English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ S ] / Shuffle

Shuffle tradutor Inglês

641 parallel translation
Kağıtları karıştırın!
Shuffle the cards.
Seni şaşırtmak için biraz karıştırıyoruz.
Now we'll shuffle them just a little bit, just to confuse you.
- Dur da ben karıştırayım.
- Here. Let me shuffle them.
Kartları karıştır.
Shuffle them.
Yığılı desteyi karıştırır gibi yaptım ve kesmesine izin verdim.
I pretended to shuffle the stacked deck... and let him cut it.
Karıştırın.
Shuffle.
- Adam iyi karıştırıyor.
- No, you could not. Can that boy shuffle.
Ben karıştıracağım.
- We'll use my deck. - And I'll shuffle.
Çalkala, çalkala ve dön.
Shuffle, and shuffle, and move around.
Böyle olacağını kim hayal edebilirdi ki?
Well, remember she has a swell voice. Don't let her get lost in the shuffle, huh?
Sen karıştırır mısın?
Will you shuffle?
- Kartlari karistirayim, daha iyi.
- Better. I'II give you a shuffle.
Bana yıkmaya çalışıyorlar!
They're trying to give me a fast shuffle!
Kartları iyi karıştır, Natalie.
Shuffle the cards well, Natalie.
Bu aklı başında iki ihtiyarı da götürün, kimse fark etmez.
These little sane people will get lost in the shuffle.
Karıştırmak için bir deste A4 kağıdı. 5 keskin uçlu kalem ve çizip durman için karalama kağıtları. Kenarına gelişigüzel yazılar yazılan.
Just a pile of papers to shuffle around, and five sharp pencils... and a scratch pad to make figures on, maybe a little doodling on the side.
Kartları güzel bir karıştır.
Give'em a good shuffle. Okay, cut'em.
Hepimiz nesneleri daha alımlı, daha çabuk ve daha az maliyetle... yapmaya çalışarak diğerlerini alt etmeye çalışıyoruz, ve bu karışıklık içinde Noel'in ve benim bir bakıma kaybolduğumuz aşikar.
We're all so busy trying to beat the other fellow in making things go faster, look shinier and cost less that Christmas and I are getting lost in the shuffle. I don't think so.
Karıştıralım, karıştıralım.
Shuffle it up and shuffle it up.
Geçen gece verdiğin partide gerçekten coştuk değil mi?
We really rode it high at that shuffle of yours the other night, didn't we?
Deste karışsın!
[commander] Shuffle deck!
İhtiyacımız olmadığı, Rico elimizde olduğu için o koşturma arasında kayboldu gitti.
It got lost in the shuffle because we didn't need it. We had Rico.
Harris'in işini sen bitirdin.
You gave Harris the double-shuffle.
Bilmenizi isterim ki, ben hala ipliği iğneden gözlüksüz geçirebiliyorum ve ara sıra step dansı yapabiliyorum.
I want you to know that I can still thread a needle without my eyeglasses... and still occasionally do a soft-shoe shuffle.
Karambole getirilmek istemiyorum.
I ain't gonna be stampeded into no fast shuffle!
Karıştır, kes?
Shuffle? Cut?
Karıştır.
Shuffle.
Şimdi ise, çökmüş, iyice dağıtmışsın.
Now, you crouch and you shuffle.
Sonra bir dolap çevrilip kalan para da çarpılır.
Then you cheat him out of what's left by giving him a fast shuffle.
Çıkardığın karmaşayı yanına kâr say ve defol buradan.
Suppose you just shuffle along and call it a day?
Bazı çocuklar şimdiden emirlerine hazırlar.
Some of the guys are already trying to shuffle the cards to get in your command.
Ben ve Tiny, köşeye sıkıştırdık ama karışıklıkta kaybettik.
Me and Tiny had them cornered, but we lost them in the shuffle.
Aktörler karışıktır.
Actors just shuffle along.
Haydi kartları karıştır.
So shuffle the cards.
Sen karıştır.
You shuffle.
Şimdi, başkan, kartları son dağıtan kişi sendin kartı ne yaptın?
Now, major, you were the last one to shuffle that deck and where's that card?
Liverpool karıştırması.
Aye aye, the Liverpool shuffle.
Nerede kaldığımızı unutma.
Don't shuffle the cards.
Karıştır.
Shuffle them.
Sizce de şans için kağıtları karıştırmamız gerekmiyor mu?
Do you mind if we shuffle the cards just for luck?
Dostum, karıştırın lütfen.
My friend, shuffle, please.
Yerlerimizi değiştirelim. Haydi, Paolo.
Now we'll shuffle around like a pack of cards.
İyi karıştır.
Give them a good shuffle.
Karıyorum ve dağıtıyorum.
I deal and shuffle.
Dağıtan sensen...
If you shuffle...
Bütün gece de dağıtsam o kazanacak.
I can shuffle all night, he'll still win.
Olur, ama desteyi ben karıştırırım.
Okay. But I shuffle.
O adam ayakkabımdan çıkan parmağımı gördü ve yaptığım tek şeyin toz kaldırmak olduğunu düşündü.
That man saw my toes sticking out of my shoes, and thought all I could do was shuffle dust.
Zaten kağıtları karıştırmayı da beceremez.
He never could shuffle anyway.
- Pekala karıştır bakalım lanet olası.
- All right, you shuffle, goddamn it.
- Siz kartları karıverin.
You shuffle the cards.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]