Sphere tradutor Inglês
851 parallel translation
Bu radyo, radar, ve tv sinyalleri 100 ışık Yılı çapında bir küreyi kapsıyor, Yani dünyaya 100 ışık yılı uzaklıkta bir Uzaylı medeniyeti Bizim seslerimizi duyuyor ve tv şovlarımızı izliyor olabilir.
These radio, radar, and television signals fill a sphere nearly 1 00 light years in diameter, so any civilisation within 1 00 light years of Earth might be hearing our voices or watching our television shows.
Titanyum kubbe yaklaşık 5 cm. Kalınlığında ve içinde iki gözlemci ve bir pilot olmak üzere üç kişi oturabiliyor.
The titanium sphere is about two inches thick and inside it sit three people, the pilot and two observers.
Eğer bunların hepsi yeterli gelmezse, dipte üç gün dayanabiliriz ve eğer kurtarma umudumuz yoksa, kubbeyi de, denizaltının geri kalanından ayırıp, bırakabiliriz ve kendi kendine yüzer.
If all that's not enough, we can last on the bottom for three days and if there's no prospect of rescue we can actually release the sphere from the rest of the submarine and it'll float up on its own.
Orta Çağ'ın son bölümlerinde dünya evrenin ortasında sabit bir küre olarak düşünülmüştü.
In the latter part of the Middle Ages the earth was considered to be a stationary sphere in the middle of the universe.
Her gezegen şeffaf ve hareket edebilen kürelerine bağlanmıştı ve gezegensel kürelerin dışında sabitlenmiş kendi başlarına duran yıldızlar vardı.
Each planet was attached to its transparent, movable sphere. And outside the planetary spheres were the fixed stars arranged in a sky of their own.
Hepsinin üstünde onuncu kristal kürede dokuz melek tarafından kuşatılmış yüce Tanrı oturuyordu ve kürelerin dönmesini sağlayan da oydu.
Above it all, in the tenth crystal sphere, sits the Almighty surrounded by nine choirs of angels and He is the One keeping the spheres revolving.
Asırlar geçti ve Orta Çağ'ın Tanrı'sı onuncu kristal küresinde artık oturmuyor.
Centuries have passed and the Almighty of medieval times no longer sits in his tenth sphere.
İş ; ama sendika da güç var. "
In sphere where each is drawn to each. "
Filipin ulusunun da içinde yer alacağı... Büyük doğu asya, Ortak refah alanı sözünü veriyoruz..
The Filipino nation will be included... in the Greater East Asia, Co-Prosperity Sphere.
Ayrıca bu yerin şu anki sahibinin arzusu... onun içinde yaşadığı bu hayat şartlarından... ve bu yerden derhal uzaklaştırılıp büyük umutlar taşıyan... bir centilmen gibi yetiştirilmesidir.
Further, that it is at the desire of the present possessor of that property that he shall be removed from his present sphere of life and from this place and be brought up as befits a young gentleman of great expectations.
Bense iyiliğimden mi, belamı aradığımdan mı, öyle vermişim ki kraliçeye kendimi, çevresinde dönen bir yıldız gibi, her hareketimde bağlı kalıyorum ona.
And for myself - my virtue or my plague, be it either way - is she she's so conjunctive to my life and soul that, as the star moves not but in his sphere, I could not but by her.
Aşağıdalar, doğal gaz tanklarına doğru gidiyorlar.
Got them on the ground heading for the Horton Sphere area.
Tamamen farklı bir kürede bulunuyoruz!
That's an entirely different sphere!
Kayıp alana giren her şey — yani, kendimden kaybettiğim, akıp geçen zaman ;
Everything involving the sphere of loss — that is, what I have lost of myself, the time that has gone ;
- kayıp çocuklar - bulur keşif alanıyla kesişmesini ; bilinmeyen arazilerin araştırılmasıyla... ve sorgulamanın tüm biçimleriyle - serüven, avangard.
its intersection with the sphere of discovery, of the exploration of unknown terrains, and with all the forms of quest, adventure, avant-garde.
Senin de operasyona dahil olabileceğine dair nazik bir hatırlatma yapıyorlar.
They-they're a gentle reminder that you could be included in the sphere of operations too.
Yaşam kuşağında.
In the sphere oflife.
Kara yıldıza yaklaştığımız andan itibaren... üzerimize yerleşti.
As soon as we entered the sphere ofthe Dark Star, it located us.
Burada iki kişiye yetecek yer var.
Room enough in the sphere for two people.
Küre.
The sphere.
Eğer biraz daha Cavorite olursa,... bu gece küreyi yükseltmeye başlayabiliriz. Ve şu an ocakta.
If the last batch of cavorite is successful... we start coating the sphere tonight.
Küreyi kaldırmaya yetecek kadar güç!
- I'll say! - It's enough power to lift the sphere!
Dışarıda basınç yok,... yani kapak açıldığında, küredeki vakum, Kate için ölümcül olur.
There's no pressure outside, meaning... when the hatch opens, the sphere is a vacuum... which will be fatal for Kate.
Küre gitmiş!
The sphere's gone!
- Küreyi parçalıyorlar.
- They're taking the sphere apart.
Kürenizdeki maddeyi taklit etmeye çalıştık ama yapamadık.
We have tried to duplicate... the substance coated on your sphere, but unable.
Küreye!
To the sphere!
Biraz uğraşarak, küreyi Dünya'ya getirebildim.
Well, one way or another, I managed to guide the sphere back to Earth.
Küre, iz bırakmadan kayboldu.
The sphere disappeared without a trace.
Bu yıllarda Kraft durch Freude gemisi oldukça aktifti.
Kraft durch Freude society, which conducted business in the sphere of tourism, sports and recreation, became quite popular during those years.
İşlediği suçlar ve hataların yanı sıra, Stalin'i bütün yanılgılarımızdan, hatalarımızdan ve hayatın her alanındaki umutsuzluğumuzdan sorumlu tutanlar entelektüel totalitarizmin sonu gelince...
In addition to his crimes and faults, those who blame Stalin... .. for all our deceptions, our mistakes and despair in any sphere. They might be very upset to realise the end of intellectual totalitarianism.
Savunma alanı var gibi.
It seems to have a defensive sphere.
- Gemisinin seyir defterini kontrol ettim. Dört ay önce Klingon etki sahasının içinde bulunmuş.
Well, captain, I checked his ship's log and it seems that he was within the Klingons'sphere of influence less than four months ago.
Yörüngedeki hiç bir yer Sovyet toprağı ya da komünizmin etkisi altındaki bir yer değildi.
None was over the Soviet Union or any sphere of Communist influence.
Bir kürenin içinde olacaksınız.
You'll be in a sphere.
"Mekanistik davranışçılığın altyapısal alanı" da ne?
What's an "infrastructional sphere of mechanistic behaviorism"?
Faaliyet alanını ve görevini hatırla.
Remember your sphere of activities and your duties.
Güneş bir küredir, tekrarlayın.
It's a sphere. Say it.
Küre.
PUPILS : A sphere.
Détournement teorik alana, var olan tüm düzeni bozan ve yerle bir eden ayni türde bir siddetli yikimi dahil ederek teorinin kendi basina bir anlami olmadigini, yalnizca tarihsel eylem ve gerçek anlamda bagli oldugu tarihsel düzeltme vasitasiyla kendini through historical action,
What, in theoretical formulation, presents itself as openly detourned, in denying all durable autonomy to the sphere... of the expressed theoretical, by causing the intervention there, by means of this violence, of the action that destroys and carries off all the existing order, recalls that this existence of the theoretical... is nothing in itself, and only come to be known... through historical action, and the historical correction which... is its true fidelity.
Kristal bir küre tutardın Ellerinde.
You held a sphere in your palm,
Atıyla uzaklaşırken... Barry doğru yolda olduğunu hissetti.
As he rode away Barry felt he was now in his proper sphere.
Seni ordudan alacağız. Polis Merkezine tayin edeceğiz, bu arada da... daha iyi bir muhit edinmeni sağlayacağız.
We shall get you out of the Army appoint you to the Police Bureau, and, in time we'll allow you to move in a better sphere.
Barry artık refahın doruğuna ulaşmıştı... ve kendi çabalarıyla toplumda daha yüksek bir konuma sahip olmuştu. Majestelerinin yüce izniyle, güzel Leydisinin ismini... kendininkine eklemişti.
Barry had now arrived at the pitch of prosperity and by his own energy had raised himself to a higher sphere of society having procured His Majesty's gracious permission to add the name of his lovely Lady to his own.
Göz küresi çapı 24 milimetre, kornea inceleniyor.
24mm sphere, checking cornea.
Topa uzandılar.
'They dive for the sphere.
Topu kaybetti!
Loose sphere!
Sonuçta devamlı yükselen bir dizi reaksiyon gerçekleşir ve makine gerçekten bir zamandan diğerine hareket eder.
The result is an ever-increasing series of reactions that literally rotates the machine out of one time sphere into another.
Küre döndüğünde küçük tekerlekler Mars'ı aynen, Dünya'dan göründüğü gibi döngü içinde döngü yapacak şekilde gösteriyor.
The sphere turns, the little wheel rotates and as seen from the Earth, Mars does its loop-the-loop.
"ama küçük bir nesne iseniz ufak bir gezegen..." "... yer çekimi zayıftır... " "... ve küreden farklı bir şekil ortaya çıkabilir. "
But if you had a small object, a tiny world the gravity is very low and then it can be very different from a sphere.
"Burada küre olmayan bir şeklimiz varmış".
I think I have here a world that isn't a sphere.