Reklâm tradutor Inglês
325 parallel translation
Bu yüzden sana sormadan ufak bir reklâm koyduk.
I didn't ask you. That's why we put in a little advertising
Bir dolu reklâm, hepsi bundan ibaret.
Lots of advertising and that was that.
Ama bunu biraz reklâm amaçlı kullansak sakıncası yoktur.
But we thought we might as well utilise you for a little publicity.
Bunca reklâm olunca onu işe aldılar.
They hired him after all this publicity.
Reklâm olmadan sanat bir işe yaramaz.
Art is nothing without publicity.
Yeni reklâm kampanyasını duyunca ne diyeceksin bakalım.
Wait till you hear the next publicity campaign you're gonna do... knock you on your ear.
Bazı durumlarda reklâm verenlerimize garanti ettiğimiz tiraj sayısının altına düştük.
In some cases, we are below the circulation levels we have guaranteed our advertisers.
Hastanemiz için ne güzel bir haber. Harika bir reklâm.
Very nice for the hospital, of course - wonderful publicity.
İlişkimizin reklâm olmasını istemiyorum.
Our relationship is nothing to advertise.
Reklâm rollerini ben yapıyorum.
I do the commercial part.
Reklâm gibi konuşmaya başladın.
You sound like a commercial.
- Evet, fena değiller. Hava reklâmı yapmak için.
- Yeah, not bad... for flying billboards.
- Hava reklâmı mı?
- Flying billboards?
- Artık uçan reklâm yapmayı bırakmayı düşünüyor musun?
Thinking of giving up your flying billboards?
Bunun yanı sıra olağanüstü beynimde damıttığım birkaç reklâm gösterisi fikrimi söylemem gerekiyor.
And besides, I feel obliged to pass along a couple of great publicity stunts that have been distilling in my remarkable brain. - Some other time.
Bakın Bay Jarvis, bu film bir televizyon reklâmı... bu teklifi size yapıyorum, çünkü sizin ilgi alanınıza giren bir iş.
Look, I tell you, Mr. Jarvis, this picture is a commercial proposition, and that's why I want you to do it because I know it's the type of thing you handle.
Hayır, hem âhlâklı doktorlar reklâm yapmaz.
Ethical doctors don't advertise.
Ben de onu reklâm için öldüreceğim.
I'll kill her for a product, too!
Birisini reklâm için öldürmek güzel bir fikir gibi geldi.
To me, the idea of killing someone... for publicity always seemed to be a very amusing idea.
Bay Moran, bunu başarmak için oldukça üstün yetenekleri olan bir pilot gerektirir. 582 00 : 51 : 09,312 - - 00 : 51 : 14,025 Bu reklâm olacak ama...
To achieve that, Mr. Moran, requires a pilot of quite outstanding capabilities.
Bayan Billi, belki bu sizin için güzel bir reklâm olabilir,... ama bizim için kesinlikle değil.
Billi, a little advertising can serve you, but for us certainly cannot.
Çok kullanılan bir reklâm aletine dönüşmüştü.
It was getting to be just too much of a publicity gimmick.
- Reklâm vermeyi denedin mi?
Have you tried advertising? - Funny.
Amsterdam Star'da reklâm müdürüyüm.
I'm an advertising manager for The Amsterdam Star.
Bazen reklâm filmlerinde oynarım ve eğer elbiseme makyaj falan bulaşırsa diğer çekim için bir tane daha var.
I have a television commercial to do some time... and in case I should get the makeup on the dress, then there is another one for the next take.
Şimdi de iyiyiz, ben reklâm devam ederim ve sen de kısa...
I'll go on doing commercials and, pretty soon you can buy your place.
Kendi reklâm sloganım bile var :
I have my own advertising slogan :
Noel öncesi olduğu için bir sürü hediye reklâmı geliyor ve ajanslar bize 4 milyon dolarlık bütçeyle geliyor.
We're just getting into the pre-Christmas gift sellers and I'll tell you the agencies are coming back to me with $ 4 CPM's.
Bir de reklâm kampanyası. Şimdiye kadar yürütülenlerin en iyisi.
And the ad campaign is the best we've ever had.
Aşağı doğru bıraksın. Reklâm, açılışı gibi, evet.
Drop right down like- - canvassing, yeah.
Pis bir reklâm mıydı yani?
A crummy commercial?
Reklâm yapman gerekirken, yüzmeye gitmen gibi.
You'd go for a swim in the middle of the day.
Ve şu reklâm işlerini de halledebilir misiniz?
And have'em edit out all the commercials?
Döndükten sonra bir kaç Japon için reklâm ve iki defile için Paris'e gideceğim.
A journey, for some Japanese advertising and two parades.
Reklâm ajansından da yüklü miktarlar talep ettin.
You've been claiming quite large sums from the advertising agency as well.
Reklâm cingılları bestelerim.
I writejingles for ads.
Bu kadar iyi olanlar reklâm vermez.
Guys like this, they won't advertise.
Eh, sen benim için şu reklâmı yaptıktan hemen sonra, Mike.
Well, right after you do that promo for me, Mike.
Bu reklâm, Kamu Bilinçlendirme Hizmetleri ve Psişik Birliği Kayıt Bürosu'nun katkılarıyla yayınlanmıştır.
This message is from the Ministry for Public Information and your local Psi Corps Recruitment Office.
Gretchen ne yazık ki yeni bir reklâm arası.
It's time for another commercial.
- Yeni bir reklâm mı?
- Another commercial?
- Evet, Roz. Yeni bir reklâm!
- Yes, another commercial!
Yazar J.D. Salinger'ın nihayet yeni bir kitap yayımlayacağını ve reklâm için talk-show turlarına başlayacağını görüyorum.
"l foresee author JD Salinger finally publishing a new novel and hitting the talk-show circuit to promote it."
Genellikle ellerim görünür ama kısa süre önce ilk ulusal dergi reklâmımın çekimi yapıldı.
I started modeling mostly hands. But... I just booked my first national magazine ad.
Sence firmanın...,.reklâmını yapacak mı?
Sorry? Ally, in the eulogy.
Ally, merhumu överken sence reklâm yapacak mı?
Not right off.
Reklâm filmi çekiliyor.
Shooting a commercial.
Bu olayların reklâmı yapılıyor mu?
Are these events advertised?
Hadi ama bu bir reklâm kampanyası.
Come on, it's a publicity stunt.
Merhaba ben Carine Peece, reklâm müdürüyüm.
- I'm running, Frau Spiess. If you allow...
Kısa filmler, televizyon, ama daha çok reklâm filmleri.
But mostly advertisement.