Short tradutor Inglês
25,515 parallel translation
Evet, Ra Ira'nın kısaltılmışı.
Yeah. Uh, "Ra" is short for "Ira."
Çok fazla vaktimiz yoktu.
We had a short window.
Davetiyede "Tören yerine koşma mesafesinde" yazıyor.
The invitation says "Short run to the reception."
Kısacık kollarım yüzünden valenin koltuğu arkaya kaydırma ihtimali nedir?
What are the odds the valet slid the seat back because of my weirdly short arms?
İşte beni yine küçümsüyorsun, Dwayne.
Oh, see, there you go selling me short again, Dwayne.
Evet, uzun lafın kısası, Hudler Motors'un ilgisini takdir ediyoruz ve eğer yeni airbaglarınız için standart bir mühendislik firmasıyla çalışmaya karar verirseniz, buna aptallık denir.
Yeah, so in short, we appreciate Hudler Motors'interest, and if you decide to go with a standard engineering firm for your new airbags... well, that is stupid.
Kısa zamanda benimle görüştüğünüz için teşekkürler.
Thank you for seeing me on such short notice.
Kısa bir dönem içinde gayri mülklerinden kimse faydalanamayacak.
In the short term, at least, no one can profit from her estate.
Kısaca, bina 63 kat olursa yapısal olarak çürük sayılırdı.
In short, at 63 stories, the building would've been structurally unsound.
İki yıl önce kısa süreli öğrenci vizesiyle gelmiş ve burayı o kadar sevmiş ki, kalmaya karar vermiş.
She came here two years ago on a short-term student visa and liked it so much she decided to stay.
Evlat bezbol takip etmiyorum.
Listen, kid, I do not short baseball, okay?
Baba olma şerefine eriştiğim kısa süre boyunca öğrendiğim bir şey var.
You know, I've learned that- - in the short time I've had the privilege of being a dad...
İki aydır eleman arıyoruz, Bizim için bir aday listesi hazırlayabilirsen...
We need to fill the position in two months, so once you put together a short list of candidates,
Kısaca evet.
The short answer is yes.
Kısa, zayıf biri.
He's short and wiry, uh, a joker.
Bu kadar kısa kestiğim için bağışla ama yapmam gereken işler var.
Forgive me for cutting this short, but I have work to do.
Bu kadar kısa sürede nasıl yardımcı olabiliriz?
How can we help you on such short notice?
Fakat beni buraya östrojen etkisinden çağırmadın herhalde.
But you didn't bring me back on short notice for the estrogen.
Bu Pedro kim bilmiyorum ama... çok kısa bir adammış sanırım.
I don't know who this Pedro guy was... must've been a very short man.
- Belki biraz fazla kısa.
I don't know. Oh, uh, maybe a little too short.
Kısa dönem sözleşme yaptıklarına eminim.
I'm pretty sure they sign short-term contracts.
Umarım bu beş para etmez kelimeyi ona karşı kullanmazsın yoksa eminim ona bile parası yetmez.
Well, let's hope you didn't use that two-dollar word on him'cause I'm pretty sure he'll be about a buck 98 short.
Bunun haricinde tek yapabileceği, bulacağı her taşın altına bakmak.
Short of that, he's just gonna keep looking for every angle he can.
86 model Beretta kısa namluludur. Yani belli bir mesafede isabet oranı oldukça düşüktür.
The Beretta model 86 has a short barrel, which means if fired at a distance, it's highly unreliable.
2008'de ufak bir suçtan hapse girmiş. O zamanki görme yetisi yirmide yirmiymiş.
He did a short stint in 2008, at which time his eyesight was 20 / 20.
- Meşgulüm, kısa kes.
Let's keep it short.
Kısa kesebilecek olsaydım buraya gelmenize gerek olmazdı.
If I could keep it short, why come see you?
- Oksijensiz kaldığını sen söyledin.
You said yourself you were short of oxygen. Yes.
- Yoksa çok mu kısa?
- Or is it a very short story?
- Kısa tutarız.
- Well, we'll keep it short.
Futbol oynuyorlar ve bir adamları eksik gibi.
They're playing soccer and they seem to be short a man.
Uzun, kısa, atletik, sanatçı tipli.
Tall, short, athletic, artsy.
Fiziksel müdahale olmadıkça sıkıntı yok.
Anything short of physical confrontation.
12 yıl önce ilk kısa filmim Kızınızı Seviyorum'u tamamlamıştım.
Twelve years ago, I completed my first short film, I Love Your Daughter.
Bu akşam, yıllardır verdiğim emekler sonrası, ikinci kısa filmimin nihayet bittiğini duyurmaktan mutluluk duyuyorum.
Tonight, after years of labor, I am happy to announce that my second short is finally complete.
Jack, John'un kısası.
Jack is short for John.
Hayat kısa.
Life is short.
Hadi gidelim buradan.
We're still $ 2.5 million short.
Bütün işi ben yapmadığım zaman nefesin kesiliyor.
You get short of breath when I'm not doing all the work.
Nefesim daralıyor, bazen sorun varmış gibi hissediyorum.
I'm short of breath, and something just feels wrong.
Eğer Bader el altından ilaçları satıyorduysa, sayı tabii ki de eksik çıkacak.
If Bader was selling pills illegally, the count would be short.
Ne kadar eksik bir sayıdan bahsediyoruz?
How short are we talking?
O nedenle bugünkü açılış... benim için mucizevi bir şey. İfade edemeyeceğim kadar mutluyum. Aynı zamanda çok şaşkın ve heyecanlıyım.
So, this opening is really nothing short of miraculous, which makes me indescribably happy and, um... and shocked and nervous.
- Herif iznimi aldıktan sonra, sen de bücür izni alsana...
- Are you done? - After I take my dude pass, why don't you take a short guy pass?
Konserlere gittiğinde boyun kısa olduğu için, sahneyi göremediğinde üzülmüyor musun?
Is it frustrating for you when you go to concerts and you can't see the stage'cause you're so short?
Küçük bir mola vermemizi engelleyecek bir şey yok.
Well, there's no rule against taking a short break.
17 yaşımda yazdığım bir kısa hikaye.
From a short story I wrote when I was 17.
Şu an önemli olan onun iyileşmesi ve evde olması. Kısa vadede iyi görünebilir ama onun için iyi olan bu değil. - Bunu bilemezsin.
Yeah... the important goal here is to get him better, and having him home right now, it might seem right short-term, but it's just... it's... it's not what's best for him.
Çünkü sana diyorum bak ; dava tam anlamıyla bitmeyecek ve bu suçlama müşterilerini kaçıracak.
Because I'm telling you, the prosecution will stop at nothing short of that, and that is a plea that will scare your clients away.
İyiler bugünlerde karaborsa gibi görünüyor.
Well, good guys seem to be in short supply these days.
Bu kadar eşyası olması kötü.
Well if you weren't so short-staffed, maybe Waverly