Specifically tradutor Inglês

Belirli bir biçimde mi, yoksa...?

Him specifically or...?

Bu da "savas arabasi" yarislari icin ozel olarak tasarlanmis yeni arena olacak.

And this will be the new arena, specifically designed for chariot races.

Ama ben, özellikle saklamanı istemedim çünkü dışarıya sızmasını istemedim ama tahmin et ne oldu?

But I specifically didn't want you to keep it because I didn't want it to get out and guess what?

Donny ile bu hafta sonu olacak parti hakkında konuşuyordum ve özellikle sizin orada olup olmayacağınızı sordu.

I was talking to Donny about my party this weekend... and he specifically asked if you were going to be there.

- Özellikle kalp heykelleri dedin.

- You specifically said heart sculptures.

Sen derken seni kastetmedim, genel olarak konuşuyorum.

Not you specifically, but like the universal you.

Aslında, özellikle seni istiyorlar.

Actually they're asking for you specifically.

Özellikle, Ghent.

Specifically, Ghent.

Sana 13 dememe rağmen 14 numaralı odaya giriyorsan bu bana güvenmediğini gösterir Jack.

When you sneak into room 14 after I specifically told you room 13, that's because you clearly don't trust me, Jack.

Ben özel olarak konuşuyorum.

Well, I'm speaking specifically.

Micheal bana vaktini leş Vegas strip küplerinde harcamayacağını söyledi O oralardan nefret eder.

Michael specifically said that he did not want one of those skanky Vegas ho weekends, and he hates strip clubs.

Hey, hey, hey. Spreyin içinde ne var?

What's in the spray, specifically?

Kuşları o yarış için eğitmeye başlamışlardı,

They'd just started to train birds specifically for that race,

Özellikle sen.

You specifically.

Sadece özellikle seninle sorunu ne anlamadım.

I just don't understand what his problem is with you specifically.

Bu bahis özellikle Rouen'daki küçük kaçamaklarınızı da ilgilendiriyor.

This matter specifically relates to your little... fancies in Rouen.

O belgede, şekerin kronik metabolik hastalıklar ve obezitenin tek nedeni olmasa da başlıca sebebi olduğu söyleniyor.

And in that document they say, very specifically that sugar is a major, if not the cause of chronic metabolic disease and obesity.

Donanma dersek daha doğru olur.

Naval, more specifically.

Geri dönecek olursak Molly'nin başka bir adamla gitmediğini söylemenin imkanı yok hele ki büyükanne özellikle şehir dışına çıkmadığını söylemişken. - Bunu nereden biliyorsun?

But going back, there's no way you can tell me that Molly is not going away with another man, especially when her grandmother specifically said she was not going out of town.

Koca dünyada eski karının görüşmeni özellikle yasakladığı tek kadını evine getirdin.

You brought home the one woman in the whole world your ex-wife specifically forbade you to see!

Yani, özellikle sen değil ama, birisi işte.

I mean, not you specifically, but someone?

Özellikle şu soru :

Specifically the following.

Özellike Anna'nın ardında bıraktığı kişilerle ilgili.

Uh, specifically to those who Anna leaves behind.

Özellikle kapalı olmaları gerektiğini.

- I remember specifically closing that.

Niye özellikle 10 kuş?

Why 10 birds specifically?

Ajansa özellikle söyledim.

No. I specifically told the agency

Böylece maili yollayanın o kız olup olmadığını ve Carrie'nin evden çekilmiş videolarla bağlantısını anlayabiliriz.

Specifically, I want to get on her computer, see if, "A," she's the one who sent you that email, and, "B," if she had anything to do with those videos from inside Carrie's house.

Az evvel senin hakkında karşı istihbaratla, bizzat Binbaşı Putek ile görüştüm.

I just spoke to counter intelligence about you, specifically with Major Putek.

3'te 2'si mi?

Specifically, two-thirds of them?

Yani, tam olarak ne olduğunu söylemedi.

I mean, he didn't say specifically what.

Özellikle bu bencil oyuna bulaşmaması için ona çok ısrar ettim.

I specifically tried to talk her out of getting wrapped up in my selfish scheme.

- Katolikleri mi öldürdün?

You killed Catholics? Not specifically.

Bu konu üzerine bir konuşma yapmıştık.

We had a conversation where I specifically mentioned that.

Bu, onun kişilik dediği şeyin altında sakladığımız yanlarımız... Ve bu teoriyi antropolojiye, özellikle de insan davranışlarına uygularsak...

These are the sides of us that we hide beneath what he calls the persona, and in applying these theories to anthropology, specifically the study of human behaviour...

- Özellikle değil.

Not specifically.

Tam olarak nasıl işliyor?

Specifically? How's it going to work?

Özellikle bu durumda da mı?

In this case specifically?

Jordan'ın sistemine girmen ve özellikle Navarro'yla ilgili bir şeyler üzerinde çalışıp çalışmadığına bakman gerek.

I need you to get into Jordan's system and see if he was working on anything specifically to do with Navarro.

Sana bizimle depoda buluşmanı açıkça söylemiştik.

You were told specifically to join us at the warehouse.

Belki Alvarez'i damada çok yakın olduğu için özellikle seçmişlerdir.

Maybe they chose Alvarez specifically because of her proximity to the groom.

Tam olarak sizi orada nasıl bulduğunu soruyordum.

I was, specifically how the hell did she find you out there?

Yabaniler. - Size özellikle söyledim...

- I told you specifically...

Her birinize sizi sevdiğini ve son ana kadar sizleri düşündüğünü söylememi istedi.

He specifically wanted me to tell each one of you that he loved you and he was thinking of you guys up until the end.

O konudan özellikle emin olduk.

We specifically made sure.

Neden ben, özellikle?

Why me specifically?

- Özellikle bunu söyledim.

I specifically said that.

Size özellikle Gelibolu'ya gidemeyeceğiniz söylenmişti.

You were specifically ordered not to go to Gallipoli.

Ve o yatak benim için özel olarak tasarlandı.

That bed is specifically designed for me.

- Ona özellikle söylememesini belirtmiştim.

- I specifically told him not to.

Bir it Bear Vadisini kasıp kavuruyor, arkasında üç ceset bırakıyor. Özellikle bir tanesini de bizim arazimize bırakıyor ve sonra kayboluyor.

Some Mutt comes blazing through Bear Valley, leaving... behind three dead bodies, one specifically left on our property, and then vanishes.

Özellikle sağ dizimin.

Specifically, right.