English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Sakladım

Sakladım tradutor Inglês

4,547 parallel translation
Bir kısmını senin için sakladım bak.
I've been saving it to share with you. Look.
Bu nedenle notların tüm içeriğini Goken'den ve senden sakladım.
I kept the full contents of the scrolls from Goken and you.
Bakın, bunun kulağa korkunç geldiğini biliyorum,... ama iyisini sona sakladım.
Look, I know it sounds scary, But I've saved the best news for last.
Sakladım.
I hid it.
Makinenin yanında buldum, ve hep sakladım.
I found it next to the cash machine, and I've always kept it.
Bazı elbiselerini de sakladım.
I kept some dresses too.
911'i aramadan önce onları sakladım, böyle onları fark edemeyeceklerdi.
I hid them before I called 911, so she wouldn't have to be involved.
Bütün bunları kendime sakladım. Kemirgenlerle, küçük hayvanlarla sohbet ederdim onun yerine.
I kept to myself, communing with rodents and small animals.
Sakladım yanlış insanlarla takıldım.
I hid it, hung out with all the wrong people.
Bunları sakladım.
I held onto it.
Her ihtimale karşı oraya sakladım.
I hid it there just in case.
Çamaşırların içine sakladım.
I hid it in some clothes.
Bir keresinde, komşumun köpeğni sakladım, ve yularını göğüs etinin üstüne koyup verendalarına bıraktım...
Once, I hid my neighbor's dog, Buttons, and I put her dog collar on this brisket and I put it on their porch... Kim.
Bu sırrı 15 yıl boyunca sakladım.
I have kept this secret for 15 years.
- Ben de kendime sakladım.
- So I kept things to myself.
Onu Baltimore'da otomobil taşıyan bir trene kadar sakladım.
I smuggled him... onto a freight train in Baltimore that transports automobiles.
Gittim onu aldım ve sakladım.
I went and got it and I kept it safe.
Yakalanma ihtimalimize karşı çantayı sakladım.
I hid the bag in case we're caught.
Sen hiçbir zaman zorluk yaşamak zorunda kalmadın çünkü onu senden sakladım.
You never had to live through it, because I kept you from it.
Her şey ailemizin adaletini sağlamak için yaptığımız her şey söylediğimiz yalanlar, sakladığımız sırlar bir hataydı.
Everything we've done trying to get my family justice - - The lying, the keeping secrets - -
Bacağı sakladı mı acaba?
Did he keep the leg?
Tüm arzularımızı arkasına sakladığımız bir maskedir.
The mask behind which we hide all desires.
Bir şey sakladığımı mı düşünüyorsun?
Do you think I'm hiding something from you?
Eğer Sharon bu bilgiyi ondan sakladığımı öğrenirse...
If Sharon finds out that I withheld this information...
Sakladın mı?
You kept it?
Oh, güzel, bir kısmını sana sakladığım için mutluyum.
Oh, good, well, I'm glad I saved some for you.
Kızımı sakladığı yeri...
Where he kept my daughter
Sakladın mı?
Are you hiding it?
Sakladığım bir şey var.
I have a secret.
Bakın, ne sakladığınızı veya neden 13 yıl önce ne olduğu hakkında yalan söylediğinizi bilmiyorum ancak söz veriyorum, ne olduğunu öğrenene dek hayatını didik didik edeceğim.
Look, I don't know what you're hiding or why you're lying about what happened to you 13 years ago, but I promise you I'm gonna look under every last stone of your life until I find out.
Ne sakladığınızı veya neden 13 yıl önce ne olduğu hakkında yalan söylediğinizi bilmiyorum, ancak söz veriyorum ne olduğunu öğrenene dek hayatını hayatını didik didik edeceğim.
I don't know what you're hiding, or why you're lying about what happened to you 13 years ago, but I promise you, I'm gonna look under every last stone of your life until I find out.
Saatleri nereye sakladığını söyle, ben de yaylanayım.
Just tell me where you hide your watches and I'll split.
Sanırım Masconi bize Elması nereye sakladığını söylüyor.
I think Mosconi was telling us where he hid that diamond.
Bu sandığa sakladığım bir şey vardı.
I had something hidden in this trunk.
Eski kankan Nicky'e şeyini nerede sakladığını söyle bakalım.
So tell your old pal, Nicky, where she stashes her shit.
Gerçekleri kendime sakladığım için mutlu olursun sanmıştım.
I thought you'd be happy that I kept the truth to myself.
Hükümet, Fraunhofer'in mükemmel optik cam yapımına ilişkin teknolojisini yaklaşık 100 yıl daha devlet sırrı olarak sakladı.
The government kept Fraunhofer's technology for making perfect optical glass a State secret for another hundred years.
Onları sakladığımızı öğrenirse acısını çocuğumuzdan çıkaracağını biliyoruz.
We both know if she ever found out we hid this, she would take it out on our child.
Umarım beni affedersin. Sana yalan söylediğim gerçekleri senden sakladığım ve seni kandırıp bu geziye getirdiğim için.
And I hope you'll forgive me for lying to you... and keeping these things from you... and actually tricking you into coming on this trip, you know?
İki arkadaşımız bu gece sakladıkları küçük, ufak, minik sırlarının ortaya çıkmasından, onları dışlayacağımızdan korktu.
Two friends of ours are scared tonight. They're hiding in this teeny, tiny, dark, little closet, afraid to come out, afraid we'll reject them.
Malzemeleri nerede sakladığını söylersen kendi payımı alıp kaybolurum.
So, if you just tell me where you've hid the stuff, I'll take my share and just be off.
Gezgin zavallı treniyle derinliklerde kaybolduktan sonra onun herkesten sakladığımız malvarlığını ele geçirdiğimizde zengin olmanın en çok neyi hoşuna gidecek?
What part of being rich will you like best once The Wanderer has fallen into the abyss with his pathetic choochoo and we collect all of his riches we've hidden about the world?
Sakladığım sırları öğreneceksin.
You will hear... about the secrets that I kept.
Çekmecemde sakladığım prezervatifleri buldu.
She found condoms in my drawer.
Gücümüzü sakladığımız yere, hem de en güçlü olduğumuz saatte saldırmaya mı geldiniz?
To come against us in our place of power, in our strongest hour.
Programımı nereye sakladığını söyleyebilirsin.
You can tell me where you hid my program.
Sanırım makine anahtarları nereye sakladığımı ona söylemiş.
I suppose the machine told her where I'd hidden them.
Şimdi de bir şeyleri sakladığımı mı ima ediyorsunuz.?
You implying that I'm hiding something now?
Bir bir binayı bile yerle bir edecek kadar patlayıcıyı sakladığını herhangi birine söylersen, bombayı patlatırım.
One... if you alert anyone to the fact that you have enough explosives under your coat to level a building, I'll detonate the charge.
Sakladığımız yeri unuttum!
- I forgot the hiding place! Phil?
Anne... bunu senden sakladığım için özür dilerim.
Mom... I'm sorry for hiding it from you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]