Softly tradutor Inglês
1,194 parallel translation
Kafanda yumuşakça söylediğin kelimeler neler? .
What are the words you chant softly in your head?
- Ama sen iyisin değil mi?
- But you're really okay? - [Softly] I'm okay.
# Erkekler için yeterli olduğunu söyler ve şimdi hesaplaşma peşindedir # başka yolu yok güneşini hissedebilirsiniz # yavaşça yürür fakat büyük silah taşır
# She says she had enough of men and now she's lookin'for payback # And there's no way that you can fade her sun # She walks softly but she carries a big gun
# Yavaş yürür Büyük silah taşır
# She walks softly but she carries a big gun
Uçan bir kaz tüyü gibi gidip geliyor haksız mıyım?
It comes and goes... as softly as a goose's feather, right?
Bunu burada söylüyorsan kızlar duymasın.. Hyderabad'da sakın söyleme. Çocuklar sana güler.
- Speak softly and do not repeat what you just said in Hyderabad.
Muhtemelen tüm adaya kar yağıyor... merkezdeki düzlüğe, ağaçsız tepelere... yavaşça mezarlığa düşüyor... haçların ve mezar taşlarının üstüne... tüm canlıların... ve ölülerin üzerine.
It's probably snowing all over the island, on the central plain, on the treeless hills, falling softly upon the graveyards, upon the crosses and the headstones, upon all the living and the dead.
Evet bir de "Killing Me Softly" şiiri?
Yes, how about a verse of "Killing Me Softly"?
Sessiz konuş, gürültü yapma.
Speak softly, make no noise.
Abby, senin hakkında bazen hoş şeyler düşünebilirim.
Abby, I may think of you softly from time to time.
Dikkati adım atmanı istiyorum.
I'm telling you to walk softly.
- Git ağır yürüyüşle ilerle.
- Go softly on.
" Tanrım, sanki onun yanında duran beni sessizce parçalayan gülüşünü bekleyen ve yakalayan biri gibiyim.
"God, Ike the man who sits at her side " Who watches and catches the laughter which softly tears me to tatters
" Geldi yavaşça süzüldü
" She came softly in
" Öyle yavaşça geldi ki
" Was so softly she came that
Yumuşacık, Yumuşacık, Yumuşacık.
Softly, softly, softly.
Yumuşacık.
Softly.
Sevecenlik ve şevkatle
Softly and tenderly
Aslında, rafadan taze yumurtayı çok sever.
Indeed, she dearly loves a fresh egg softly boiled.
Palmiyeler sallanıyor... Alize rüzgarları hafifce muhteşem yavruların saçlarını okşuyor. Onlar mikro bikinileriyle hoplayıp zıplarken.
The palm trees swaying the trade winds softly caressing the hair of the gorgeous babes bouncing up and down in their micro-bikinis.
Çok yumuşak konuşuyorsun.
You speak so softly.
Dokunuyorum... Nazikçe.
Touching... softly.
Nazikçe.
Softly.
Sana nazikçe dokunuyorum.
I'm touching you softly.
Kafayı fazla bulacaksın, sonra da hiçbir işe yaramayacaksın.
Softly, softly... or you're too lame after, you're worthless. Are you kidding too, you
Bırak, sesim onları bir öpüş gibi kulaklarına fısıldasın...
" my voice speaking them softly in your ear with a kiss...
Burada her şey daha yavaş ve yumuşak bir şekilde akıyor.
Things flow more slowly and softly here.
Yavaşça gelip gittiğinde
Softly come and softly go
Mekiğin kanatları olduğu için, süzülerek yere inebilir.
Because the shuttle has wings, it can glide softly to a landing.
- Sessiz konuş. - Neden?
I can't speak softly.
Sonra merdivenlerden süzülüp.. Sessizce, bahçenin kapısını açtı.. ve bahçeye girdi.
So he crept downstairs and opened the front door quite softly and went out into the garden.
Bu dünyada gerçeği yumuşak söylersen kimse faretmez.
In this world, if you speak the truth softly, then none will heed you.
Ama dikkatli hareket edin. En azından biraz bilgi toplayana kadar.
Just walk softly, at least until we know a little more.
Bazen, sanki hapşırıyor, öksürüyor ya da sessizce konuşuyor gibi ses çıkartır.
Sometimes it sounds a little like it's sneezing or coughing or talking softly.
Gençlerin okulu kırmasından daha demode bir şey olamaz. Okuma yazma öğrenen çocuklar. Pencerede soğuyan turtalar.
Well, there's nothing corny about fresh-faced youngsters skipping to school... scraping knees and spelling bees... and pies cooling softly on the windowsill. [Chuckles]
Güzelliği toprak altında da olsa yitmemiş ve daima varolacak.
who marvelled at its beauty momentarily, and must walk softly away.
" Kulağa söylenen gizli bir yöntem.
" The secrets uttered softly into troubled ears.
Merhaba?
[SOFTLY] HELLO?
"Ve kulağıma fısıldıyor..."
"And you speak softly in my ear"
Hafifçe dedi.
Softly, he said :
Durmadan tebessüm edip kibar sözler söyleyip, başım eğik yürümek durumundayım.
I must smile all the time... speak softly and walk gently with my head down.
benyavaş yavaş ona doğru yürüyorum sonra
And softly I walk owards her. Then?
Yavaşça kalkar ve herkese Veda eder ve mutluluk dilerim
I gently rise And softly call Good night and joy be to you all
Hayır, aslında şarkıyı duyamıyorum ama çok yumuşak söylüyor, hepimizin hoşnutken yaptığı gibi.
No, I can't actually hear the song but he's singing softly, like we all do when we're content
Ya da sadece hafifçe gülümseyebilirdim.
Or I could just smile softly.
Soyun ölümü sona erecek ve bu film müziğiyle seni yavaşça öldürecek.
Last of a dying breed, and this movie is killing you softly with it's song.
Nesi var bunun?
and pulled him softly.
Sesiz ol.Annem duyacak.
- Talk softly.
- Kaptan bir öneride bulunabilir miyim?
- Only if you talk softly.
Evet, merhaba
[SOFTLY] YES, HELLO.
Sonra yavaşça kalk ve herkese Veda et ve mutluluk dile
Whate'er befalls Then gently rise And softly call