersimden.. ... daha kaç erkeğin beni reddedeceğini düşünüyordum.
I've been waiting for, like, an hour thinking how many more guys from my yoga class can totally reject me without me saying, "Enough!" You know?
Ben reddetme lütfen.
Don't just reject me.
Neden her gün acınası hayatını düzeltebilmen için verdiğim sağlam öğütleri duymazdan geliyorsun?
WHY IS IT, DAY AFTER DAY, I OFFER YOU SOUND ADVICE ON HOW TO FIX YOUR PATHETIC LIFE, AND YOU REJECT IT EVERY TIME?
P9J-333'e ilk görevin amacı basitçe yerel halkın Ori ile olan ilk bağlantılarında, reddetmeleri durumunda olacakları izlemekti.
The first mission to P9J-333 was simply to observe and initiate first contact with the locals should they reject the Ori.
Terry'nin son hikayesi için 39 "RED" cevabı geldi, ödemeli basım bile kabul etmedi.
Thirty-nine reject slips for terry's latest novel, even the vanity press wouldn't take it.
Ama o köprüde tehlikede olduğu için onu durdurmaya çalıştığında Chieko sana neden karşı koydu?
But on that bridge, when you steadied her because she was in danger, why did Chieko reject you?
Kabul etmezse, ikinci kez sonra da üçüncü kez teklif et. Taa ki kabul edene kadar.
If they reject you, offer a second time, and a third until they accept.
Reddedilen olmayı bırak.
stop being a reject.
Şeytani tarafını reddediyorum.
I reject the evil.
Seni reddetmekle aptallık ediyor.
She is a fool to reject you.
- Avukatının teklif ettiği anlaşmayı reddedecek kadar şey verdik ve onu senatörün kazara ölümüyle de suçlayabildiniz.
- We gave enough to reject his plea bargain.
Teşhisi reddetmek kolay.
It's easy to reject the diagnosis.
İnsanlardan nefret ettiğini kabul etmemek o kadar kolay değil. Çünkü o zaman insanlara bir savaşma şansı vermek zorunda kalırsın.
Not so easy to reject your misanthropy, because then you'd have to give people a fighting chance.
Ayrıca eklenen dokuyu reddetme direnci de yok demek.
It also means he's less likely to reject donated tissue.
Buna rağmen, % 20, vücudunuzun dokuyu reddetme şansı var.
Even then, there's still a 20-percent chance that your body will reject the tissue.
Bir kadını reddedersen bunu asla unutmaz.
Reject a woman and she will never let it go.
Beni kabul eden ve gören bir ağabeyi kaçırdım. Hem de öğrendiği an beni reddedecek bir üvey kız kardeş ve bana ihanet eden bir üvey baba için.
I drove away a brother who accepts me, sees me, for an adopted sister who'd reject me if she knew and a foster father who betrayed me.
Tanrılara ve Numantinlere gösterebilcegimiz tek yol Bu anlaşmayı yapanları cezalandırmak için red etmek.
The only way we can show the gods and the Numantines that we reject this treaty is to punish those who made it.
İsteklerini geri çevirecegiz.
We will reject his demands.
Plan, kafayı dolarla bozmuş insanların ilerlemeyi kabul etmesi. - Che.
The plan is to reject their dollar-driven notions of progress.
Polis Kira'yla açıkça savaşmayı planlıyor.
The police will reject Kira's offer!
Defolu malsın!
A reject!
Sanırım, hep bir reddedilme korkusu vardı.
I guess there's always that fear that people are going to reject you.
- Neden reddediyorsun o zaman?
- Then why do you reject it?
" negatif yaklaşımını reddediyorum.
" i reject your negativity.
Onu cinsiyet değiştirdiği için evlatlıktan reddedeceğini söylememenden başlayalım.
Well, let's start with how you didn't tell her you'd reject her if she got a sex change.
Ama Mike'ı yaşanan onca şeyden sonra nasıl reddedebilirim?
But how can I reject mike after all he's been through?
Müslümanlar bu musevi iddialarını reddediyorlar,
The Muslims reject these Jewish claims.
Anlamamanız, reddetmeniz anlamına gelmez.
Now, if you do not understand, that doesn't mean you should reject that.