Roscoe tradutor Inglês
685 parallel translation
Bay Roscoe W. Chandler.
Mr. Roscoe W. Chandler.
Benim adım Roscoe W. Chandler.
My name is Roscoe W. Chandler.
Roscoe W. Chandler.
Roscoe W. Chandler.
- Roscoe iyi bir çocuk.
- Roscoe's a good kid.
İşte Roscoe geldi.
Here's Roscoe.
- Roscoe, bu Bay Rogers.
- Roscoe, this is Mr. Rogers.
- Altıpatları aldın mı?
- Got the roscoe?
Altıpatları bana ver.
Give me the roscoe.
Roscoe adında bir amcam vardı.
I had an uncle named Roscoe.
- Roscoe! "Onları canlı canlı yer!"
- Roscoe! "He eats them alive!"
Silahına dikkat et.
Watch the Roscoe.
- Teşekkürler, Roscoe.
- Thanks, Roscoe.
Benny, Roscoe Busby'i tanır mısın?
Benny. you know Roscoe Busby?
Roscoe Busby'u tanır mıyım?
Do I know Roscoe Busby?
Roscoe bir teklifle geldi bana...
Well. Roscoe come up with a proposition....
Peter Gusenberg ile eski dansçı olan karısı Myrtle Nelson Koppelman... 7 aydır Roscoe Caddesindeki 5c apartmanında oturuyor.
Peter Gusenberg and an ex-showgirl named Myrtle Nelson Koppelman... have occupied Apartment 5C at 434 Roscoe Street... for the past seven months.
Roscoe, git hücreleri aç.
Roscoe, go open up the cells.
Roscoe, üstlerini arayın ve kemerlerini alın.
Roscoe, you men search them and take their gun belts.
Bu, yardımcım : Roscoe Bookbinder.
This here is my deputy, Roscoe Bookbinder.
Yarın büyük bir gün olacak Roscoe.
Gonna be a big day tomorrow, Roscoe.
Dediğini yap Roscoe.
All right, do it, Roscoe.
Adamlara söyle Roscoe.
Pass the word, Roscoe.
Roscoe!
Roscoe!
Bir şey demeye mi çalışıyorsun Roscoe?
You trying to tell me something, Roscoe?
- Roscoe, sadece istemiyorum.
- Roscoe, I just don't.
Roscoe, onca yıldır iyi bir çocuk oldun.
Now, Roscoe, you been a good boy all of these years.
Onlara bittiğini söyle Roscoe.
All right, tell them it's over, Roscoe.
Duydun mu Roscoe?
You hear that, Roscoe?
Roscoe dedi ki, ben hoşlanıyorum diye senin de benden hoşlanman şart değil ve bu doğru ama...
Roscoe said just because I like you you don't have to like me back, and that's the truth, but...
Şimdi tabancayı at.
Yes- - now, drop the roscoe.
Bu iki adam, Joseph Roscoe Adams ve George Riche olarak tanımlandı.
The two men are Joseph Roscoe Adams and Georae Riche.
Bunu duymak istemiyorum. Neden Roscoe'ni ödünç almama izin vermiyorsun?
DON'T WANT TO HEAR IT.
Sorumlu olan Teğmen Roscoe tüfeğini ateşlediği zaman düşman köprünün kuzey tarafını tutmuştu.
"Enemy forces captured the north side of the bridge... "... when lt. Roscoe charged forward, firing his rifle.
Teğmen Roscoe'nun hareketi düşmanın cesaretini kırdı ve geri çekildiler.
" Lt. Roscoe's actions so unnerved the enemy...
Teğmen Roscoe süregelen düşman saldırılarına karşı pozisyonunu korudu.
" Lt. Roscoe maintained the position against the repeated enemy attacks.
Teğmen Roscoe Birleşik Devletler Deniz hukukuna ve Deniz Kuvvetleri'nin geleneklerine her zaman bağlı kaldı.
"Lt. Roscoe has upheld the highest traditions of the marine corps... "... and of the united states naval service. "
Pazar günü, Rocoe ve ben 60 kiloya yakın şeftali reçeli yaptık.
Sunday, Roscoe and I put up over 60 quarts of peaches.
Roscoe gitmemem gerektiğini söyledi.
Roscoe says I shouldn't go, but I think I'm gonna.
Roscoe'daki adam, son model limuzinli birinin... tavuklarını çaldığını söyledi.
Man over in Roscoe said somebody in a late-model limousine... stole some of his chickens.
" Bahse girerim, bu dün akşam Roscoe'da...
" I'll just bet that that's the feller...
"tavukları çalan adam budur."
"who stole them chickens over in Roscoe last night."
Roscoe'nun çevresinden dolaşıp doğru Enid'e gideceğiz.
We just skirt right around Roscoe and head straight on out to Enid.
Roscoe, biliyorsun kadınlar hakkında konuşmayı sevmem.
Roscoe, you know I don't like to talk about my women.
- S.ktir git Roscoe!
- Fuck you, Roscoe!
Çok komiksin, Roscoe.
You're a wit, Roscoe.
Işıklar söndükten sonra Roscoe'nun odasında buluşuyoruz!
Meeting in Roscoe's room after lights out!
S.ktir Roscoe!
Fuck you, Roscoe!
- Roscoe!
- Roscoe!
- Hadi, Roscoe, kötü görünüyorsun.
- Come on, Roscoe, you're looking bad.
Vur, Roscoe!
Hit it, Roscoe!
Adamım, ben de silah falan yok.
WHY DON'T YOU LET ME BORROW YOUR ROSCOE?