Rod tradutor Inglês
2,627 parallel translation
Pierce'ın evrensel sosyal kusurları onu günah keçisi ve paratoner yapıyordu.
Pierce's universally recognized social flaws Made him the scapegoat, a lightning rod.
Eğer öleceksek, bu gerçek bir arabada olmalı!
You're gonna die, it might as well be in a hot rod!
Rod, babanın traş aynasını pencereye doğru tutar mısın?
Rod, hold up Daddy's shaving mirror out the window, would ya?
Rod, sen ve Todd evde kalın.
Rod, you and Todd stay in the house.
Bir de sahte Rod Serling var.
And the fake Rod Serling guy.
"Bir adam, erkek ya da kadın kölesini değnekle döverken öldürürse kesinlikle cezalandırılacaktır."
- Mmm. " When a man strikes his slave with a rod so hard that the slave dies... he shall be punished.
Demek benim siyah kıçıma canın istedikçe değnekle vurabileceğini söylüyorsun. Bir-iki gün içinde ayağa kalkarsam bir sorun olmayacak.
So you're saying you're gonna whup my black ass with a rod for as long as you like... and as long as I get up after a day or two, we all good.
İçinizden birisi nükleer reaktöre girecek kontrol çubuklarını indirecek.
One of you will go into the nuclear core and insert the control rod.
O zaman hala benimkinin hayranıydı.
That's when she was still a fan of the meat rod.
Rod Lawson.
[Inhales deeply] Rod Lawson.
Rod'un işi bitik.
Rod is going to lose.
Yarın öğlen, bir kerede bitireceğiz bu işi. Rod, bölge hapishanesinden adliyeye götürülürken harekete geçeceğiz.
We got one shot - - tomorrow afternoon, when Rod is being transported from the County Jail to the Courthouse.
Rod Lawson'a fena benzemedi.
You know, not a bad resemblance to Rod Lawson.
"Alelade bir araba hırsızı, herhangi bir arabaya düz kontak yapabilir." "Özel yapım, kapatma anahtarlı bir yarış arabasıyla uğraşmak ise özel yetenekler gerektirir."
Any run-of-the-mill car thief can hot-wire a standard vehicle, but dealing with a custom hot rod equipped with a kill switch requires special skills.
kritik anda, elinde uzun bir çubuk ile acelesi geldi dışarı Japon ile cehennem dayak otantik Wing Chun'buçuk altı'çubuk stili
At the critical moment, he arrived in a hurry with a long rod in hand, beating the hell out of the Japanese with the authentic Wing Chun'half-past six'rod style
Ancak, onun çubuk iki yarısı haline indirim yaptı Amcan Tin Chi'nin Japon kılıç tarafından
However, his rod was slashed into two halves by your Uncle Tin Chi's Japanese sword
Duş perdesinin demirinde ağırlığını tartar mı?
Will it support your weight from a shower rod?
Ateş edenin ikinci bir arabası olduğunu hissediyorum. Sokak yarışlarında kullanılan geniş tabanlı lastikleri var. Yarış arabası tarzında araçlardan.
I'm getting the shooter was in a second car, one with wide tires found on street-racing, hot-rod-type vehicles.
Yıldırımsavar olurum.
I'll be the lightning rod.
Zac Efron, A-rod, ve şu Twilight'daki çocuk.
Zac Efron, A-rod, and that guy from "Twilight."
Demir çubukta çıkan yazıları hâlâ çözemedik.
We haven't gotten any farther with deciphering the writing that appeared on the iron rod...
Bu sadece bir çubuk değil...
This isn't just some rod...
Zamanımı bunun gibi güzel bir yerde sakin sakin balık peşinde geçirmek tam benim tarzımdır.
The most important thing is having a place where I can relax with just my rod and my line. That's what fishing is to me.
- Ben de oltamı getiriyorum.
- I'm bringing my fishing rod, though.
Banyodaki bir çubuğun içinde.
On a rod in the bathroom.
Kilit mandalını hisset.
Feel it catch on the lock rod.
Her şeyi çeken paratoner gibiyim sanki.
I'm a lightning rod for this crap.
Sen paratoner değilsin Alex.
You're not a lightning rod, Alex.
Rod?
Rod?
Terry ve Rod'un ailelerini aramalıyım
I should call Terry and Rod's parents.
"Çocuğu cezalandırmadan eğitim olmaz"
"Spare the rod and spoil the child."
Bu muhtemelen Asklepiyus'un asası olmalı.
Uh, that's probably the rod of Asclepius.
Bu geçen yıl Jupiterin coupe sinde ki arızanın en kısa sürede düzeltilmesi gerektiğine dair bir yazı.
It's a recall notice for Jupiter coupes from last year. The recall is due to steering rod malfunctions.
Bu rot çubuğudur.
That's the tie rod.
"Rot u gırtlaklarına mı sokucan," bu cümleyi sevdim.
"Tie rod down his throat," I love that line.
Aynı zaman da o rot parçasının arızlaı olduğunu bilen birilerinin olduğunu gösteriyor.
It also proves that someone at that retreat thought there was a tie rod defect.
Şimdi, Mr. Quinn, Ms. Phillipsin size sunmuş olduğu ön raporda sizin söylediğinizin aksine rot un hatalı olduğu hakkında bir bilgi varmıy dı?
Now, Mr. Quinn, isn't it true that Ms. Phillips gave you a preliminary report indicating that, in fact, there was a defect in the tie rod?
- Halka bildirip coupe lerdeki rotların bozuk olduğu için geri toplamanızı istemeside mi yalan?
No. To go public with the tie rod defect and recall the coupe?
"re : rot hatası, ben orjinal bulguları rapor etmekte ısrar ediyorum" diye yazmamışmıydı?
Tie rod defect. I must insist on publishing my original findings "?
Ve kaza raporlarında rotlardan kaynaklanmış olabiliceğini yazdığında, Ms. Phillips size yeniden e-mail atıp " re : rot hatası.
And after reports came out that the accident may have been caused by a tie rod defect, didn't Ms. Phillips send you another email saying, " re :
Lütfen.Buluşmamız lazım
Tie rod defect. Please. We have to meet.
Nisan 13, 2010 da, " re : rot hatası.
April 13, 2010, in " re : Tie rod defect.
Mayıs 15, 2010, " re : rot hatası..
May 15, 2010, " re : Tie rod defect.
Mayıs 28th, 2010, " re : rot hatası.
May 28th, 2010, " re : Tie rod defect, please.
Rot hatası.
Tie rod defect.
Tıpkı bir yıldırım mızrağı gibi...
Octus : Like a lightning rod, but, uh...
Bir dış iskeletin yerine bir iç iskelet omurganın atası kıkırdak bir çubuk.
Instead of an external skeleton, it had an internal one, a thin gristly rod... the beginnings of a backbone.
Rod Hull ve Emu hala hayatta olsalardı kesin onları Pringles reklamlarında oynatırlardı.
I think if Rod Hull and Emu were still alive, they definitely would have used them to advertise Pringles.
Eğer kürek teknesi kullanacaksan teknenin iki ucundan kürekleri kullanabiliriz.
If you mount the rod holders mid-ship, we can both reach the rods from either end of the boat.
Bu hot-rod sizin en büyük motoru... en küçük arabaya tıka basa dolduran bir araca sahip olmanızı sağlamıştır.
That's what hot-rodding is... You take the smallest car you have and cram the biggest motor in there you can.
Zahra'nın ihtiyaçlarını düşünüyorum.
Will he still be able to... communicate... with his... communication rod, or will he no longer be able to... lift the drawbridge, so to speak?