English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ R ] / Rents

Rents tradutor Inglês

432 parallel translation
Biz kralın geyiğinden başka yiyeceği olmayan fakir haydutlarız. Sizinse mülkünüz, kira geliriniz ve gümüşünüz var.
We're poor outlaws, with nothing to eat but the king's deer while you have property, rents, and silver.
Faturaları, kiraları ve vergileriyle yaşlı, anaç bir tavuk gibidir o.
He's like an old mother hen with his bills and rents and taxes.
Yukarıdaki odalardan birini kiraladı ve şoför odanın kilidini değiştirdi.
The lady rents one of our upstairs rooms and the chauffeur changes the lock on the doors.
Bütün evi o kiraladï.
She rents the whole house.
Bir ara kiralar çok arttığında New York'taki ofisini Levender Şelaleleri'ne taşımayı bile düşündü.
For a while he even thought of moving his New York office to Levender Falls when rents became simply criminal.
Mesala bakın, biri Ağustos'un son iki haftasında yer bulmayı garantilemek için, Fransa'nın Antip burnunda koca bir oteli kiralayabiliyorsa, ve birileri bundan söz ediyorsa, insanlar bazı Güney Amerika kentlerindeki küçük kahvelerde bu haberleri okuyabiliyorlar.
If, for instance, somebody rents a whole hotel at Cap d'Antibes, France for the entire season, just to make sure he can have it the last two weeks in August and if somebody else doesn't keep it quiet
- Müthiş kira parası ödemeleri için zorlar onları.
- He oblige them to pay enormous rents.
O zaman adam, kiraları o kadar pahalı yapamaz.
Then he would make rents not so expensive.
- Kiralarda büyük indirim.
- A big cut in the rents.
Ne duydum biliyor musunuz? Nadia, Ravizza Parkının orada bir kadından oda ve araba kiralıyormuş. Arabalı fahişe yani çaktınız mı?
I heard recently that Nadia's working together with a woman near Ravizza who rents out rooms and cars.
Hayır. O, tekneyi sezonluk kiraladı.
No, he rents the boat.
Her sene Vandorf'a gelir. Eski değirmen evini kiralar.
He comes to Vandorf every year and rents the old mill house.
Kiracılara kiraları düşürme, Ev sahiplerine kirayı yükseltme sözü veriyordu.
He promised tenants lower rents, and landlords the opportunity to raise rents.
Burada kiralar haftada 15 sterlin!
Do you know what the rents are here? 15 quid a week!
Müdür bizi arazi sahibine kiralıyor.
The warden rents us out to the planters.
"Rachele Zazze odaları izinsiz olarak kiralıyor".
"Rachele Zazze rents out rooms without permit".
Evin sahibi Bayan Ridgeway, odaları kiraya veriyor.
Miss Ridgeway owns the house and rents rooms.
Biraz rahatlamaya çalışacağım.
Goose up all the rents.
O, tavan arasındaki küçük odayı kiralayan genç bir öğrenci.
He's a young student who rents a room in the attic.
Eve dönmeye utanır ve tuhaf bir mahallede ucuz bir oda tutar.
Ashamed to go home, he rents a cheap room in a strange city.
Şantajcısından kurtulabilmek için bir araba kiralar ve kadını ezmeyi dener.
Determined to rid himself of the blackmailer, he rents a car and attempts to run her over.
Senin odanı kiraladı.
He rents your room.
- Kiralar aylıktır.
- Only rents by the month.
Evet, ama maliyeti düşük evlerde fahiş kiralar ödüyorlar.
In low-cost housing with sky-high rents.
1888 yazında Edvard Munch Asgardstrand'ta bir kulübe kiralar.
The summer of 1888, Edvard Munch rents a cottage in Asgardstrand near the village of Borre on the Kristiania fjord,
Kendisi yazardır. Küçük mavi evi kiralıyor, uçurtmaya meraklı.
He's a writer... he rents the little blue house and flies a kite.
O kiracımız.
He rents there.
Oda kiralayan müstakil bir evdir.
It's a private house, that rents rooms.
Mektuplarla ilgileniyor, turistlere de tekne kiralıyor.
He's the one that takes the mail, and also rents boats to turists.
Hangi şanslı velete çıkacak acaba?
Do you know how much are these rents?
Bulduğu zaman dansçılara oda kiralıyor.
She rents rooms to dancers when she can.
Reykan göçenlerinden mera parasını fazla istemişler. Onlar da taramış.
They shot the immigrants for high pasture rents.
Fiyatları yüksek tutarak, üst sınıftan insanlara hitap edeceğiz.
By keeping the rents high, we'll appeal to a select class of people.
Annem boş bir odayı kiraya veriyor.
My mom has an extra room. She rents it out.
Kiralarda indirim var.
There's a rebate on rents paid.
Kiraları önceden, aldım!
Rents in advance, that's how!
Neticede, sen hâlâ o şeyle, daire kiralayan ufaklıkla beraber misin?
You still living with what's-his-name? The guy who rents apartments.
Bu bebeği bütün büyük turlara kiralıyor.
He rents this baby out on all the big tours.
İyi iş yapan tek firma nakliye firması
The only one doing well is the guy who rents u-hauls.
Sence nerede kalabilir?
do you know what rents are?
Otel fiyatlarını düşürmek için.
To bring the rents down in the hotels.
Ancak kira ve başka masraflarımız olacak.
It'll probably make Lois happier, too. The only problem is there's going to be rents, expenses...
Faturalar, kiralar, başarı, güvenlik, huzur.
bills, rents, succeeding, security, comfort.
Bu otel saatliğine oda kiralayan türden değil.
This hotel is not the kind of establishment that rents by the hour.
- Kiralar da gittikçe yükseliyor.
You know, rents are high these days.
Tek bilmek istediğim bu. Anne, güzellik yarışmasına girecekmişim. Kimsiniz?
At the age of 24 he rents a room in Dallas under the alias of O.H. Lee.
"Büyük bir evde oda kiralıyor ve birlikte yaşadığı insanları nadiren görüyor."
" He rents a room in a large house and rarely sees the people he lives with.
Sen ve kardeşin giderek cehenneme dönmesine izin..... verdiğiniz ve saçma fiyatlara kiralayarak zengin olduğunuz..... 50'den fazla binanın sahibisiniz!
You and your brother are landlords of over 50 buildings which you allow to deteriorate into hellholes while you guys get rich charging ridiculous rents!
Bu arada, Hanımefendi her yıl kiralamaya ikna eder.
In the meantime, her ladyship draws the rents every year.
Kiralar...
The rents- -
- Buranın kirası ne kadar demiştin?
How much did you say this place rents for?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]