Reservations tradutor Inglês
1,259 parallel translation
Well, bu çok hoş bir düşünce, Dharma tatlım... ama, bilirsin, Mark'ta rezervasyon yaptırmıştık.
Well, that's very kind ofyou, Dharma dear... but, you know, we have standing reservations at the Mark.
- Ama birkaç çekincem var.
- I just have a couple of reservations.
- Çekince mi?
- Reservations?
Kuşkularını anlıyorum.
I understand you have reservations.
- Hala yemek rezervasyonum var.
- I still have dinner reservations.
Rezervasyon yaptırmadan, eşya ve uyku maskesini almadan uçağa binmez.
It's not like him to board a plane without reservations and luggage, slumber mask.
- Yemek rezervasyonu.
- Just making dinner reservations.
Rezervasyonumuz var.
We have the reservations.
Sfuzzi'de yer ayırttın değil mi?
You got reservations at Sfuzzi, didn't you?
Bu kazançlı pazara girmekten çekindiğini biliyorum.
Now, I know you've had reservations about entering this lucrative field.
Yemek için rezervasyon da yaptırdım.
I made reservations.
Bütün rezervasyonları yaptım.
- I made all the reservations.
Yeri avukatım ayırttı.
I think my attorney made the reservations.
- Ama bizim rezervasyonumuz vardi.
- But we had reservations.
Babamın servetinin meşru mirascısı olduğumu.. hatırlatmama gerek yok. Ama bir kadın olduğumdan halkımın bazı çekinceleri var,
No need to remind you that I'm the legitimate heiress to my father's fortune, but since I'm a woman, people have reservations.
- Şüpheleriniz var, biliyorum.
- Now, look, I know you have reservations.
Reservasyonu olmayan 600 mühabir.
600 reporters without reservations, erased.
İstersen, harika bir yere rezervasyon yaptırabilirim.
However, I'm pretty sure I could get us reservations.. say 8 : 00, at Billy's.
Hala biraz tereddüt etsem bile o daha da öğrenmek istiyor.
And even though I still have reservations he'd like to know more about it.
Saat ona Dempseys'e rezervasyon yaptırdım.
Listen, I made reservations at Dempsey's for 10.
Rosebud'da rezervasyonumuz var.
I got reservations at Rosebud.
Aynı fikirdeyim.
I agree. That's why I made dinner reservations for tomorrow night. I agree.
Bu nedenle yarın akşam yemeği için rezervasyon yaptırdım.
That's why I made dinner reservations for tomorrow night.
Tamam. Madem rezervasyon yaptın...
You made the reservations.
Hafta sonu gideceksek yer ayırtmamız gerek.
If we're gonna go away, I should make reservations.
Haftalar öncesinden yer ayırttım.
I made those reservations weeks ago.
Cuma akşamına rezervasyon yaptırdım.
I got us reservations for Sunday night.
Saat 20 : 00'de yemekte buluşacağız.
I got dinner reservations at 8 : 00.
Ben rezervasyon için ararım.
I'll call for reservations.
Selam, benim, ve buradayım, birkaç son dakika rezervasyonları ile meşgulüm.
Hi, this is me, and I'm here, just entertaining some last-minute reservations.
Şarkı hakkındaki tereddütlerine rağmen bunun kendine özgü bir performans olduğunu kabul etmelisin.
Despite your reservations about the song you must concede it is an original performance.
Onu arıyorsun, Dells'de rezervasyon yaptırdığını söylüyorsun, bir-iki düzine prezervatif alıyorsun, ve sonra ikiniz ateşli hamsterlar gibi oluyorsunuz.
You call her up, you tell her you made reservations in the dells, you buy yourself a gross or two of condoms, and then the two of you go at it like hamsters in heat.
Elbette, Molly, senin kuşkularını anlıyorum.
Of course, Molly, I do understand your reservations.
Jaspers'ta rezervasyon yaptırdım.
I made reservations at Jaspers, 8 : 00.
Biz herşeyi planlayıp en iyi restoranlarda haftalar öncesinden rezervasyon yaptırır, ve aramızdaki şeyin ay dönümünü kutlarız. Aramızdaki her neyse...
We do things like plan and organize and make reservations weeks in advance at top-notch restaurants for one-month anniversaries to celebrate whatever it is we are... or were... or are.
- İki hafta önce rezarvasyon yaptırdım!
- I made reservations two weeks ago!
Charlie Trotter'da rezervasyon yaptırdım.
I have reservations at Charlie Trotter's.
- Rezervasyon yaptırsaydık keşke.
- Should have made reservations.
Şimdi gidelim mi? Hayır. Hayır.
But I don't have reservations, so why don't we just go now?
Reservasyonunuz var mı?
Do you have reservations?
Ben rezervasyon yaparım.
I'll make reservations.
Ve Jean-George'da rezervasyonumuz var.
Got reservations at Jean-George.
Merhaba, Bay ve Bayan Sydney Fox için rezervasyonumuz vardı.
Hi, reservations for mr and mrs sydney fox.
Tamam, Şu an benim birkaç önemli randevum var.
Okay, I have any number of reservations at this particular moment.
Eskiden rezervasyonlarımızı Büyük'ün adına yaptırırdım.
I used to make our lunch reservations in Big's name.
Rezervasyon yaptırdım.
- I made reservations.
Sana sormadan bir adım attım ve bu akşam için yer bulmanın imkansız olduğu restoranlardan birinde yer ayırttım. Tanrım.
I took a leap of faith and made reservations at one of those impossible-to-get-into restaurants for tonight.
Rezervasyonumuz var!
We have reservations!
Eğer şu yemek rezervasyonumuza yetişeceksek devam etmeliyiz.
Yeah, we should get a move on if we wanna make those dinner reservations.
önce süvariler, sonra bizzy tıktıkları küçük araziler, şimdi de resimler.
- No! First the cavalries, then the reservations, now the paintings.
Duygularımızı dile getirmedik.
We had reservations about each other.