Salmoneus tradutor Inglês
87 parallel translation
- Salmoneus!
- Salmoneus!
Bir şeyler yolunda değil, Salmoneus.
Something's not right here, Salmoneus.
Salmoneus, genç olan.
Salmoneus, the Younger.
Salmoneus'un yeni birine ihtiyacı var!
Salmoneus needs a new pair of sandals!
Salmoneus!
Ah, Salmoneus!
Salmoneus'u tanıyorum!
I-I once knew a Salmoneus!
- Salmoneus?
- Salmoneus?
- Salmoneus.
- Salmoneus.
Salmoneus nerede?
' Where's Salmoneus?
Salmoneus.
Salmoneus.
Yoksa- - - Salmoneus, bana sadece bir bıçak bul.
- Salmoneus, just find me a knife.
Evet, dâhiceydi. Salmoneus...
Yes, it was brilliant.
Kral Midas'ın altınını krala geri vermen ne kadar güzel.
Salmoneus, it's so nice of you to give King Midas his gold back.
Görünüşe göre Salmoneus turnayı gözünden vurdu.
Well, it looks like Salmoneus hit the jackpot.
Salmoneus, iyi misin?
- Salmoneus, are you... ok?
Olabilecek en iyi Salmoneus olmak istiyorum. Ve seminerlerde bunu öğretmek istiyorum.
I wanna be... the best possible Salmoneus I can be and I wanna teach seminars.
Merhaba, ben Salmoneus.
Hi. My name's Salmoneus.
- Salmoneus, sorun değil.
Oh, Salmoneus, you'll be fine.
- Salmoneus, onu güvende tutacak.
- He'll be safe.
Halledebilirsin Salmoneus.
You can handle it, Salmoneus.
Keifer, lütfen, Salmoneus amcan eskisi kadar genç değil.
Keifer, please..., your uncle Salmoneus isn't as young as he used to be.
Dostun Salmoneus, beni gönderdi.
Your friend, Salmoneus, sent me.
Salmoneus'a ilgilenmediğimi söyle, o anlar.
Tell Salmoneus I'm... not interested. He'll understand.
Merak ediyorum da Salmoneus zengin olmayı nasıl başardı?
Just out of curiosity, how did Salmoneus strike it rich?
Hanımefendi, Salmoneus fiyat konusunda pazarlık etmeyi uzun zaman önce bıraktı.
Madam, the days of Salmoneus haggling over a price are long gone.
Kes şunu, Salmoneus.
Stop it, Salmoneus.
Senin söylediklerini yaptım, Salmoneus.
It was just like you said, Salmoneus.
- Salmoneus adında bir tüccardan aldım.
- Now, where'd you get the vase? - A pushy little man...,... he called himself Salmoneus.
Salmoneus.
Salmoneus...
- Salmoneus bu konuda ne der?
- What's Salmoneus gonna say?
Söyle bakalım Salmoneus, neyle daha çok ilgilenmek istersin?
Tell me, Salmoneus! What interests you more?
Salmoneus, bize karşı çok naziksin!
Salmoneus! You're so good to us!
Salmoneus?
Salmoneus?
Bu defa baltayı taşa vurdun, Salmoneus.
- You tell me. You've really done it this time, Salmoneus.
Salmoneus, bundan hiç ders çıkarmadın mı?
It was right there! Salmoneus, are you learning anything from this?
Salmoneus.
Please? ! Salmoneus....
Salmoneus'u, Herkül'le beraber öldüreceksin, değil mi? Bu benim meselem!
You're gonna kill Salmoneus along with Hercules, aren't you?
Evet, ondan ne istiyorsun, Nemesis?
- Salmoneus is a friend of yours? Yes. What do you want with him, Nemesis?
Salmoneus, açgözlülüğünün bedelini ödemeli.
You can't save him this time, Hercules. Salmoneus must pay for his greed.
Salmoneus, hırsız değil.
Take a look around!
Salmoneus, üçüncü kişi hakkında bir şeyler söylemiştin.
Salmoneus, you mentioned earlier about a third party.
Salmoneus'u canlı bıraktığında kendi ölüm fermanını imzalamış oldun.
When you let Salmoneus live you may have signed your own death warrant.
Sen Salmoneus için endişelen ben Zandar'ın icabına bakarım.
Look, you worry about Salmoneus, and I'll take care of Zandar.
Sen zeki birisin, Salmoneus.
You're a clever man, Salmoneus.
Çalışmamız lazım, Salmoneus.
We've got work to do, Salmoneus.
Sanırım buraya o küçük hırsız Salmoneus'u öldürdüğünü söylemek için geldin. Ama işin daha bitmedi.
I suppose you're here... to tell me ya killed Salmoneus..., the little thief.
- Endişelenme.
- Salmoneus will keep him safe.
- Salmoneus, senin arkadaşın mı?
- My friend saw you.
Arkadaşın Salmoneus'a bunu gerçekten tecrübe etmeyi isteyip istemediğini sorabilirsin.
- Only when I take human form which is something that I always do when I'm seeking the truth. You can ask your friend Salmoneus that if he lives through the experience.
Açgözlü olabilir ama hırsız değil.
Salmoneus is no thief.
Salmoneus'u öldürmedin, değil mi?
You didn't kill Salmoneus, did you?