Ricco tradutor Inglês
53 parallel translation
Komuta sende, Ricco.
She's all yours, Ricco.
- Teşekkür ederim, Ricco.
- Oh, thank you, Ricco.
Yrd. Kaptan Ricco.
Chief Officer Ricco.
Sadece alıntı yapıyordum Ricco, eski bir deyim.
I was merely quoting, Ricco, an old proverb.
Kaybetmedim ki, ricco.
I haven't lost it, Ricco.
- İyi akşamlar, Ricco.
- Good evening, Ricco.
- Evet Ricco, öyle olmalı.
Yes, Ricco, it must.
"Ricco ve ekipten, Kaptan ve Hanımefendi için"
"To the Captain and madame, from Ricco and the crew."
Ve pasta için teşekkür ederim.
And thank you, Ricco, for the cake.
- Oh, teşekkür ederim, Ricco.
Oh, thank you, Ricco.
- Eşin bir uzman, çok şanslısın Ricco.
Your wife's an expert. You're very lucky, Ricco.
Komuta sende Ricco.
The ship's all yours, Ricco.
- İyi akşamlar, Ricco.
Good evening, Ricco.
Yarın aynı saatte, Ricco.
Usual time tomorrow, Ricco.
Bay Ricco, şirketin Cebelitarık'ta kıyıya kimsenin çıkmamasına izin vermediğine dair kesin emir vermedim mi?
Mr. Ricco, I've given the strictest orders that no member of this ship's company... -... is allowed ashore at Gibraltar. - I know, Captain.
- Pekala, Ricco.
Very well, Ricco.
- Günaydın, Ricco.
- Morning, Ricco.
- Ricco.
Ricco.
İsmi, Ricco.
It's Ricco.
Ricco mu?
Ricco?
Ben de, Ricco'ya bir bardak bira vereyim.
And I'll give Ricco a glass of beer.
Yok hayır, Ricco benimle gelse iyi olur.
Oh, no! Ricco better come with me!
- Bir karım olduğunu elbette biliyordu.
Of course you knew I had a wife, Ricco! Of course.
İşte bu, Ricco, bir erkeğin dünyaki mutluluğunun tanımıdır.
That, Ricco, is my solution for man's happiness on earth.
Teşekkür ederim, Ricco.
Thank you, Ricco.
- Fakat... - Bu bir emirdir, Ricco.
That's an order, Ricco!
- Bakarız, Ricco. Bakarız.
We'll see, Ricco.
- Ricco, bu bir emirdir.
Ricco, that was an order!
Teşekkürler, Ricco.
Thank you, Ricco.
Hepsi bu kadar, Ricco.
That's all, Ricco.
Şu an olmaz, Ricco.
Oh, not now, Ricco. Not now.
Oh, Teşekkür ederim, Ricco.
Oh, thank you, Ricco! Thank you very much!
Her şey, Ricco.. Her şey umduğumdan iyi.
Everything, Ricco, is very gratifyingly...
Güzel gece, Ricco.
Lovely night, Ricco.
Gördün, Ricco. Bu gibi şeyler için, zeki olmalısın.
You see, Ricco, you have to be clever about these things.
"Ricco", şimdi bu yaptıklarım, ölmeden önce oldukça iyi şeyler dedi bana.
"Ricco," he said to me... "It is a far, far better thing I do now... Than I ever did before."
- Ne var, Çavuş Ricco?
- What is it, Sergeant Ricco?
Alan Seagrave ve Donald Cosgrove vakalarını karşılaştıralım.
RICCO : We got Alan Seagrave, and Donald Cosgrove.
Ricco Manzo'nun kız arkadaşı dün gece şikayette bulunmuş.
The girlfriend of a Ricco Manzo filed the police report last
Adam, dün gece Bar911'deki kavgada Ricco'nun burnunu kırıp onu hastanelik etmiş.
It seems that Adam, here, put Ricco in the hospital with a broken nose from a fight at Bar 911.
- Selam Ricco.
- Hey, Ricco.
Her on dakikada bir arayan Ricco var. Böyle boktan şeylere vakit harcıyorum.
I got fuckin'Ricco calling me every 10 minutes, wasting my time on some bullshit.
Ricco hakkında neyi kastettiğimi anladın mı?
See what I mean about Ricco?
Sana hikâyeyi anlatabilirim Ricco.
I could tell you stories, Ricco.
Güle güle Ricco.
Goodbye, Ricco.
Domuzlarını kesmek üzere olan Ricco ailesinin evinde bir kalabalık toplanmış.
'A crowd has gathered at the home of the Riccio family,'who are about to slaughter their pig.
Ricco cevap vermiyor.
Ricco's not answering his walkie.
RICCO kapsamında peşine düşeceğiz.
We're going after him under the Rico statute. We're gonna bury him.
- Şimdi olmaz, hadi Ricco.
Not now.
Gerçekten mi Henry?
Come on, Ricco.
Gezinmek aslında, Ricco.
Navigate, in fact, Ricco...