Resort tradutor Inglês
2,098 parallel translation
Sen şimdi herkesin refahı için..... yasadışı yollara başvurmalı mı demek istiyorsun?
You mean everyone should resort to illegal means to make his condition better?
Onun gibi insanların son başvuru yeriyiz.
And we're a court of last resort for people like him.
Şiddetli bir eyleme başvurabilir.
He might resort to something drastic.
Beş yıldızlı bir oteldeymiş gibi hissedeceksin.
It'll be like staying at a 5-star resort.
Bu prosedür en yüksek risk grubundakiler için son şans olarak bilinirdi. Daha çok sağlığı ve hayatları yüksek risk altında olan insanlar için... Ama artık seçici kategori de yer alıyor.
This procedure was regarded as a last resort for the highest risk individuals, people whose health and lives were in absolute jeopardy, but now exists within the elective category.
Kemik iliği nakli, en son çare olarak kullanılır,... ama çocuklar için, çok riskli... Çocuklara nakil bulursak - Kemoterapiden sonra - Ağırlıklı olarak olumlu sonuçlar alıyoruz.
Bone marrow transplants used to be a last resort, but with high-risk children, we're finding that transplants - after the initial chemo - are mainly giving positive results.
Lütfen Bhaiji, siz son çaremizsiniz.
Please Bhaiji, you are our last resort.
İsim takma istersen.
Let's not resort to name-calling.
Onu öldürmek son çaremiz.
Killing her is a last resort.
Seni buna zorlamaktan hoşlanmıyorum Desmond ama bu iş bittiğinde senden bir fedakarlıkta bulunmanı isteyeceğim.
I hate to resort to forcing this upon you, Desmond but once it's over I'm going to ask you to make a sacrifice.
Son çareydi.
He was a measure of last resort.
- Son çare ne demek?
- What do you mean, "last resort?"
Tanrı korusun, sevgili adaylarının hepsini öldürürsem buradan asla ayrılmamamı sağlamak için Jacob'ın son çaresi.
Jacob's last resort in case, God forbid, I managed to kill all of his beloved candidates. One final way to make sure that I never leave this place.
Son çareleri Halo'ydu.
This was the last resort... Halo.
Tabii ki bu son seçeneğimiz, efendim.
It's a last resort, sir.
Merhaba buranın çevresinde bir kayak merkezi yada bişey var mı? Burası Brooksbank.
Hey, isn't there a ski resort around here or something?
Yani, mercekleri imal etmeye devam edebilirsek son çare olarak yatırımcıya başvurmadan şeytanın bacağını kırabiliriz.
I mean, if we could still make that lens, we'd soon get through bad patch without having to resort to investors.
merak etme sadece gerekirse ararım
Don't worry, I'll only call as a last resort.
Birkaç tatil oteli dışında diğer gezi adalarına nazaran modern dünya Molokai'ye çok az bulaşmıştır.
Except for a few beautiful resort hotels, the modern world has touched Molokai less than any of the other vacation islands.
Aileme ait villalarda bir iş.
It's a job at a family resort.
Bu işin sonu belediye meclisine kadar gider.
Your last resort is probably gonna be city council.
St. Barts'ta bir tatil köyü yapıyorum.
I'm developing a resort on St. Bart's.
Bak şiddete hiç gerek yok şimdi.
There's no need to resort to violence.
Üstelik bulduğum tatil yeri de harika.
And the resort I found is amazing.
Burada öğrendiklerinizi en son çare olarak kullanacaksınız.
We're going to use the things we learn here as a last resort.
Westing Oteli Napa Vadisi, Kaliforniya 23. Geleneksel En İyi Şef Seçme Yarışması'na hoş geldiniz.
Welcome to the 23rd annual Westing Resort Best Chef Challenge.
Oteldeki odasına gittim. Sarhoştu.
I went to his room at the resort.
Yerel şerif ilgileniyor her yiyecek ve içecek test ediliyor.
- What's going on with the search? Local sheriff's on it. Taking every food off the resort to be tested.
Yarışma, iptal edilmek zorunda.
The resort, the contest, it's all been shut down.
- Bunu kanıtlayamazsınız.
- Nor did she ever set foot in the resort. - Which you can't prove.
Keneotu tohumunu risinle karıştırdın ve onu bulmak için otele gittin.
So you got some castor beans, mixed up a batch of ricin and went to the resort to find him.
Son çaren olmaktan çok memnunum.
Well, I'm happy to be your course of last resort.
neyse, rasgele bir yerde tanışıyorduk, bilmiyorum... tatilde.
- In short, I dreamed that we accidentally meet, I don't know... at the resort.
1998 Yılı Keşke bu yola başvurmamış olsaydım.
[Year : 1998] I wish I didn't have to resort to such means
Bilirsin işte, sadece jetin deposunu doldurup Montenegro'daki özel bir yazlığa götürürüm diye düşündüm.
You know, I thought I'd just gas up the jet, maybe take her to a private resort in Montenegro.
Bu da tatil köyüne yapılan saldırı.
And this was the attack on the resort.
Tatlım, niye tatil köyüne dönmüyoruz?
Honey, why don't we go back to the resort?
Tatil köyüne doğru gidiyor.
It's heading for the resort.
Sanırım etkileyici insanlar yüzlerinde şekil bırakmıyorlar.
I guess fascinating people Don't resort to growing shapes on their faces.
Hafta sonu giysim bu.
Resort wear.
Aman, son giysin olmasın da!
Mm-hmm. Maybe last resort.
Kareli tişörtler alıp tatil yerine gitmeliydik.
We should have just bought plaid shirts and gone to a resort.
Pipay Dinlenme Tesisi!
Pipay's resort!
Onların Nahel Argama'yı ele geçirmek için böylesi dolambaçlı bir metot kullanacağından kuşkuluyum.
I doubt they'd need to resort to such a roundabout method to take out just the Nahel Argama.
Eğer büyükbabamız bana Kasa'nın yerini söylemiş olsaydı bu tür dolambaçlı yollara gitmemiz gerekmeyecekti.
If Grandfather had simply told me the location of the Box, I wouldn't have to resort to such underhanded methods.
Üzerine tatil köyü kuracakları bir avuç toprak parçasını beyan ediyor.
He gets the state to sell him a bunch of land to build a resort, and it's not even happening.
Japonya'da beyazlara köle gibi davrandıkları bir seks tatil köyü varmış.
Well, there's a sex resort in Japan where white people are treated like slaves.
Bu da son çare olarak size cinayet işletti.
That would make murder your last resort, then.
Bulabildiğim her oteli aradım.
I called every resort I could find.
Tatil Köyü kurulacak bölgede...
There's gonna be a big hole where a resort should've been.
Tatil Köyü kuracağımız bölgede bir sorun olabilir.
There's gonna be a big hole where a resort should've been.