Sevmem tradutor Inglês
5,471 parallel translation
Benim en büyük günahım ailemi çok fazla sevmem.
Although I think my greatest sin is loving my family too much.
- Nick biliyor. Adını orada burada söylemeyi sevmem. İnsanların bana olan davranışlarının değişmesini sevmiyorum ama adı Michael Keaton.
You know, I don't like to throw his name around because I don't like people treating me any differently, but...
Dondurmayı sevmem.
I don't like ice cream.
Kahveyi sevmem bile.
Don't even like coffee.
- Balık sevmem bile.
- I don't even like kippers.
- Karı pek sevmem.
- I'm not very fond of snow.
- Yaa evet, riski sevmem.
- Yeah. I don't like risk.
Nasıl sevmem ki böyle bir köpeği?
How could I not like him?
Bak ben lafı uzatmayı sevmem usta.
Look, I don't like to beat around the bush.
# Yaramaz oğlanlar # # Sevmem uslu kızları #
♪ Oh, you nasty boys ♪ I don't like no nasty girl ♪
# Sevmem işe yaramaz yemekleri #
♪ I don't like nasty food, uh, huh ♪
O menüleri ben de hiç sevmem. Çevreye çok zararlılar.
I also hate those menus, they're so bad for the environment.
Yok, hayır. Ben pek porno sevmem. Bu ailedeki kendini uçuran kişi Debbie.
What I care about is a search history on my laptop that incdes, "bikini wax," and "sex over 60,"
- Zencefil sevmem.
I don't like ginger.
Yeniden birleşmeleri sevmem iyi bir şey.
It's a good thing that I, uh... Like reunions.
- Ama ben zılgıtın tadını hiç sevmem.
Aah! But I use my wrists all the time.
Damian'i senden daha çok sevmem çok kötü o zaman.
It's too bad I like Damian more than I like you.
Kamp yapmayı kesinlikle sevmem.
I absolutely hate camping.
Benim kendimi yalamayı sevmem kadar hem de!
Almost as much as I love licking'myself!
Kavun sevmem bile.
Yes! I don't even like melon!
Formaliteleri sevmem.
I don't like formalities.
Sarhoş kadınları sevmem ama sarhoş olunca sapıtan kadınlardan nefret ederim.
Drunk women, I hate it. Women who don't know their place, I hate them more.
Cahil oldukları halde her şeyi biliyor gibi davranıp böbürlenen kadınları hiç sevmem.
Women who act like they know everything, women who act ignorantly or boast around, I dislike them a lot.
Hiçbir şey için hiç kimseye muhtaç olmayı sevmem.
I don't like needing anyone for anything.
Kelime oyununu sevmem.
I don't really like to joke around.
Benden daha yakışıklı olanları sevmem.
And you're annoyingly better looking than me, too.
Bu baharı sevmem senin yüzündendir.
[ I welcome Spring because of you.
Bu baharı sevmem senin yüzündendir.
[ I welcome the spring because of you.
Ama seni sahsen sevmem.
Although, I don't like you as a person.
Gevezeliği pek sevmem, o yüzden sana sarılıp gideyim.
Well, I'm not a fan of small talk, so I'm gonna give you a hug.
- Ve ben karmaşık sevmem.
And I don't do complicated.
Hüsrana uğramayı sevmem.
You know I don't like to be disappointed.
Sevmem.
I don't.
Vedalaşmayı sevmem.
I don't like goodbyes.
Çocuk sevmem ben.
I don't like children.
Ben de omlet sevmem.
Hmm. I don't like scrambled eggs either.
- Bu konuda konuşmayı pek sevmem.
I don't really like to talk about it.
Öyle, kahrolası hastaneleri hiç sevmem.
I do, I hate bloody hospitals.
- Köpekleri pek sevmem.
- I don't really like dogs.
Sağ ol ama reklam çekmeyi pek sevmem.
Thank you, but I don't really do commercials.
- İnsanların işine burnumu sokmayı sevmem.
I don't like to meddle with people.
Karmaşık ilişkileri sevmem.
I hate complicated.
Böyle üzerime çıkma! Sevmem bu tür şeyleri!
But don't get on top of me like this!
Seni hâlâ sevmem için bir sürü sebep var.
There's so many things about you that I still love.
Bunun içinse bahanem, Colette'i sevmem ve biraz çakır keyif olmam. Ama insana yük olabiliyorlar.
And I can say this because I love Colette and I'm a little tanked but it can be a burden.
Halka açık yerde sırnaşıklığı sevmem.
I'm not into PDAs.
- Sandviç sevmem.
- Oh, I don't like sandwiches.
Turta sevmem.
I don't care for them.
- Margarita sevmem ben.
- I don't even like margaritas.
- Ben de yıldız meyvesini pek sevmem.
- Yeah, i'm not big on star fruit either.
Ama sürprizleri sevmem.
But I don't like surprises.