English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ R ] / Rüzgârlar

Rüzgârlar tradutor Inglês

299 parallel translation
Rüzgârları ve fırtınaları anlatan büyük şarkılar.
Big songs about the wind and the storms.
Ateş etmeye başladığımız zamanlarda, öyle bir kaçarlardı ki... fraklarının çıkardığı rüzgârlar kocaman yeldeğirmenlerini çalıştırırdı.
Why, when we started shootin', they ran outta town so fast... the breeze from their coat-tails set off a sizeable windmill.
Ve hürsün, rüzgârlar gibi hür!
And free.. free as air.
Yağmurlar, kuraklık, rüzgârlar...
Rains, dry weather, winds
Şimdi sizleri güzel Florida'ya götürüyoruz. Altın güneş ışığının, ılık rüzgârların ve sallanan palmiyelerin diyarı.
We now take you to beautiful Florida, land of golden sunshine, balmy breezes, swaying palm trees.
Bazen savaş, bazen de salgın hastalık rüzgârları eser ve milyonlarca hayat gelişigüzelce söner gider.
Sometimes the winds of war blow or the winds of plague... and lives are extinguished in the thousands randomly...
Aniden şiddetli rüzgârlar çıktı vahşi hayvanlar dağlardan köye indi.
There were blasts of wind... and wild animals came down out of the mountains towards the village.
Rüzgârlar yakında gelecek. Tehlikeli kum fırtınaları...
The winds will blow soon - danger of sandstorms, too.
Bu seneki rüzgârlar hiç yağmur getirmedi.
This year's wind brings no rain.
Rüzgârların Tanrısı!
God of the Wind!
Bu fiyortlardan denize açılıp Trondheim'da kuzey rüzgârlarının İngiltere'ye götürmesini beklediler.
They sailed from these fjords here Assembled at trondheim And waited for the strong northeasterly winds
Ama şimdi yıkık dökük mazgallarda soğuk rüzgârlar esiyor.
But now. The wind blows coldly through the broken battlements.
Başımızda çılgın rüzgârlar estiği zamanlardı.
When we had our whirlwind.
Örnek olarak üstün görüş ya da işitme, evdeki sarsıntılar kapalı kapılardan geçme, aniden esen rüzgârlar havaya yükselmeler, yazı yazmalar ya da başka dilde konuşmaları verebiliriz.
Be it sights or sounds, shaking of the house, rushing winds levitations, automatic writing or the speaking in tongues!
♪ Gece rüzgârları değil, ♪
Not the night wind,
Kutup rüzgârlarında mı?
In arctic winds?
Çok kuvvetli rüzgârlar da var.
And there will be strong winds.
Mayısta sert rüzgârlar goncaları sallar,
Rough winds do shake the darling buds of May,
İstediği her yöne esen rüzgârlar gibi özgürüm.
Free as the wind that blows at will.
Yıldız rüzgârları, soğuğun etkisini arttırıyordu.
The astral winds were increasing the bite of the cold :
Mevsim rüzgârlarına bindik mi tamamdır.
If we get a lift on the trade winds...
Babam rüzgârların ters yönde estiğini söylemişti.
Just as Dad said. The wind's blowing the other way.
Bu senin hızlı rüzgârlar gibi dans etmeyi istemen için.
This is for you to wish you "fast winds"
Fransa'da, rüzgârlar yangınlara neden olurken 2,500 dönüm ormanlık alan yok oldu.
In France, winds have stirred up fires 1,000 acres of forest have been lost.
Bir uydu biraz önce güneş rüzgârlarını kaydetti.
A satellite has just filmed solar winds.
Şimdi, alize rüzgârları elverişliyse eğer, Polinezya gösterisi yapabiliriz.
Now, if yhe yrade winds are favorable, we can syill make yhe Polynesian show.
Bugün, şiddetli rüzgârların etkisiyle. adanın deregülasyonu 32 ° sancağa doğru eğilecek.
Today, the deregulation of the island will effect a slope of 32 ° to starboard, with heavy winds.
Coho Rüzgârları'nın geldiğini daha iyi ne kanıtlar ki?
What? Airbags?
Coho Rüzgârları koyunların yön algısını karıştırmış olmalı.
My mother used to slop it all over herself. Oh, it's turned.
Los Angeles'ta, Santa Ana Rüzgârları çıktığında çocuklara söz geçiremeyen bazı öğretmenler derse girmez.
You said personal. Oh, no, I had a different sort of question in mind. Yeah, shoot.
İsviçre'de fön rüzgârları çıktığı zaman intihar vakaları artar. Bazı İsviçre kantonlarında rüzgâr hafifletici neden sayılır.
It seems to me, and correct me if I'm wrong... but the practice of Judaism is a system of ethical behavior.
Fön rüzgârları eserken kan daha zor pıhtılaştığından cerrahların rüzgâra dikkat etmesi söylenir.
You follow the law. I mean, there's no thought about an eternal reward. Eternal reward?
Coho Rüzgârları'nın davranışlara etkisini kabul etmekte geç kaldım.
Basketball game, remember? It's all right.
Coho Rüzgârları hisleri kabartıyor, coşturuyor ve hislerimiz bazen...
Mmm, chocolate. Ooh, there she is.
Rüzgârlar senin emrinde.
You command the winds.
Hayat veren yağmurlar, ekim rüzgârlarıyla birlikte geri dönene kadar aylarca burada barınıp otlayacaklar.
Here, they will range and graze for months... until the life-giving rains return on the winds of October.
Esin rüzgârlar, efendiniz daha çok istiyor!
( STORM LAUGHS MADLY ) STORM : Rage, winds, your mistress craves more!
Rüzgârlar, beni durdurmalarına izin vermeyin!
Winds, do not let them stop me!
Kutup rüzgârlarını çağırıyorum!
Something else. Something very wrong.
Esin güçlü rüzgârlar ve bizi Jean'e götürün!
Swirl, mighty winds, and carry us to Jean!
Kutup rüzgârlarının soğuğunu çağırıyorum!
I summon the cold of the Arctic winds!
Sonsuza kadar rüzgârlar arasında dolanmak zorunda. Anladın mı Peder?
He has to wander forever between the winds.
Başıboş biridir, kaderi rüzgârlar arasında sürüklenmektir.
He is a drifter, doomed to wander between the winds.
Bu civarda çok güçlü rüzgârlar olur.
Strong winds are often blowing around here.
Bu işi yapanın güçlü rüzgârlar ve okyanus akıntıları olduğunu söylemişti.
He said that high winds and strong ocean currents had been responsible.
Bu buzu buhara çevirmeleri için Sahara rüzgârlarına emrediyorum!
Somebody wake me up from this nightmare,'cause I've got to be dreaming. Who do these genius spy-catchers think they're dealing with? Winnie the Pooh?
Dağ rüzgârları vadilerden koparlar.
Mountain winds.
Dağ geçitlerinden gelip saçları kıvır kıvır yapan sinirleri geren ve cildi kaşındıran o sıcak, kuru Santa Ana rüzgârlarındandı.
End of discussion. Please! Fleischman.
Doğudan gelen o çılgın rüzgârları birkaç güne konuk edeceğiz.
Who? The McCaffrey sisters, yeah.
Termal giysilerinizi giyin, Cicely. Hava sıfırın altında 22 derece. Coho Rüzgârları kesildi.
Look, I think I should tell you, you know, I mean... if this is about Maggie and I... if she's led you to believe that I am... something other than what I am, I just... want to say that I'm a friend.
Bayan Summers, zamanın rüzgârlarında uçuşan başka bir solmuş yaprak.
XA VIER : You will exit the Axis with us.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]