English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Sapasağlam

Sapasağlam tradutor Inglês

565 parallel translation
Buradan sapasağlam çıkacaksın Tom.
You're gonna get out of here, all right.
Vazife anlayışın, bir kale gibi sapasağlam.
Your sense of duty is as impregnable as Gibraltar.
Sapasağlam durup bana uğursuzluk getirir.
They hold together and bring me bad luck.
- Sorun ceketim değil ceketiniz hala sapasağlam dururdu.
- Not my coat your coat would still be very all right.
- 3 gün sonra sapasağlam olursunuz. - Kafayı dikkat!
- Three more days and you'll be outta here.
Ben sapasağlamım.
My, I'm hearty.
- Sapasağlam.
- She's fit as a fiddle.
Beyler, uçaklarınız benzin dolu, sapasağlam ve gitmeye hazır.
Well, men, your ships are all serviced, gassed, and ready to go.
Sapasağlam bir at, üstü kapalı bir araba.
A sound horse, a closed carriage.
Evet efendimiz, o sapasağlam çukurda, başında yirmi bıçak yarasıyla hem de. Hepsi öldüren cinsten.
Ay, my good lord : safe in a ditch he bides, with twenty trenched gashes on his head, the least a death to nature.
Son posta atlın geldi. Sapasağlam.
Your last mail rider's just come in, safe and sound.
Hepsi sapasağlam.
All alive.
- Mendoza'yı bir hücreye tıktım. Sapasağlam bir cinayet iddianamesi ve suçun görgü tanığı var.
Got Mendoza locked in a cell, an air-tight indictment for murder, and an eye-witness to the crime.
Sapasağlam geri dönmen ne güzel.
It's great to have you back in one piece.
Tamam, burada sapasağlamım.
All right, I'm here safe and sound.
İşte senin kayıp Jumbo, sapasağlam.
Here's your missing Jumbo. It's okay.
Tek parça olarak kalmışsa bile içindeki biri sapasağlam ortaya çıkabilir mi?
And even if it was would anyone still walk around after a concussion like that? .
Ani çıkan rüzgara şükretmeliyim ki, sapasağlam kıyıya dönebildim.
Thanks only a sudden wind, was I even fortunate to get back to shore.
Sapasağlamım.
It's as good as new.
Efendimiz, tanrılar sapasağlam geri dönüşünüze sevineceklerdir.
Sire, the gods rejoice at your safe return.
Sapasağlam geri dönüşünüze çok sevindim efendim.
I rejoice at your safe return, my lord.
Sapasağlam.
All safe and sound.
Dün gece olanlardan sonra, seni sapasağlam görmekten ümidimi kesmiştim.
I'd almost given up hope of seeing you alive after what happened last night.
İşte, sapasağlam döndüm!
Here. Burn these foul rags!
Ama Binbaşı McEwan'la Yüzbaşı Waller sapasağlam.
Major McEwan and Captain Waller never got touched, though.
Şey, sapasağlam geri döndüm.
Well, I'm back safe and sound.
Bir de bakarlar sapasağlam olmuşlar.
And all of a sudden, they are healthy again.
Beni buradan Reno'ya sapasağlam götürme zahmetinizin karşılığını veririm.
I'll make it worth your while to get me from here to Reno in good shape.
Dışarıda bekleyen kadınların hepsi sapasağlam.
Those women outside are all in perfect condition.
Az sonra sapasağlam olacaksın.
Safe and sound in just a little bit.
Dişleri halen sapasağlam.
She still has a good set of teeth.
Dişlerim sapasağlam olduğu için utanıyorum.
I'm ashamed of having a full set of teeth.
# Fakat şimdi Sapasağlam dişleri yüzünden
But now because of her healthy teeth
Benim amacım seni yalnızca kendim için sapasağlam tutmak.
My purpose being to keep you intact, for myself alone.
Çocukları sapasağlam Beth Amal'a götürmüş.
- Yes. He got the children safely to Beth Amal.
Fena sayılmam, bir iki güne sapasağlam olurum.
I'm not bad, I'll be as right as rain in a day or two.
Ve bu kavgadan sonra kardeşin sapasağlam olacak.
Boy, after a fight, that brother of yours is so healthy.
Bu yaşlı kız, sapasağlam ayakta duruyor.Dünya'daki gibi.
She's standing firm, old girl. Just like on Earth.
O hâlâ sapasağlam. Tottori'de yaşıyor.
He is still in good health.
Terk edilmiş, harcanmış tümüyle yıkılmış... sapasağlam.
Abandoned, ruined, utterly devastated...
Tanrılara sunulacak kişi sapasağlam olmalı.
A life offered to the gods must be a whole one.
Henüz değil, efendim! II. Henry sapasağlam ayakta daha!
Not yet, sir, number two is in the best of health.
Siz doktorlar, sapasağlam olan hastalarınızın sapasağlam olduklarından emin olmalarını sağlayacak bir yol bulmalısınız.
You doctors should have a way to tell a patient nothing's wrong so he's sure there's nothing wrong!
Dr. Morrissey benim sapasağlam olduğumu söyledi.
Dr. Morrissey just told me I'm perfectly alright.
Sapasağlam dönecek, her zaman yaptığı şey.
She'll come to no harm. She's done it often enough.
Sapasağlam görünüyor.
He seems indestructible.
Onları sapasağlam götürürüz.
We'll get them there all right.
Köprü sapasağlam.
That bridge is sound as a bell.
İki taraf da köprüyü sapasağlam istiyor.
Both sides want the bridge intact.
Güney tarafı nasıl sapasağlam istiyorsa, biz de aynen öyle istiyoruz.
Intact is how the South wants it, and we want it intact, too.
Yine de Tanrıya şükür, hepsi sapasağlam, hepsi hayatta.
And they all keep living, no one's going to die.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]