Rollo tradutor Inglês
316 parallel translation
- Merhaba Rollo.
- Hello, Rollo.
Sadece Rollo Kardeşler yine seyircileri kırdı geçirdi.
Just the Rollo Brothers panicking them again.
Seni küçük Rollo!
Little Rollo!
- Rollo, katil.
- Rollo, the murderer.
Rollo.
Rollo.
- Mösyö Rollo?
- Monsieur Rollo?
Bu Rollo bir Amerikalı.
This Rollo is an American.
Rollo mu?
Rollo?
Rollo'nun treni 20 dakika sonra Fontainebleau'dan gelecek.
Rollo's train gets in from Fontainebleau in 20 minutes.
Rollo'nun cesedini 30 dakika içinde kliniğinize göndereceğim.
I'll have Rollo's body at your clinic within 30 minutes.
Rollo.
I am Rollo.
Rollo giyotinle idam edildi.
Rollo died in the guillotine.
- Rollo'nun elleri yaptı.
- It was Rollo's hands.
Biraz önce Rollo'yu gördüm.
I've just seen Rollo.
Rollo'yu hatırlıyor musun?
You remember Rollo?
Benim yaptığımı Rollo söyledi.
It was Rollo who told me that I did it.
Yani bunların Rollo'nun elleri olduğuna inanmıyorsun.
So you don't believe that these are Rollo's hands.
Rollo ölmüşken bu nasıl olabilir Varsac?
How can that be, Varsac, when Rollo is dead?
Bunlar Rollo'nun parmakları, Rollo'nun elleri.
These are Rollo's fingers, Rollo's hands.
Babamı öldürdüğümü söyleyen Rollo'ydu.
It was Rollo who told me that I killed him.
Dostum, Rollo'nun kellesi aylar önce kesildi.
My friend, Rollo's head was cut off months ago.
Bıçağın üstündeki parmak izleri Rollo'nun parmak izleri ve bu adamın parmak izleri hepsi aynılar.
The fingerprints on the knife. The prints of Rollo, and this man's prints, they are all the same.
Rollo'nun cesedini Dr. Gogol'a gönderdin ben de aylardır onunla ne yaptığını bulmaya çalışıyordum.
You sent Rollo's body to Dr. Gogol, and I've been trying to find out for months what he did with it.
- Bu gece Rollo'yu gördüğünü mü söylüyorsun?
- You say you saw Rollo tonight?
Rollo kafasını geri almış.
Rollo's got his head back.
Orlac Rollo'nun ellerini almış.
Orlac has got Rollo's hands.
Rollo'nun cesediyle acayip şeyler yapıyor.
He's been doing something mighty queer with Rollo's body.
İki saatte bir 10 dakika ara vereceksiniz.
Ten-minute break every two hours. Rollo!
İki dizi birden yere değerse iş bitmiştir.
If it's two knees - - Rollo. That's it, out.
Rollo'nun dediğine göre bize sponsor bulmaya çalışıyormuş.
Rollo told me she's trying to get us a sponsor.
Evet müziği hazırlayın çocuklar.
All right! Bring on the music, Rollo Boy! Okay!
- Rollo şişenin sende olduğunu söyledi.
- Rollo said you had the bottle. Oh.
Tudor'un dairesinde Rollo ile buluşmam gerekiyor.
Listen, I'm going to stay. I've got to meet Rollo at the Tudor apartment.
Polis ve Rollo yakında burada olurlar.
Rollo and the police will be here by now.
Roger, ben Rollo. Konuştuğumuz konsültasyon bilgileri yanımda.
Roger, Rollo here to have that consultation we talked about.
Yapacağın şey, Rollo.
What you will, Rollo.
Öyle mi, Marco Rolo?
is that right, Marco Rollo?
Hey, Rollo geçen hafta burada çekik gözlü olduğunu söyledi. Size ne?
Hey, Rollo says you had some gooks in here last week.
Her zaman ileri, Rollo, her zaman ileri.
Onward and upward, Rollo.
Roland benim muhteşem oyunuma karşı dayanamaz ki.
He just can't deal with my brilliant strategy, right Rollo?
- Eminim tabutuna yakışır, salak.
It'll look great on our coffin, Rollo. Take cover!
Şikayet edip durma.
Quit complaining, Rollo. Yeah, I know.
Rollo, bende senin için bir şey var.
Rollo, I got something for you.
Hey, Rollo.
Hey, Rollo.
Ne var, Rollo?
- You like them, Rollo?
Benim burama kadar geldi. Ben yokum artık. - Evet.
Rollo, I can't take it anymore.
- Rollo'da.
- Rollo.
- Rollo, yapışkan bombalar!
- Rollo, grenades. - Have fun.
Sen o kadar boşsun ki, Rohleder.
You're just scared, Rollo.
Rollo Treadway Treadway servetinin varisi.
Rollo Treadway
Ben Rollo.
It's me, Rollo.